Balıkçılıkta sorun çok
Su ürünleri av yasağı 1 Eylül'de sona eriyor. Bazı türler yok olmakla karşı karşıya bulunuyor. Ülkemiz, su ürünleri üretim miktarı bakımından dünyada 35'inci, AB ülkeleri arasında ise 7'nci sırada yer alıyor
31.08.2012 00:00:00
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 1 Eylül Cumartesi günü başlayacak su ürünleri av mevsiminin, ekmeğini denizden çıkaran balıkçılarımız için bol ve kazançlı olmasını diledi, sorunlara dikkati çekerek uyarılarda bulundu.
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'de 8 bin 333 kilometrelik kıyı şeridi yanında 200 doğal göl, 1293 baraj gölü ve gölet olmak üzere toplam 1493 iç su kaynağı bulunduğunu hatırlatan Bayraktar, Türkiye'nin su ürünleri üretiminin 2010 yılına göre yüzde 7.7 artarak, 2011 yılında 703 bin ton olarak gerçekleştiğini kaydetti. Bayraktar, “Ülkemizde su ürünleri üretiminin büyük bölümü avcılıktan elde edilmektedir. Geçen yıl avcılıkla yapılan üretimin yaklaşık 480 bin tonluk kısmı denizlerimizden ve 37 bin tonluk kısmı da iç sularımızdan sağlanmıştır. Deniz ürünleri üretiminde Doğu Karadeniz ilk sırayı almıştır. Bu bölgemizi Batı Karadeniz, Ege, Marmara ve Akdeniz izlemektedir. Türkiye su ürünleri üretim miktarı bakımından dünyada 35'inci, AB ülkeleri arasında ise 7'nci sırada yer almaktadır” dedi.
Kişi başına tüketim düşük
Bayraktar, şöyle devam etti: “Gelişmiş ülkelerde, kişi başına hayvansal protein ihtiyacının yüzde 40'ının su ürünlerinden sağlanması hedeflenmekte ve bu durum gelişmişliğin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Dünyada kişi başına su ürünleri tüketimi yıllık ortalama 16 kg'dir. Bu rakam AB'de 24 kg, Japonya'da 69 kg, ABD ve Kanada'da 24 kg, İspanya'da 40 kg iken, ülkemizde yıllar itibarıyla tüketim azalmakta ve 2010 yılında 7 kg'ye kadar düştüğü görülmektedir.”
Bayraktar, Türkiye'de denizlerden avcılıkla yapılan üretimin kıyı balıkçılığına dayandığının da altını çizerek, yeterli alt yapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı yapılamadığını, bu nedenle “av baskısı”nın kıyı sularımızda yoğun olarak görüldüğünü belirtti. Bayraktar, avcılıkla elde edilen ürün miktarının artırılabilmesi için açık deniz balıkçılığına geçilerek, uluslararası sularda avlanma alanları oluşturulması ve ülkemiz kaynaklarına yönelik av baskısının azaltılması yoluna gidilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Balıkçılıkta yapılması gerekenler
* Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren daha fazla sayıda ve modern işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır.
* Sektörün gelişmesi için destek ve teşviklere ihtiyaç vardır. Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için Su Ürünleri Eğitim Merkezleri kurularak eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir.
* Sınırsız ve kuralsız avcılık kontrol altına alınmalı ve her geçen gün artan mali ve biyolojik yok oluş engellenmelidir. Avcılıkta gerekli denetimler mutlak suretle yapılmalı ve kota sistemi uygulanmalıdır.
* Ticari gemilerde olduğu gibi balıkçı tekneleri de tanker istasyonlarından kartlı sistemle mazot alabilmelidir.
* Ülkemiz kültür balıkçılığı alanında büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen üretim istenen seviyeye ulaşamamıştır. Sektörün gelişimi için destek ve teşvike ihtiyaç vardır. Kaliteli yumurta ve yavru üretimi amacıyla uzmanlaşmış damızlık işletmelerinin kurulması ve mevcut işletmelerin geliştirilmesi teşvik edilmelidir.
