Hele bir atlayalım bu sefer belki yakmaz.
Dostluk elimizi uzatalım bu sefer belki sokmaz.
Bölgemizde envai çeşit ateşi tutuşturanlar doğal müttefiklerimiz.
Bölgemizde envai çeşit renk ve desende yılanlar stratejik oraklarımız.
Hele bir atlayalım bu sefer belki yakmaz mantığı ile hesap-kitap yapmadan içine balıklama atladığımız bölgesel ateş çukurlarından sıçrayan dev kıvılcımlar, on yıllardan beridir evimize, ocağımıza ve tabii yüreğimizin orta yerine düşüp derin yangınlara sebep oluyorlar.
Daha yeni, 20 Nisan 2019 tarihi itibariyle dört şehid haberi ile yandık yakıldık.
İster bilsinler ister bilmesinler, ister farkında olsunlar ister olmasınlar bu yangın seksen iki milyonun tamamının ocağına düşen ateştir.
Dört ananın, dört eşin ve yetimlerin yüreklerine düşen ateş o kadar büyük, o kadar derin ki adeta ışık hızı ile yedi iklim dört bucağı dolaşıp bütün yüreklere anında nüfuz etmektedir.
Yıllar evvel, "hele bir atlayalım bu sefer belki yakmaz" denilerek içine balıklama dalınan ateş çukurlarından sıçrayan kıvılcımlardan işte böyle ara ara yanıyoruz.
Beş kuruşluk menfaati için tüm dünyayı ateşe vermek hususunda asla tereddüt etmeyen küresel eşkıyalara "dostluk elimizi uzatalım bu sefer belki sokmaz" diyerek uzatılan eller öyle sokuluyor ki, zerk edilen zehir ellerden kollara, kollardan omuzlara, omuzlardan boyun ve beyin bölgesine doğru hızla ilerliyor.
Senin elin sakat kalmış, kolun çolak kalmış, boynun ve beynin devreden çıkmış yılanların umurunda mı?
Yılanlar sadece, fırsat buldukça sokmasını bilirler.
Sen ateşe karşı "bu sefer belki yakmaz" diyerek beslediğin iyi niyetine yan.
Sen, "bu sefer belki sokmaz" diyerek çıngıraklı yılanları doğal müttefik ve stratejik ortak ilan ettiğinin aptallığına yan.
Ateş yakar ve yılan sokar.
Bu gerçeği sen de pekiyi biliyordun ama "bir müddet böyle el yordamı ile gideriz" dedin ve işte çevredeki yangınlarla ve yılan sokmalarından mütevellid feryadlarla baş etmeye uğraşıyorsun.
Ateşin yakıcı olduğu ve yılanların sokucu olduğu gerçeğini kavrayabilmen ve gerekli tedbirleri alman için ille de canında, can evinde, kendi ocağında mı tecrübe etmen lazım?
Eğer bilirsen, eğer idrak edersen, bugün tabutlarla dört bir yana yollanan dört şehid ve bundan önceki binlercesi senin can evine düşen, senin ocağına düşen ateşlerdir.
Ateş yakar ve yılan sokar, bu gerçeği idrak etmek için daha ne kadar acı çekmemiz lazım acaba?
Yoksa hislerimiz, hassalarımız da mı dumura uğradı?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024