Barzanistan referandumu konusu daha uzun süre bölgenin başını ağrıtmaya devam edecek.
Zira plan, Barzani'nin planı değil; referandum da, oradaki Kürtlerin yaşam standartlarını iyileştirmeye dönük değildir. Bilakis Kürtler başta olmak üzere bölge halklarının kırılması pahasına Arz-ı Mev'ud ekseninde Büyük İsrail'e yer açma sürecidir.
Gelişmeleri, bu eksende tahlil edip güçlü-caydırıcı tedbirler almak gerekiyor.
Türkiye'nin ve bölge ülkelerinin görmesi gereken gerçek, Barzanî'nin vaziyeti kadar, dayılarının vaziyetidir. Ki, dayıları Amerika ve İsrail'dir.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın 30-35 yıldan beri İsrail'in Arz-ı Mev'ud planına dair yaptığı ikazların yanısıra; Kobani olaylarının alevlendiği günlerde Kürt kardeşlerimize yaptığı "Oyuna gelmeyin" tavsiyeleri, bu süreçte de hayati ehemmiyet arz ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran dönüşü uçakta, Barzanî ve avanesinin yaptıkları işin hiçbir hukuki zemini yok, uluslararası hukuka zaten aykırı, diyor?
Erdoğan'ın demesine göre, Barzanî'nin vaziyeti, hukukun hakikaten veya hükmen yok saydığı ma'dum cinsindedir? Eyvallah.
Referandum yok hükmünde, ma'dum hükmünde ise, bölge devletleri bir araya gelip "Ey Barzani referandumu iptal et" diye neden açıklama yapıyor?
Yok olanın iptalini talep de yok sayılır!
Erdoğan, Irak Anayasa Mahkemesi de referandum kararını askıya almış, bunun durdurulması gerektiğine hükmetmiş, hatırlatması yapıyor.
O zaman Irak devleti, hukuken devreye girecek, hukuk dışı icraattan ve Anayasa'yı ihlalden Barzanî'yi derdest edecek.
Ama Irak'ın böyle bir hukuk takatı ve devlet gücü var mı?
İşte orada bam teli kopuyor.
Nitekim Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Nuri el-Malikî, geçen hafta, ey IKYB yetkilileri, bakın Türkiye ve İran çok ciddi, referandumu iptal edin, diye çağrı yapıyor.
Irak devleti, hukuk yolunu işletmek yerine, sadece korkutma naraları atıyor. Hukuk yolunu işletemiyor!
Demek ki, Barzanî oyununda Irak hukuku başta olmak üzere hukuku ve akl-ı selimi aşan güçler var.
Dahası; bölgede bugüne kadar Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi bağlamında yürütülen icraatlardan hangisinin hukuki zemini vardı ki, bunun olsun?!
Öte yandan Barzani'nin, halkına hizmet için hiçbir şeye ihtiyacı yok ki, halk tabiriyle bir tek domuzu eksik?
Sarayı var, ayrı bir meclisi var, yerel bir hükümeti, kendi bayrağı ve silahlı kuvvetleri var. Irak bütçesinde fazla fazla payı var. Yetmedi, kendi adına petrol bile satıyor. İsrail gibi müşterisi, Türkiye gibi nakliyecisi var(dı). Dış gezilerinde devlet başkanları statüsünde karşılanıyor. Gümrük kapılarında haraç kesiyor. Damga basıyor. 60-70 yıldan beri koca Türkiye kendi parasını basamazken; Barzani, referandumun r'sine gelmeden para basmaya hazırlanıyor.
Bu vaziyet, Barzanî'nin maharetini çok aşıyor? Bölgeyi BOP maşalarıyla mikserleyip dünyayı sömürenlerin adımları bunlar.
Türkiye ve bölge ülkeleri bu gerçeği görmeli, buna göre vaziyet almalıdır.
Milli para ile ticaret başlatıyoruz, türünden, Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nden aşırma proje ve beyanatlar sadece havanda su dövmektir.
Birkaç ay önce de Rusya ile ticarette de aynı milli para teranesi okunmuştu. Ne oldu?
Modelin ve milli para formülünün sahibi Prof. Dr. Baş, Türkiye'nin GSMH'sı karşılığında, kendi kaynakları ve emeği karşılığında bastığı tek kuruş milli parası mı var ki, karşılıklı milli para ile ticaretten söz ediliyor, dedi; herkes oturdu oturduğu yerde.
Bu işin sahibi Prof. Dr. Baş... Ondan çalma söylem ile devlet çarkı yürümez, onun modelinden aşırma projelerle Amerika ve İsrail'in oyunu bozulamaz.
Kapitalizmi tarihe gömen Milli Ekonomi Modeli'nin iktidar yapmadan ülkemiz ve bölgemizde huzur olmaz.
Bu bakımdan Türkiye'nin onurlu duruşu, problemlerin çözümü, hukukun üstünlüğü, bölgenin istikrarı ve dünyanın barışı isteniyorsa; tek adres, Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Gerisi havanda su dövmektir, vatanımızın ve bölgemizin ayağımızın altından bir halı gibi çekilip alınmasıdır.