* Üretim bölgelerinde yol, su, elektrik gibi altyapı çalışmaları eksiksiz olarak tamamlanmalıdır.
* Balık hastalıklarıyla ilgili laboratuvar ve yetişmiş eleman eksikliği giderilmelidir.
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'de 8 bin 333 kilometrelik kıyı şeridi yanında 200 doğal göl, 1293 baraj gölü ve gölet olmak üzere toplam 1493 iç su kaynağı bulunduğunu hatırlatan Bayraktar, Türkiye'nin su ürünleri üretiminin 2010 yılına göre yüzde 7.7 artarak, 2011 yılında 703 bin ton olarak gerçekleştiğini kaydetti. Bayraktar, “Ülkemizde su ürünleri üretiminin büyük bölümü avcılıktan elde edilmektedir. Geçen yıl avcılıkla yapılan üretimin yaklaşık 480 bin tonluk kısmı denizlerimizden ve 37 bin tonluk kısmı da iç sularımızdan sağlanmıştır. Deniz ürünleri üretiminde Doğu Karadeniz ilk sırayı almıştır. Bu bölgemizi Batı Karadeniz, Ege, Marmara ve Akdeniz izlemektedir. Türkiye su ürünleri üretim miktarı bakımından dünyada 35'inci, AB ülkeleri arasında ise 7'nci sırada yer almaktadır” dedi.
Kişi başına tüketim düşük
Bayraktar, şöyle devam etti: “Gelişmiş ülkelerde, kişi başına hayvansal protein ihtiyacının yüzde 40'ının su ürünlerinden sağlanması hedeflenmekte ve bu durum gelişmişliğin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Dünyada kişi başına su ürünleri tüketimi yıllık ortalama 16 kg'dir. Bu rakam AB'de 24 kg, Japonya'da 69 kg, ABD ve Kanada'da 24 kg, İspanya'da 40 kg iken, ülkemizde yıllar itibarıyla tüketim azalmakta ve 2010 yılında 7 kg'ye kadar düştüğü görülmektedir.”
Bayraktar, Türkiye'de denizlerden avcılıkla yapılan üretimin kıyı balıkçılığına dayandığının da altını çizerek, yeterli alt yapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı yapılamadığını, bu nedenle “av baskısı”nın kıyı sularımızda yoğun olarak görüldüğünü belirtti. Bayraktar, avcılıkla elde edilen ürün miktarının artırılabilmesi için açık deniz balıkçılığına geçilerek, uluslararası sularda avlanma alanları oluşturulması ve ülkemiz kaynaklarına yönelik av baskısının azaltılması yoluna gidilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Balıkçılıkta yapılması gerekenler
* Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren daha fazla sayıda ve modern işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır.
* Sektörün gelişmesi için destek ve teşviklere ihtiyaç vardır. Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için Su Ürünleri Eğitim Merkezleri kurularak eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir.
* Sınırsız ve kuralsız avcılık kontrol altına alınmalı ve her geçen gün artan mali ve biyolojik yok oluş engellenmelidir. Avcılıkta gerekli denetimler mutlak suretle yapılmalı ve kota sistemi uygulanmalıdır.
* Ticari gemilerde olduğu gibi balıkçı tekneleri de tanker istasyonlarından kartlı sistemle mazot alabilmelidir.
* Ülkemiz kültür balıkçılığı alanında büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen üretim istenen seviyeye ulaşamamıştır. Sektörün gelişimi için destek ve teşvike ihtiyaç vardır. Kaliteli yumurta ve yavru üretimi amacıyla uzmanlaşmış damızlık işletmelerinin kurulması ve mevcut işletmelerin geliştirilmesi teşvik edilmelidir.
* Üretim bölgelerinde yol, su, elektrik gibi altyapı çalışmaları eksiksiz olarak tamamlanmalıdır.
* Balık hastalıklarıyla ilgili laboratuvar ve yetişmiş eleman eksikliği giderilmelidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.