1. Dünya Savaşından yenik çıkan Osmanlı imzaladığı Mondros ateşkes antlaşması ile fiilen sona eriyordu.
Anadolu toprakları bu antlaşma ile işgale hazır hale getirilmiş, ordular terhis edilmiş, İstanbul başta olmak üzere Anadolu'nun birçok noktası fiili işgale uğramış ve yabancı bayraklar dalgalanır olmuştu.
Bu ortamda Mayıs 19'da Mustafa Kemal, Samsun'a çıkarak işgalcilere karşı İstiklal mücadelesini başlattı.
İstiklal mücadelesi sadece yurdu işgal eden devletlere karşı değil aynı zamanda İngiltere veya Amerika'nın mandasını kabul eden İstanbul hükümetine karşıda yapıldı.
O dönemin fotoğrafını şöyle çekelim. Bir yandan düşmanla savaşılıyor diğer yandan İstanbul Hükümeti TBMM'ye karşı Anadolu'da isyanlar çıkartıyor.
Balıkesir'de Ahmet Anzavur,
Kocaeli'nde Hilafet ordusu ayaklanması,
Afyon'da Çopur Musa ayaklanması,
Konya'da Bozkır ve Delibaş Mehmet ayaklanması,
Yozgat'ta Çapanoğlu ayaklanması,
Urfa'da Milli Aşiret ayaklanması,
Bayburt'ta Şeyh Eşref ayaklanması,
Sivas Erzincan Koçgiri ayaklanması,
Mardin'de Cemil Çeto ayaklanması,
Batmanda Ali Batı ayaklanması,
Ege bölgesinde Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem ayaklanması,
Doğu'da Ermeni isyanları ve Doğu Karadeniz'de Rum ayaklanmaları.
Bu isyanlar içerisinde en uzun süreli olan Rum isyanıdır. 1918'de Merzifon'da, Amerikan kolejinde kurulan Rum Pontus Cemiyeti, İstanbul'daki Fener Rum Patrikhanesi ve Trabzon Metropoliti Hirisantos'un faaliyetleri, Doğu Karadeniz'de bir Rum devleti kurmaya yönelikti ve bölgedeki isyanları bunlar organize diyorlardı.
Bu Rum isyanlarıyla, Giresun'dan Topal Osman Ağa ve Mustafa Kemal'in Recep Emice dediği İpsiz Recep mücadele etmişlerdir. Lozan antlaşması ile sona eren Rum isyanları, Musul sorununu çözmek için Haliç konferansı toplandığı sırada yeniden başlatılacaktır.
Musul'u almaya kararlı olan Mustafa Kemal, orduya Musul'a gir emri verdiğinde; İngiltere Hakkâri'de Nesturi Hıristiyan azınlığı, Doğuda Şeyh Said'i, Rize bölgesinde de Rumları isyana teşvik etmiş ve isyanlar başlamıştı.
Rize bölgesinde isyana başlayan Rumlar kendilerine has otonom bir yapı kurmayı amaçlayarak Pontus'u yeniden canlandırmaya çalışacaklardır.
Nesturî İsyanını Cafer Tayyar Bey bastıracak, Şeyh Sait isyanını bastırmak için İstiklal Mahkemeleri kurulmuş, Şeyh Said dahil isyancılar yargılanıp idam edilmiştir.
Rize'deki Potomya bölgesinde devam eden isyanın bastırılması için de Hamidi'ye Zırhlısı görevlendirilmiştir. Ve İsyan bastırılmıştır. İsyana kalkışanların elebaşlarından 8 Rum yargılanmış ve idam edilmiştir.
Rize bölgesinde söylenen deyişi hepimiz duymuşuzdur.
"Atma Hamidiye atma. Vergi de vereceğuz, şapka da takacağuz, askere de gideceğuz."
Bugün o asılanların torunları, Mustafa Kemal şapkaya karşı geldikleri için Rize'yi bombalattı yalanına başvurarak gerçekte Rum dedelerinin isyanlarını gizlemeye çalışmışlardır.
Mustafa Kemal iç ve dış düşmanlara karşı istiklal mücadelesini yaparak başarıya ulaşıp tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu.
Şimdi bizim vazifemiz 'Mustafa Kemal demek vatan demektir' anlayışı ile Mustafa Kemal'e atılan bu iftiralara milletçe dur deyip, azınlıkların ülkemizi bölmesinin önüne geçerek, vatanımıza sahip çıkmak olacaktır.
