Kısa bir süre önce AB parlamentosuna Müslümanlara imzalatılması için bir "değerler sözleşmesi" sunuldu. Bize gelen bilgilere göre "Müslüman Anlayış İçin Ferman" adlı öneri, Ortadoğu uzmanı Sam Solomon tarafından hazırlanmış ve İngiliz Parlamenter Gerard Batten tarafından AB parlamentosuna sunulmuş. Söz konusu değerler sözleşmesinin basına sızan bazı maddeleri şunlar;İslam dışındaki dinlere saygı duyuyorum. O dinlere inananlara yönelik güç, şiddet ve tehdit uygulamasını kınıyorum. Bütün medeniyetlere ve kültürlere saygı duyuyorum. Ulusal yasaların şeriattan üstün olduğu anlayışını benimsiyorum. Batının inanç ve ifade özgürlüklerine saygı duyuyorum. Bu özgürlükleri uygulayanlara yönelik şiddeti kınıyorum. Kurumlara ya da kişilere karşı şiddet ve tehdit içeren fetvaları kınıyorum, karşı çıkıyorum. Kuran'daki cihat ve Müslüman olmayanlara yönelik şiddeti savunan ayetlerin, İslami kurumlarca yeniden incelenmesi gereğini destekliyorum.10 maddeden oluştuğu söylenen raporun her nedense diğer maddeleri basına sızmamış yalnızca 5 maddesi sızmış. Sözleşmeyi imzalayan Müslümanlar ve İslami kuruluşlar, AB'ye göre teröre karşı olduklarını ve AB değerlerini itiraz etmeden kabul ettiklerini beyan etmiş olacaklar.Ya imzalamayanlar?Bu sözleşmeyi imzalamayan kişi ya da kuruluşlar, AB'ye göre terörü destekleyenler olarak değerlendirilecek ve en azından Avrupa'da yaşama hakkından mahrum olacaklar.Bir süre önce Vatikan'ın Bologna Başpiskoposu Kardinal Carlo Caffara Papa'nın İstanbul ziyaretinden sonra bazı değerlendirmelerde bulunmuştu.Kardinal Caffara, "Bizimle bütünleşmeye çalışanlardan ne türden evrensel değerler talep ediyoruz? Birlikte yaşama temelimizi, giderek tamamen sadece prosedür niteliğindeki kuralların, ahlaken yabancı olanlar tarafından paylaşılmasını istemeye indirgemekteyiz" demişti. Sorulan soru bir üzerine de Caffara ahlaken yabancı olanlar cümlesiyle, "aynı temele ve aynı ahlak anlayışına göre yaşamadıklarımızı" kastettiğini açıklamıştır. İşte Vatikan'ın yetkili bir kardinalinin Batı ile bütünleşmek isteyenlerden evrensel bazı değerleri kabul etmelerinin talep edilmesini istemesi çok geçmeden Avrupa'da yankı bulmuş oldu ve sadece Müslümanlara imzalatılacak bir değerler sözleşmesi olarak karşımıza çıktı. Haddizatında Müslümanların AB'de olmalarının sebebi tamamen ekonomiktir. Hatta Müslüman ülkelerdeki yoksulluğun en büyük sebebi de Batının sömürgeci anlayışının sülük gibi bu ülkelerin zenginliklerini yutmasıdır. Müslüman göçmenler Batıyla bütünleşmek istemediler. Ama Batı ekonomik üstünlüğünü kendi değerlerini kabul ettirmek için bir baskı aracı olarak kullanıyor. Müslüman göçmenlerin yalnızca ekonomik nedenlerle Avrupa'da bulundukları bilindiği halde Batı, ekonomilerini ayakta tutan bu göçmenlerin Müslüman olanlarından Avrupa'nın birkaç Euro'su için kendi inançlarından ödün vermelerini istemektedir ki, bu istek hiçbir hukukla izah edilemez ve kabul edilemez.İşte Batının bu ikiyüzlü anlayışı daha önce aday olan hiçbir ülkenin önüne koymadığı şartları AB üyeliği konusunda Türkiye'nin önüne koyarak da tezahür etmektedir. Avrupa'da göçmen olarak bulunan, en ağır işlerde aşağılanarak ve düşük ücretlerle çalıştırılan Müslümanlardan bile böyle sözleşmelere imza atmasını isteyen Avrupa'nın Türkiye'nin önüne koymuş olduğu ve bundan sonra koyacağı Türkiye'ye özel yeni şartlar bizi hiç şaşırtmadı bundan sonra da şaşırtmayacaktır.Yazımıza Osmanlı Meclisi Mebusan Reisi Ahmet Rıza Bey ve Prof. Fritz Neumark'ın sözleriyle nokta koyalım dilerseniz. Ahmet Rıza Bey, 1922 yılında yazdığı "Batı'nın Doğu politikası'nın ahlaken iflası" adlı eserinde, "Avrupa'nın Türkiye'ye karşı takip ettiği siyasette ahlak mefhumuna asla yer verilmemiştir. Türkiye gibi harbe katılan Macaristan ve Bulgaristan'a neden bir Sevr uygulamadılar? Hıristiyan oldukları için. Avrupa devletleri tarihin hiçbir döneminde Osmanlı ile samimi dostluk tesis etmemişlerdir" değerlendirmesinde bulunmaktadır.Avrupa Birliğinin mali temellerini atan Prof. Fritz Neumark ise Newsweek'te yayınlanan bir röportajda 1990 yılında şunları söylemiştir; "İçtenlikle itiraf etmeliyim ki, Avrupalı Türkleri sevmez; sevmeside mümkün değildir. Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların ve Kilisenin asırlardır hücrelerine sinmiştir. Türkler pek farkında değil ama Avrupalılar şu gerçeğin farkındalar. Tarihten Türkler çıkarılırsa tarih diye bir şey kalmaz".İşte Avrupa bu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024