Bilerek bilmeyerek, farkında olarak ya da olmayarak el uzattığın yetim malı, ağzına attığın yetim hakkı, yetime ait olan bir lokma, bilesin ki daha mideye inmeden çoktan ateş topuna dönüşmüştür.
"Yetimlerin mallarını haksız yollarla yiyenler, aslında bu davranışlarıyla sadece karınlarına ateş doldurmuş oluyorlar. Çünkü bu günahları yüzünden, çılgın bir ateşe gireceklerdir!" (Nisa, 10)
"Yetimlere mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Yetimlerin mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Bunu yapmak gerçekten büyük bir vebaldir." (Nisa, 2)
85 milyona ait olan kamu kaynaklarının ortakları ve varisleri arasında kaç yetim olduğunu tespit etmek mümkün olmadığına, olamayacağına göre, hak etmediğin, senin hakkın olmayan her lokma, her kuruş, bilesin ki yetimlere aittir.
Senin, bir eli yağda bir eli balda tarzı yaşayışın, kamu kaynaklarını kullanarak yedi iklim dört bucak ülke ülke ve belde belde gezişin yüzünden yetim, beş kuruşa alacağı ekmeği on kuruşa almak zorunda kalıyorsa, bilesin ki, karnında ateş topu ile dolaşıyorsun.
Senin bu tür hesapsız ve müsrifçe harcamaların yüzünden, yetimler ve yoksullar, yumurtayı tane ile, domatesi tane ile, patatesi ve soğanı tane ile almak zorunda kalıyorsa, bilesin ki, sen zaten bir ateş topuna dönmüşsün demektir.
Senin, bir şekilde, bir fırsatını bularak oturduğun makam ve mevkiyi, ipe sapa gelmez hırs ve ihtiraslarını tatmin etmekte kullanmandan ötürü, üç dolgun maaş eşine, bir o kadarını da kendine bağlamandan ötürü, ilerlemiş yaşlarına rağmen gecenin ayazında ucuz et kuyruklarında saatlerce bekleyen milyonlar varsa bilesin ki, karnında ateş topu ile dolaşıyorsun demektir.
Sen, milletten aldığın yetkiyi, milletin tamamının huzur ve refahı için, herkesin ve her kesimin hayatını kolaylaştırmak için değil de, sadece etrafına topladığın bir avuç mutlu azınlık için kullanmadan ötürü, ülke nüfusunun büyük bir çoğunluğu adeta sefilleri oynuyorsa bilesin ki, ateş yaranından olanlar arasındasın.
"Düzelttiğim o duvara gelince; o şehirde yaşayan iki yetim çocuğa aitti ve yıkılmak üzere olan bu duvarın altında, vaktiyle onlar için saklanmış bir hazine gömülüydü. Rahmetli babaları da çok iyi bir insandı. Bu yüzden Rabb'in, bu çocukların ergenlik çağına ulaşıp hazinelerini çıkarmalarını diledi. Bunun için de, duvarın bir süre daha ayakta kalması gerekiyordu. Çünkü çocuklar henüz küçükken duvar yıkılacak olsaydı, hazine ortaya çıkacak ve o zâlim kasaba halkı tarafından yağma edilecekti…" (Kehf, 82)
Yetim malına, yetim hakkına sahip çıkma hususunda, hem yöneticiler hem de yönetilenler olarak bu aynaya bakmaya ne dersiniz?
- Bu oyunun ardındakilere karşı herkes oyunun arkasında durmalı / 18.01.2025
- Üzerinde tepinmek varken, ezdirmeye ne gerek var?! / 17.01.2025
- Kurutmadığınız ne kaldı? / 16.01.2025
- Hangi hakla ve ne yüzle? / 14.01.2025
- Bin yalanın ardından… / 13.01.2025
- Gözleri yaş dolu yaşlı insanlar / 12.01.2025
- OĞUL / 11.01.2025
- Aile yılı mı dediniz? Eyvahlar olsun! / 10.01.2025
- Farklı bir ses farklı bir soluk / 08.01.2025