Anadolu toprakları bu antlaşma ile işgale hazır hale getirilmiş, ordular terhis edilmiş, İstanbul başta olmak üzere Anadolu'nun birçok noktası fiili işgale uğramış ve yabancı bayraklar dalgalanır olmuştu.
Bu ortamda Mayıs 19'da Mustafa Kemal, Samsun'a çıkarak işgalcilere karşı İstiklal mücadelesini başlattı.
İstiklal mücadelesi sadece yurdu işgal eden devletlere karşı değil aynı zamanda İngiltere veya Amerika'nın mandasını kabul eden İstanbul hükümetine karşıda yapıldı.
O dönemin fotoğrafını şöyle çekelim. Bir yandan düşmanla savaşılıyor diğer yandan İstanbul Hükümeti TBMM'ye karşı Anadolu'da isyanlar çıkartıyor.
Balıkesir'de Ahmet Anzavur,
Kocaeli'nde Hilafet ordusu ayaklanması,
Afyon'da Çopur Musa ayaklanması,
Konya'da Bozkır ve Delibaş Mehmet ayaklanması,
Yozgat'ta Çapanoğlu ayaklanması,
Urfa'da Milli Aşiret ayaklanması,
Bayburt'ta Şeyh Eşref ayaklanması,
Sivas Erzincan Koçgiri ayaklanması,
Mardin'de Cemil Çeto ayaklanması,
Batmanda Ali Batı ayaklanması,
Ege bölgesinde Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem ayaklanması,
Doğu'da Ermeni isyanları ve Doğu Karadeniz'de Rum ayaklanmaları.
Bu isyanlar içerisinde en uzun süreli olan Rum isyanıdır. 1918'de Merzifon'da, Amerikan kolejinde kurulan Rum Pontus Cemiyeti, İstanbul'daki Fener Rum Patrikhanesi ve Trabzon Metropoliti Hirisantos'un faaliyetleri, Doğu Karadeniz'de bir Rum devleti kurmaya yönelikti ve bölgedeki isyanları bunlar organize diyorlardı.
Bu Rum isyanlarıyla, Giresun'dan Topal Osman Ağa ve Mustafa Kemal'in Recep Emice dediği İpsiz Recep mücadele etmişlerdir. Lozan antlaşması ile sona eren Rum isyanları, Musul sorununu çözmek için Haliç konferansı toplandığı sırada yeniden başlatılacaktır.
Musul'u almaya kararlı olan Mustafa Kemal, orduya Musul'a gir emri verdiğinde; İngiltere Hakkâri'de Nesturi Hıristiyan azınlığı, Doğuda Şeyh Said'i, Rize bölgesinde de Rumları isyana teşvik etmiş ve isyanlar başlamıştı.
Rize bölgesinde isyana başlayan Rumlar kendilerine has otonom bir yapı kurmayı amaçlayarak Pontus'u yeniden canlandırmaya çalışacaklardır.
Nesturî İsyanını Cafer Tayyar Bey bastıracak, Şeyh Sait isyanını bastırmak için İstiklal Mahkemeleri kurulmuş, Şeyh Said dahil isyancılar yargılanıp idam edilmiştir.
Rize'deki Potomya bölgesinde devam eden isyanın bastırılması için de Hamidi'ye Zırhlısı görevlendirilmiştir. Ve İsyan bastırılmıştır. İsyana kalkışanların elebaşlarından 8 Rum yargılanmış ve idam edilmiştir.
Rize bölgesinde söylenen deyişi hepimiz duymuşuzdur.
"Atma Hamidiye atma. Vergi de vereceğuz, şapka da takacağuz, askere de gideceğuz."
Bugün o asılanların torunları, Mustafa Kemal şapkaya karşı geldikleri için Rize'yi bombalattı yalanına başvurarak gerçekte Rum dedelerinin isyanlarını gizlemeye çalışmışlardır.
Mustafa Kemal iç ve dış düşmanlara karşı istiklal mücadelesini yaparak başarıya ulaşıp tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devletini kurdu.
Şimdi bizim vazifemiz 'Mustafa Kemal demek vatan demektir' anlayışı ile Mustafa Kemal'e atılan bu iftiralara milletçe dur deyip, azınlıkların ülkemizi bölmesinin önüne geçerek, vatanımıza sahip çıkmak olacaktır.
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019