Avrasya bloğu emperyalistleri korkutuyor

Dün, "Ama artık bıçak Türkiye'nin her tarafına dayandı. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, batı ile ABD ile ittifakın, bu devlete, bu millete zarardan başka bir şey getirmeyeceğini görmüş olacak ki yeni ittifak ve iş birliği arayışlarına girdi. Umuyorum ki, bu arayış bir satranç hamlesi için değil de Türkiye'nin huzur ve saadeti için olsun. (yarın devam edelim)" demiştim. Devam edelim?
Henüz ülke siyasetinde 'az izi, it izi' kavramının kullanılmadığı, PYD-YPG harflerinin telaffuz edilmediği, Esad,'ın Esed'e tam olarak dönüşmediği, Başika, Crablus, Rakka vs. gibi isimlerin halkımız tarafından ezberlenmediği, 17-25 Aralık'ın, 15 Temmuz'un yaşanmadığı, PKK'nın azmadığı, IŞİD'ın sahneye henüz sürülmediği günlerde Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin geleceği ile ilgili hem Türk Milletine, hem de siyasetçilere gazetemiz aracılığı ile sesleniyordu;
"Yapılması gereken nedir? Türkiye'nin artık bundan sonra başını öne eğip ciddi bir muhasebe yapmasıdır. Nedir bu muhasebe? Biz Ortadoğu'da kabul etsek de etmesek de Müslüman olarak bilinen ve Müslüman kişilerin oluşturduğu devletlerin ne olursa olsun sevgisini takvimini kazanan bir millet ve devletiz. 
Binaenaleyh bizim politikalarız evvela bunların menfaatine olması, Türkiye'nin menfaatine olması, bunların aleyhinde ve Türkiye'nin aleyhinde olmaması lazım, esasına bina edilecektir. 
Her şeyden önemlisi bakınız bize yakın olan komşularımızın, coğrafyamızın üzerinde hesabı olmayan komşular olması lazım. Soruyorum şimdi Suriye'nin, bizim topraklarımızın üzerinde hesabı var mı? Yok.  İran'ın hesabı var mı? Yok. Körfez ülkelerinin, İslam ülkelerinin bir tanesinin bizim coğrafya üzerinde bir hesabı var mı? Yok. 
Amma müttefikimiz diye kabul ettiğimiz İsrail'in bizim topraklarımızın coğrafyamızın üzerinde hesabı var. Ve biz bizim topraklar üzerinde hesabı olan insanların daha doğrusu devletin vatandaşlarına Güneydoğu'da o kadar büyük imkânlar tanıdık ki, Güneydoğu'yu neredeyse onlara verdik. Artı yer altı kaynaklarımız petrollerimiz altınız bakırımız demirimiz bunların şirketlerinin eline geçti." (Yeni Mesaj Gazetesi 06-06-2010)
Maalesef bu gerçek görülmedi. Söz konusu batı olunca liberali de, sağcısı da, solcusu da, dincisi de, milliyetçisi de bir oluyor. 'Biz, batılıyız' diyor. Kardeşim, siz batılı filan değilsiniz. Adamlar (!) bunu kabul etmiyor. İsteseniz de batılı olamazsınız. Batılı olmanın tek yolu var; Üzerinizdeki İslam gömleğini çıkaracaksınız, Hıristiyan veya Yahudi olacaksınız. Bak o zaman seni nasıl kucaklayacaklar! 
Bak! Allah-u Teala ne buyuruyor; "Sen, onların (Yahudi ve Hıristiyanların) dinlerine tabi olmadıkça ne Yahudiler, ne de Hıristiyanlar senden asla hoşnut ve razı olmayacaklar." (Bakara 120) 
Bölgemizdeki artık açık bir savaş yaşanıyor ve Türkiye, müttefikim, dediği ülkeler tarafından açıkça ihanete uğruyor. BTP genel başkan yardımcıları Sayın Abdullah Terzi ve Sayın Ahmet Erimhan'ın yaptıkları yazılı ve sözlü açıklamalarda bu gerçeği bir kez daha vurguladılar. Ve de Türkiye'nin durması gereken safın, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 30-40 yıldan beri vurguladığı gibi tekrar hatırlattılar.
Bu hangi saftır? Ekonomik alt yapısını tamamen Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli eksenin de oluşan BRİCS veya bugün Avrupa'nın dillendirdiği 'Avrasya' bloğudur.
BTP genel başkan yardımcılarının yaptığı açıklamalarda bir kişi özellikle dikkatimi çekti; Rusya'nın Liberal Demokrat Parti Başkanı Vladimir Jirinovski.
Kimdir Jirinovski? Dün Türk düşmanı olarak bilenen bir şahıs. Ama Prof. Dr. Haydar Baş'ı tanıdıktan sonra 'Ne mutlu Türküm diyene' itirafında bulunan bir lider.
Sayın Jirinovski Ortadoğu gündemi ile ilgili yaptığı açıklamada; 'Ortadoğu'da, Türkiye ve Rusya beraber hareket etmeli, hatta İran'da buna katılmalı' diyordu. 
Böyle bir ittifak gerçekleşirse ne olur? Kısaca Ortadoğu, emperyalistlere mezar olur. Artık bu mezarı kazmamız ve dünyanın kan emicilerini buraya gömmemiz lazım.