İstanbul'da 4-8 Temmuz 2004 tarihleri arasında yapılacak "Dünya Ulaştırma Araştırmaları Konferansı (WCTR)'' ile ilgili tanıtım toplantısında konuşan Yıldırım, küreselleşmenin bilişim teknolojisindeki gelişmelerin yanı sıra ulaştırma sistemindeki gelişmelere de dayalı bir süreç olduğunu söyledi. Binali Yıldırım, "Bu iki faktörle ilgili gelişmeleri izleyebilen ve yerine getiren ülkeler kalkan trende yer alacaklar. Bunu yapamayanlar ise geride kalmanın bütün olumsuz sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaklardır'' dedi. Türkiye'de bugüne kadar ulaşımda kalıcı ve stratejik bir planın oluşturulamadığını ifade eden Binali Yıldırım, "Ulaşım modları arasındaki dengesizlikler alabildiğine büyümüş ve neredeyse cinayet noktasına gelmiştir'' diye konuştu. Ulaşımdaki sorunların çözümü için stratejik bir ana planı hedef alan Ulaşım Enstitüsü gibi bilimsel bir kuruluşun gerekliliğine değinen Yıldırım, bu konuda Bakanlık olarak gerekli çalışmaları yapacaklarını bildirdi. Ulaşımın yönetiminde çok başlılığın ciddi bir sorun olduğunu ifade eden Yıldırım, Yerel Yönetimler Yasası'nın kabul edilmesiyle bu sorunun giderileceğini kaydetti. Bakan Yıldırım, toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Binali Yıldırım, ulaşım modlarıyla ilgili bir soru üzerine, Türkiye'de ulaşımda yüzde 93'lük payın karayollarına, yüzde 4'ün demiryollarına, yüzde 2'nin deniz yollarına, yüzde 1'in ise havayoluna ait olduğuna işaret etti.
Binali Yıldırım, şöyle devam etti:
"İşte bu cinayet değilse nedir? Bunu düzeltmemiz lazım. Yıllardan beri karayolcuların karayolu lobisi yaptığı söylenir. Biz göreve başladığımızdan beri bu ulaşım modları arasındaki dengenin kurulmasında en büyük desteği karayolcularımızdan gördük. Bunu tersine çevirip ulaşım modları arasında bir denge sağlamak için deniz yolu ve raylı sisteme biraz daha fazla önem vermemiz, karayolu ve havayolu taşımacılığını buna entegre etmemiz lazım.''
Demiryollarına hazine katkısı
1950 yılında Türkiye'deki demiryolu payının yüzde 37'lerde olduğunu hatırlatan Yıldırım, "Bugün yüzde 4... Tabii 1950'ye tekrar götürmek söz konusu değil. Ama bu ciddi bir süreç'' diye konuştu.
Demiryollarının son 10 yılda Hazine'den doğrudan 11 milyar dolar katkı aldığını belirten Yıldırım, buna rağmen zararın iki katına ulaştığını, hem kamu hizmetini yerine getiremeyen hem de kamu kaynaklarını tüketen en büyük kurum haline geldiğini söyledi. Yıldırım, bunun için yapısal ve yasal çalışmaları başlattıklarını ve öncelikli projeleri uygulamaya geçireceklerini bildirdi.
Binali Yıldırım, şöyle devam etti:
"İşte bu cinayet değilse nedir? Bunu düzeltmemiz lazım. Yıllardan beri karayolcuların karayolu lobisi yaptığı söylenir. Biz göreve başladığımızdan beri bu ulaşım modları arasındaki dengenin kurulmasında en büyük desteği karayolcularımızdan gördük. Bunu tersine çevirip ulaşım modları arasında bir denge sağlamak için deniz yolu ve raylı sisteme biraz daha fazla önem vermemiz, karayolu ve havayolu taşımacılığını buna entegre etmemiz lazım.''
Demiryollarına hazine katkısı
1950 yılında Türkiye'deki demiryolu payının yüzde 37'lerde olduğunu hatırlatan Yıldırım, "Bugün yüzde 4... Tabii 1950'ye tekrar götürmek söz konusu değil. Ama bu ciddi bir süreç'' diye konuştu.
Demiryollarının son 10 yılda Hazine'den doğrudan 11 milyar dolar katkı aldığını belirten Yıldırım, buna rağmen zararın iki katına ulaştığını, hem kamu hizmetini yerine getiremeyen hem de kamu kaynaklarını tüketen en büyük kurum haline geldiğini söyledi. Yıldırım, bunun için yapısal ve yasal çalışmaları başlattıklarını ve öncelikli projeleri uygulamaya geçireceklerini bildirdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.