Çoğumuz yaşamışızdır.
Konuşursun konuşursun, bir an gelir sanki duvara konuşuyormuşsun hissine kapılırsınız.
Gerçekten de karşınızda sizi dinlediğini zannettiğiniz insan görünümlü varlık, aslında bir duvardan farksızdır.
Bozulursunuz, ama çoğu zaman da belli etmemeye çalışırsınız.
İşte Türkiye'deki yüzde 10'luk antidemokratik seçim barajının kaldırılması talebinde bulunan, daha demokratik bir seçim sistemi arzulayan aralarında benim de olduğum insanlar da –farkında olarak ya da olmayarak- duvara konuştular yıllarca.
Zira bizler seçim barajı kalksın istedik, bir baraj kalkmadığı gibi üzerine iki tane daha barajı ekleyecek bir düzenlemenin hazırlıkları yapılıyor.
Meclis kulislerinde konuşulanlara göre seçim sisteminde düzenleme hazırlığında olan hükümet, barajı kaldırmak yerine üçlü bir baraj getirmeyi planlıyor.
Bir komisyonun üzerinde çalıştığı ifade edilen üçlü baraj sistemi düzenlemesi, Meclis'e sunulur ve yasalaşırsa, ittifaklarda yüzde 5, genelde yüzde 10, bölgede yüzde 20 baraj şartı aranacak.
Özetlemek gerekirse, planlanan yeni düzenlemeye göre;
1- Bölgesinde yüzde 20 barajını aşamayan parti vekil çıkaramayacak.
2- Ülke genelindeki yüzde 10 seçim barajı aynen devam edecek.
3- İttifak kurmuş partiler yüzde 5 oy alamazlarsa TBMM'ye giremeyecekler.
Göründüğü kadarıyla hükümetin üzerinde çalıştığı düzenlemelerle yapmak istediği şey, Meclis'e yeni partilerin girişini zorlaştırıp hatta imkânsız hale getirerek iktidar partisinin kuracağı ittifakların önünü açmak.
Ayrıca erimeye yüz tutan AK Parti'den kopan ve bundan sonra da kopacak olan siyasi hareketlerin önüne set çekmek de isteniyor.
Bu düzenleme yasalaşırsa hem barajı geçemeyen siyasi partilerin önü kesilmiş olacak, hem de halkın iradesinin Meclis'e yansıması, yani düşüncenin Meclis'te kendini ifade edebileceği zemin ve ortam bulması da engellenmiş olacak.
Yeni demokrasi anlayışı artık böyle…
Halkın iradesini Meclis'e taşımak için kurulmuş olan partilerin, halkın iradesi Meclis'e yansımasın diye ellerinden geleni bu şekilde yaptıkları sistemin adına artık demokrasi deniliyor maalesef.
Düşünce özgürce ifade edilebilmeli
Oysa gerçek demokrasilerde düşünceyi ifade etmek için en uygun ortam milletin Meclisidir.
Yanlış da olsa bir düşünce kendini ifade edebilir ve doğru görüşü savunanlar tarafından akıllardaki şüphe bırakmayacak şekilde yanlışlığı ortaya konulursa bu toplumsal kaynaşma ve barışın sağlanmasına olanak tanıyacaktır.
Aksi durumda –bugün olduğu gibi- milletin iradesinin Meclis'e yansımasının önüne geçilecek düzenlemelerle düşüncenin ifade edilmesine ket vurulursa, bu Meclis'te ifade edilemeyen düşüncelerin kendilerini mağdur ilan etmesine ve yanlış da olsa taraftar bulmasına hizmet edeceği için uzun vadede çok tehlikeli sonuçlar doğurabilecektir.
Daha Türkiye Cumhuriyeti kuruluş aşamasında iken TBMM'de her türlü görüş ve düşünce savunulabilecek kadar özgür bir ortam vardı oysa.
Kuruluş aşamasında yaşanan düşünceyi özgürce ifade etme ortamına ne üzücüdür ki, 100 yıl sonra sahip değiliz…
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023