Sömürücü güçler, sömürecekleri ve kontrol altında tutacakları ülkelerin, kendi silâhlarını yapmalarını, savaşa hazır olmalarını asla istemezler. Bunu yapan ülkeleri, sanki dünyada barış varmış gibi, barışı tehdit etmekle suçlarlar. Aynı ülkelere demode olmuş silâhları satmakta ise hiçbir beis görmezler. Halbuki ülkelerin savunma hakkı vazgeçilmezdir. Ülkeler, dışarıdan gelebilecek bir saldırıyı her zaman bertaraf edebilecek bir güçte olmalıdır. Aslında bu, barışın yegâne teminatıdır. Savaşa hazır olmanın en önemli amacı, düşmanı korkutmak ve caydırmaktır. Güçlü olmayan bir ülkenin, hele hele Türkiye'nin Batılılarla barışı hayaldir, vehimdir. Bundan dolayı, en güçlü silâh olan nükleer silâha, Türkiye'nin de mutlaka sahip olması gerekir.İran, dünya çapında oynanan nükleer silâh oyununu bozma yolunda yürüyor. Bu oyunun bozulmaması için ABD başta olmak üzere Batı dünyası büyük çaba harcamaktadır. "Nükleer silâhlanma insanlık için tehdittir" diyenlere sormak lâzım: " Nükleer silâh, ABD ve müttefiklerinde olunca neden tehdit olmuyor?". İyi ki, böyle düşünenler az da olsa çıkıyor. Bunlardan biri Guardin yazarı Simon Jenkins'tir. Jenkins diyor ki: "Eğer İngiltere ve Fransa gibi istikrarlı ülkelerin nükleer silâhları varsa, İran ve Kuzey Kore'nin neden olmasın?". Dünya için asıl tehlike, Ortadoğu'yu kana bulayan, saldırgan ve yayılmacı emeli olan İsrail'in nükleer silâhıdır. Dahası, bu korkunç silâhı insanlık üzerinde ilk deneyen İsrail'in hamisi ABD değil mi? Dünya, bu ayrıcalığı daha fazla taşıyamaz. Yarım yüzyıldır, BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi olan ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa'nın nükleer silâhı var. Nükleer Silâhların Yayılmasını Önleme Antlaşması'na göre bu ülkelerin nükleer silâhları meşru, diğerlerinki gayri meşru sayılıyor. Artık buna "dur" demenin zamanı çoktan geldi ve geçiyor. ABD ve müttefikleri İran'ın nükleer faaliyetleriyle uğraşırken, Kuzey Kore, ilk atom bombası denemesini gerçekleştirdiğini dünyaya duyurdu. Kuzey Kore gibi yoksul bir ülke, nükleer silâh geliştirebiliyorsa, demek ki, isteyen her ülke bunu yapabilir. Görülen o ki, Kuzey Kore'nin tavrı, birçok ülkeyi cesaretlendirecektir. Kuzey Kore Hükümeti, bu tekelin kırılmasından yana. Diyor ki: "Nükleer silâhlar, ABD'nin saldırgan tehditlerine karşı güvenilir bir savaş caydırıcısı olacaktır". Bu, gerçekten doğru bir tespittir. Çünkü nükleer silâha sahip bir ülke, ne kadar küçük olursa olsun, en büyük güçlerle eşit duruma gelir ve saldırılardan emin olur. Nitekim ABD'nin Dışişleri eski Bakanı Madeleine Albright de bunu şu sözlerle teyit etmiştir: "ABD'nin Irak'tan dünyaya verdiği mesaj şu olmuştur: Nükleer silâhın yoksa işgal edilirsin, varsa edilmezsin". Bu söz yalan mı? Eğer ABD'nin iddia ettiği gibi Irak'ta kitle imha silâhları olsaydı, ABD orayı işgal etmeyi göze alabilir miydi? Hani, Kuzey Kore'yi tehdit eden "şer ekseni" ülkeler listesine alan ABD Başkanı Bush nerede? Niçin gıkı çıkmıyor? Dünyada geçerli olan dille konuşmak gerekir. Bu dil de, üstün silâh ve güçlü ordudur. Tehdit algılaması çok yüksek olan Türkiye, bu konuda hiçbir ihmal göstermemelidir. AB'cilerin dediği gibi orduyu küçültmek, silâhlanmayı terk etmek, Türkiye için ölümdür.Tam aksine, Türkiye'nin savaş sanayiini geliştirmesi ve ordusunu daha çok güçlendirmesi şarttır.Hıristiyan ve Yahudi ittifakının, Ortadoğu'da yaptıklarını görüp de, Batılıların "dünya barışı" sözünü terennüm edenlerin, aklından veyahut samimiyetinden şüphe etmemek elde değil. Cezayirli yazar Kâtip Yasin, Fransız ordusunun 1945'te, 45 bin sivili Setif'te katlettiğini görünce şöyle demiştir: "Milliliğim orada pekişti. Gözlerimi en fazla açan şey Avrupalılıların söyledikleri herşeyi böylesine inkâr edişleri oldu". Dileriz, bugün coğrafyamızda yaşananlar, gaflet ehli insanlarımızı Kâtip Yasin gibi uyandırır. Değilse, halimiz ve sonumuz perişandır.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018