Ülkemiz ve bölgemiz ekonomide, sosyal ve siyasi politikalarda; iç ve dış siyasette sürekli savruluyor.
Sadece ülkemiz değil, bölgemiz ve dünya savrulup duruyor.
Adalet mekanizması da bu süreçte aynı savrulmayı yaşıyor.
Geçtiğimiz günlerde Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in mahkeme haberi son dakika haberi olarak basında yer aldı.
Kamuoyunu aydınlatma adına ben de duygu ve düşüncelerimi kaleme almak istedim.
Bu dava konusu yıllar önce ilk defa hukuka intikal ettirildiğinde, savcılık şikâyete "takipsizlik" kararı vermiştir.
Ancak nasıl olmuşsa, kimler devre yapmışsa ticari bir alacak-verecek davası bir anda ağır ceza yargılaması haline gelmiştir.
Mahkeme 3 yılı aşkın süre sürdü. Öyle ki basit bir alışveriş davası, tam 16 klasörlük bir dava haline getirildi.
Her defasında konu ile ilgisi olmayan iddialar gündeme getirildi.
Mesele algı yönetimiydi, kafaları karıştırmaktı, neredeyse tek konuşulmayan davanın aslı idi.
Haydar Baş Beyin avukatları her defasında mahkemeyi hukuka davet ettiler, sürekli muhataplarını mindere davet ettiler.
Son celsede, yüz sayfa civarında esas hakkında sözlü savunma yapan avukat hocalardan birisi daha önceden savunmasını yazılı olarak mahkemeye vermemişti.
Heyete isterseniz kararınızı daha sonra da açıklayabilirsiniz demesine rağmen, heyet kararı hemen açıklamayı tercih etti.
Bütün baskılara rağmen Haydar Baş Bey atılı suçlardan beraat etmiştir.
Ben de celseyi izledim. Son karar okunurken iddianamede bahsi geçen konularda tek tek 'beraat, beraat' şeklinde açıklama yapıldı. Tüm iddialara karşı dava kazanıldı.
Aslında dava boyunca müşteki tarafça da iddia edilmeyen bir suçtan siyasi etkilerle bu ceza verildi.
Mahkeme süreci 3 yıl önce başlamıştı. Şuraya bakar mısınız her duruşmada heyet değişmişti.
Heyetin niçin değiştirildiğinin açıklamasını karar celsesinden anlamış olduk. Son celsede ilk defa duruşmaya katılan bir bayan hâkimin verdiği menfi oyla mahkûmiyet kararı verildi.
Bu karar, aslında mahkemenin üzerine gölge düşürdü. Bir genel başkanın yargılandığı, ülkemizin dünyadaki marka ismi Haydar Baş Beyin yargılanması söz konusu olan.
Bir örnek vereyim:
2013 yılında Rusya Duması'nda Rus parlamenterlere modelini anlatan ve ayakta alkışlanan Haydar hocadan bahsediyoruz. Modeli Rusya ve Çin başta olmak üzere BRICS devletlerinde uygulanan Haydar Hoca, söz konusu olan.
Ehl-i Beyt'in hayatını kütüphane çapında eserlerle kaleme alan ve Şii - Sünni ve Aleviler arasında barış ve kardeşlik yolunu açan lider, söz konusu olan.
Hoş Geldin Atatürk eseri ile devlet ve milleti birleştiren çağın bilgesi olan Haydar Hocadan bahsediyoruz.
Hayatı boyunca bir trafik cezası bile olmayan, üstelik alacaklı olduğu bir düzmece dava ile ağır cezada mobbing uygulanan, hayatını insanlığa hizmete adayan bir vefa insanından bahsediyoruz.
Bu kadar plan ve projesi olan Haydar Hocayı basın yayın sürekli görmezden gelmiştir.
İlginçtir, daha adliye kapısından çıkmadan neredeyse bütün medyada mahkeme kararının yer alması meselenin arka planını da çok iyi anlatmıyor mu?
Gayeleri çamur at izi kalsın, fakat bilmiyorlar ki; 'keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.'
Hem de bumerang gibi…
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Vatandaşın çığlığına kim cevap verecek / 09.03.2024
- Yerel seçimlerde emeklilerin tercihi ne olacak? / 29.02.2024
- BTP, güçlü bir alternatif / 23.02.2024
- Belediyecilik: Yol mu, su mu yoksa daha fazlası mı? / 16.02.2024
- Deprem öldürmez, ihmal öldürür! / 09.02.2024
- Gelir adaletsizliği derinleşiyor / 01.02.2024
- Gazze’de vahşet neden devam ediyor? / 26.01.2024