Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir vatandaşı olarak, Türkiye Cumhuriyeti devletinin başbakanına geçirmiş olduğu rahatsızlık-operasyon sebebiyle geçmiş olsun dileklerimi iletiyor ve acil şifalar diliyorum. Sonrasında da yine vatandaş olarak ülkemi idare eden Sayın Başbakanımızın sağlık durumuyla ilgili bilgi alma hakkına sahip olduğumu düşünerek, tüm Türkiye'yi yeterli bir şekilde bilgilendirmeyenlere serzenişte bulunmak istiyorum.Her Türk vatandaşı gibi biz de başbakanın sağlık durumunun ne olduğunu tüm ayrıntılarıyla öğrenmek istiyoruz.Başbakanlıktan yapılan, "Başbakanımız 26 Kasım tarihinde laparoskopik yöntemle başarılı bir sindirim sistemi ameliyatı geçirmiştir" açıklamasını yeterli bulmadığım gibi, bu açıklamayı başbakanın sağlık durumuyla ilgili şüpheli bulduğumu da ifade etmek istiyorum.Bu konuda, GazetePort'tan Safile Usul'un yazdıklarına dikkat kesilmek gerektiği kanaatindeyim. "Başbakan Erdoğan'ın, konusu hakkında açıklama yapılmayan ameliyatını gerçekleştiren Prof. Dursun Buğra laparoskopik kolon (kalın bağırsak) kanser müdahalesi alanındaki uzmanlığı ile tanınıyor" diyen Safiye Usul şöyle devam ediyor: "Çapa Tıp Fakültesi geleneğinden geliyor ve eski bir Çapa hocası.Onun okulundan yetişmiş bir cerrah arkadaşım anlattı.Profesör Dursun Buğra kolon kanserinin laparoskopik olarak ameliyat edilmesi denince Çapa'da ilk akla gelecek olan isimmiş Çapa'dan ayrılıp özel bir hastane olan Medipol'e geçmeden önce.En spesifik uzmanlığı bu, yani kolon kanserine laporoskopik müdahale imiş."Başbakanlıktan yapılan açıklama Usul'ün şüphelerini de bizim gibi artırıyor, çünkü:"Bu açıklamayı ilk okuduğumda aklıma hemen onkolojik birşey geldi.Çünkü "sindirim sistemi ameliyatı" zincirleme tamlaması bir açıklamada genellikle ameliyatın muhtevası açıklanmak istenmediğinde kullanılacak, hatta biraz da tıbbi açıklama kalıbına uymayan bir tanımlama.Açıklamayı okuyunca aklıma ilk gelen bu nedenle onkolojik bir durum oldu.Ki, Erdoğan'ın cumartesi günü gerçekleşen laporoskopik bir müdahaleden sonra mesela pazartesi günü taburcu edilmemesi, dahası da cumaya kadar hastanede kalacağının açıklanması bendeki şüpheyi tamamen artırmıştı.Çünkü, sindirim sistemine yapılabilecek lap. müdahaleler bağırsak kanseri vakası değil de, örneğin safra kesesi, mide fıtığı, göbek fıtığı gibi durumlarsa, bunların tamamında hasta bir bilemediniz iki gün sonra taburcu edilir.Bu nedenle şüphelendim ama Prof. Buğra'nın okulundan yetişmiş cerrah arkadaşımın anlattıkları çok daha fazla detay veriyor."Ben de kolon kanseri olduğunu düşündüm. Zaten hastanede bu kadar uzun kalması da bunu düşündürüyor. Kolon kanserine yapılan laparoskopik müdahaleden sonra kalın bağırsağın kanserli yeri kesilip alındığı ve henüz kesilen uçlar birbirine bitişmediği için hasta hiçbir şekilde bağırsak yoluyla beslenemez.Bunun yerine total parenteral besleme (tamamen bağırsak yolları dışı beslenme) uygulanır. Örneğin hasta kalori alabilmesi için damardan beslenir. Bu da ancak hastane ortamında olabilen birşey. Ayrıca hastanın burnuna, mide sıvısının karında birikmemesi için, sonda da takılır."Belki de siz bu yazıyı okuduğunuzda Başbakan Erdoğan basın önüne çıkacak ve açıklamalar yapacak. Ama yine de Türkiye Cumhuriyeti devletinin başbakanının sağlık durumuyla ilgili bilgiler çok daha detaylı ve anlamlı bir şekilde paylaşılmalı. Hatta bakın farklı bir şüphe de, ABD Başkan yardımcısı Joe Biden'ın Türkiye programına Başbakan Erdoğan'ı evinde ziyareti de sıkıştırması. Bu ısrar, Başbakanın sağlık durumunu ABD'nin bizzat görmek istediği şeklinde de yorumlanıyor. Ve yine özellikle batı basınında Başbakan Erdoğan sonrası senaryoların gündeme getirilip, Ahmet Davutoğlu'na dair başbakanlık yakıştırmaları yapılması da işin diğer boyutu. Tüm bunlar Türkiye gibi önemli bir ülkede yaşanmaması, daha doğrusu yaşanmasına mahal verilmemesi gereken tartışmalardır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012