Adam yıllardır minderlerde güreşiyor, kilosu belli, altmış kilo.
Tam müsabaka saati gelmiş, kantara çıkıyor, hani şu ayarı ile oynadığınız kantara, bir de ne görsün seksen kilo.
Nasıl olur, ben bir gecede yirmi kilo nasıl alırım, yıllardır benim kilom belli demeye mühlet bırakmadan sizi dev gibi bir seksen kilonun kucağına atıyorlar.
Sizden tam yirmi kilo fazla bir güreşçi ile güreş güreşebilirsen.
"Çünkü onlar yeryüzünde kibirlendiler ve kötü tuzaklar kurdular. Halbuki kişi, kazdığı kuyuya kendi düşer. Onlar öncekilere uygulanan yasayı mı bekliyorlar? Allah'ın yasasında asla bir değişme bulamazsın. Allah'ın yasasında bir başkalaşma da bulamazsın." (Fatır: 43).
Hemen her fırsatta hatırlatmaya çalıştığımız Fatır suresinin bu Ayeti gereği gün geliyor aynı kantara siz ya da çocuğunuz, yeğeniniz, bir yakınınız çıkmak durumunda kalıyor, kıvranıyorsunuz ama bir türlü düzeltemiyorsunuz, ayarı ile oynamışsınız bir kere.
Ayarı ile oynadığınız kantar/Gün gelir sizi de tartar hakikati tecelli ediyor ve ayarını bozduğunuz kantarda tartılmak zorunda kalıyorsunuz.
Şimdi elimizi vicdanımıza koyup geriye doğru son on beş yılı bir inceleyelim, on beş yıldan beri ülkeyi tek başına yöneten mevcut iktidar partisinin icraatlarını bir bir masaya yatıralım, göreceğiz ki ayarı ile oynamadığı hiç bir kantar kalmamış.
Özellikle akçeli işlerde, bilhassa ihale meselelerinde, hasseten adam kayırma, adamına göre iş durumlarında, ehliyet ve liyakat yerine "bizden mi değil mi" kriterlerinde ayarları darma-duman edilen kantarlar göreceğiz.
Şehirlerde, özellikle büyük şehirlerde imar durumlarında, imara açılan yerlerde, izin verilen hesapsız kat yüksekliklerinde nerdeyse kantarı bile aradan çıkarmışlar, parayı bastıran bulutlara doğru yükselmeye devam ediyor.
Sayın Cumhurbaşkanının; "Bu şehre ihanet ettik, etmeye de devam ediyoruz ve bu işte ben de suçluyum" cümlesini İstanbul'un en yüksek gökdeleninin tepesine her taraftan okunacak şekilde asmak lazım.
On beş seneden beri ayarları ile oynanan kantarlar şimdi yavaş yavaş bu ayar bozcuları da tartmaya başladılar.
Belediyelerdeki dalgalanmaları, seçilmiş kişileri bir emirle görevden uzaklaştırmaları, kaynamakta olan kazanları biraz da böyle okumak lazım.
Mesela, ekonomik alanda, ithalat ve ihracat kalemlerinde, enflasyonu hesaplama yöntemlerinde, cari açık hesaplamalarında, faiz-döviz durumlarında ayarı ile oynadıkları ne kadar kantar varsa, ayar bozucuları tartmaya başladılar.
İktidar partisi yöneticileri, dolayısı ile on beş yıldan beri devleti yönetenler hangi tarafa yönelseler kapı gibi gerçeklerle yüz yüze geliyorlar ve bakışlarını kantara çeviriyorlar ve görüyorlar ki bir tane ayarı sağlam kantar kalmamış.
"Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz" işte reklamlar ve işte gerçekler ve her bakımdan ülkenin geldiği, getirildiği uçurumun başı.
Siz siz olun hiç bir zaman ve hiçbir kantarın ayarı ile oynamayın.
Tam müsabaka saati gelmiş, kantara çıkıyor, hani şu ayarı ile oynadığınız kantara, bir de ne görsün seksen kilo.
Nasıl olur, ben bir gecede yirmi kilo nasıl alırım, yıllardır benim kilom belli demeye mühlet bırakmadan sizi dev gibi bir seksen kilonun kucağına atıyorlar.
Sizden tam yirmi kilo fazla bir güreşçi ile güreş güreşebilirsen.
"Çünkü onlar yeryüzünde kibirlendiler ve kötü tuzaklar kurdular. Halbuki kişi, kazdığı kuyuya kendi düşer. Onlar öncekilere uygulanan yasayı mı bekliyorlar? Allah'ın yasasında asla bir değişme bulamazsın. Allah'ın yasasında bir başkalaşma da bulamazsın." (Fatır: 43).
Hemen her fırsatta hatırlatmaya çalıştığımız Fatır suresinin bu Ayeti gereği gün geliyor aynı kantara siz ya da çocuğunuz, yeğeniniz, bir yakınınız çıkmak durumunda kalıyor, kıvranıyorsunuz ama bir türlü düzeltemiyorsunuz, ayarı ile oynamışsınız bir kere.
Ayarı ile oynadığınız kantar/Gün gelir sizi de tartar hakikati tecelli ediyor ve ayarını bozduğunuz kantarda tartılmak zorunda kalıyorsunuz.
Şimdi elimizi vicdanımıza koyup geriye doğru son on beş yılı bir inceleyelim, on beş yıldan beri ülkeyi tek başına yöneten mevcut iktidar partisinin icraatlarını bir bir masaya yatıralım, göreceğiz ki ayarı ile oynamadığı hiç bir kantar kalmamış.
Özellikle akçeli işlerde, bilhassa ihale meselelerinde, hasseten adam kayırma, adamına göre iş durumlarında, ehliyet ve liyakat yerine "bizden mi değil mi" kriterlerinde ayarları darma-duman edilen kantarlar göreceğiz.
Şehirlerde, özellikle büyük şehirlerde imar durumlarında, imara açılan yerlerde, izin verilen hesapsız kat yüksekliklerinde nerdeyse kantarı bile aradan çıkarmışlar, parayı bastıran bulutlara doğru yükselmeye devam ediyor.
Sayın Cumhurbaşkanının; "Bu şehre ihanet ettik, etmeye de devam ediyoruz ve bu işte ben de suçluyum" cümlesini İstanbul'un en yüksek gökdeleninin tepesine her taraftan okunacak şekilde asmak lazım.
On beş seneden beri ayarları ile oynanan kantarlar şimdi yavaş yavaş bu ayar bozcuları da tartmaya başladılar.
Belediyelerdeki dalgalanmaları, seçilmiş kişileri bir emirle görevden uzaklaştırmaları, kaynamakta olan kazanları biraz da böyle okumak lazım.
Mesela, ekonomik alanda, ithalat ve ihracat kalemlerinde, enflasyonu hesaplama yöntemlerinde, cari açık hesaplamalarında, faiz-döviz durumlarında ayarı ile oynadıkları ne kadar kantar varsa, ayar bozucuları tartmaya başladılar.
İktidar partisi yöneticileri, dolayısı ile on beş yıldan beri devleti yönetenler hangi tarafa yönelseler kapı gibi gerçeklerle yüz yüze geliyorlar ve bakışlarını kantara çeviriyorlar ve görüyorlar ki bir tane ayarı sağlam kantar kalmamış.
"Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz" işte reklamlar ve işte gerçekler ve her bakımdan ülkenin geldiği, getirildiği uçurumun başı.
Siz siz olun hiç bir zaman ve hiçbir kantarın ayarı ile oynamayın.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024