Zira plan, Barzani'nin planı değil; referandum da, oradaki Kürtlerin yaşam standartlarını iyileştirmeye dönük değildir. Bilakis Kürtler başta olmak üzere bölge halklarının kırılması pahasına Arz-ı Mev'ud ekseninde Büyük İsrail'e yer açma sürecidir.
Gelişmeleri, bu eksende tahlil edip güçlü-caydırıcı tedbirler almak gerekiyor.
Türkiye'nin ve bölge ülkelerinin görmesi gereken gerçek, Barzanî'nin vaziyeti kadar, dayılarının vaziyetidir. Ki, dayıları Amerika ve İsrail'dir.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın 30-35 yıldan beri İsrail'in Arz-ı Mev'ud planına dair yaptığı ikazların yanısıra; Kobani olaylarının alevlendiği günlerde Kürt kardeşlerimize yaptığı "Oyuna gelmeyin" tavsiyeleri, bu süreçte de hayati ehemmiyet arz ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran dönüşü uçakta, Barzanî ve avanesinin yaptıkları işin hiçbir hukuki zemini yok, uluslararası hukuka zaten aykırı, diyor?
Erdoğan'ın demesine göre, Barzanî'nin vaziyeti, hukukun hakikaten veya hükmen yok saydığı ma'dum cinsindedir? Eyvallah.
Referandum yok hükmünde, ma'dum hükmünde ise, bölge devletleri bir araya gelip "Ey Barzani referandumu iptal et" diye neden açıklama yapıyor?
Yok olanın iptalini talep de yok sayılır!
Erdoğan, Irak Anayasa Mahkemesi de referandum kararını askıya almış, bunun durdurulması gerektiğine hükmetmiş, hatırlatması yapıyor.
O zaman Irak devleti, hukuken devreye girecek, hukuk dışı icraattan ve Anayasa'yı ihlalden Barzanî'yi derdest edecek.
Ama Irak'ın böyle bir hukuk takatı ve devlet gücü var mı?
İşte orada bam teli kopuyor.
Nitekim Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Nuri el-Malikî, geçen hafta, ey IKYB yetkilileri, bakın Türkiye ve İran çok ciddi, referandumu iptal edin, diye çağrı yapıyor.
Irak devleti, hukuk yolunu işletmek yerine, sadece korkutma naraları atıyor. Hukuk yolunu işletemiyor!
Demek ki, Barzanî oyununda Irak hukuku başta olmak üzere hukuku ve akl-ı selimi aşan güçler var.
Dahası; bölgede bugüne kadar Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi bağlamında yürütülen icraatlardan hangisinin hukuki zemini vardı ki, bunun olsun?!
Öte yandan Barzani'nin, halkına hizmet için hiçbir şeye ihtiyacı yok ki, halk tabiriyle bir tek domuzu eksik?
Sarayı var, ayrı bir meclisi var, yerel bir hükümeti, kendi bayrağı ve silahlı kuvvetleri var. Irak bütçesinde fazla fazla payı var. Yetmedi, kendi adına petrol bile satıyor. İsrail gibi müşterisi, Türkiye gibi nakliyecisi var(dı). Dış gezilerinde devlet başkanları statüsünde karşılanıyor. Gümrük kapılarında haraç kesiyor. Damga basıyor. 60-70 yıldan beri koca Türkiye kendi parasını basamazken; Barzani, referandumun r'sine gelmeden para basmaya hazırlanıyor.
Bu vaziyet, Barzanî'nin maharetini çok aşıyor? Bölgeyi BOP maşalarıyla mikserleyip dünyayı sömürenlerin adımları bunlar.
Türkiye ve bölge ülkeleri bu gerçeği görmeli, buna göre vaziyet almalıdır.
Milli para ile ticaret başlatıyoruz, türünden, Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nden aşırma proje ve beyanatlar sadece havanda su dövmektir.
Birkaç ay önce de Rusya ile ticarette de aynı milli para teranesi okunmuştu. Ne oldu?
Modelin ve milli para formülünün sahibi Prof. Dr. Baş, Türkiye'nin GSMH'sı karşılığında, kendi kaynakları ve emeği karşılığında bastığı tek kuruş milli parası mı var ki, karşılıklı milli para ile ticaretten söz ediliyor, dedi; herkes oturdu oturduğu yerde.
Bu işin sahibi Prof. Dr. Baş... Ondan çalma söylem ile devlet çarkı yürümez, onun modelinden aşırma projelerle Amerika ve İsrail'in oyunu bozulamaz.
Kapitalizmi tarihe gömen Milli Ekonomi Modeli'nin iktidar yapmadan ülkemiz ve bölgemizde huzur olmaz.
Bu bakımdan Türkiye'nin onurlu duruşu, problemlerin çözümü, hukukun üstünlüğü, bölgenin istikrarı ve dünyanın barışı isteniyorsa; tek adres, Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Gerisi havanda su dövmektir, vatanımızın ve bölgemizin ayağımızın altından bir halı gibi çekilip alınmasıdır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019