Cinsi, cibilliyeti, hammaddesi ne ise, nasıl bir şey ise isabet ettiği tüm başları yamultuyor, yamyassı ediyor. Başına diyalog düşmüş ne kadar insan tanıdıysak, profesöründen dağdaki çobanına kadar hepsinin dengelerini yitirdiğine, ölçülerini kaybettiğine şahit olduk.Bu 'diyalog' tuğlasını kim icad etti ve güzelim insanlarımıza kim musallat etti ise Allah'ından bulsun inşaallah. Düştüğü zihni iğfal ediyor, düştüğü başı yamultuyor, düştüğü dalları yere indiriyor.Onbeş asırdan beri İslam dünyasında kabul edilen itikadi ölçüleri, özellikle de Anadolu coğrafyasındaki ehl-i sünnet itikadını derinden yaralıyor. Bu fitnenin mucitlerini ve ülkemizdeki ana bayilerini milletimiz çok iyi tanımalı ki, açtıkları yaralar daha fazla derinleşmeden, başkalarına bulaşmadan tedbirlerini alsınlar.Haftalık Aktüel Dergisi'nin son sayısını okurken bu konuda daha fazla yazmamız gerektiğine inandım. Bu ifsat felsefesi bu ülkenin aydınını, profesörünü bu hale getirmiş ise, bilgisi, altyapısı olmayan ve geçim derdi ile uğraşan insanımızı ne hale getirmiştir diye ürpererek düşündüm.Başlarına 'diyalog' tuğlası düşmüş adamların, sözkonusu dergideki beyanatlarını görünce ümmet-i Muhammed'in büyük bir fitne ile karşı karşıya olduğunu düşünmemek mümkün değil. Ne hikmetse, onbeş asırlık İslam tarihi boyunca Said Nursi'nin kitaplarında rastladığımız "Müslüman İseviler" tarifine denk düşen topluluklar var mı" tarzındaki sorusuna diyalog ekibinden İhsan Atasoy söyle cevap vermiş: "Batı'da Müslüman İsevileri gördüm. Adam Hıristiyan ama Tevhid inancı var, Hz. Muhammed'i de kabul ediyor. İlle de Müslümanlığa tâbi olması gerekmez?"Fesübhanallah? Diyalog, tuğlasından darbe yemiş ilahiyatçıların ne hale geldiğini gördünüz mü?Bir adam, kelime-i tevhidi dil ile söylüyor kalbi ile de tasdik ediyorsa, Lailahe illallah Muhammedürresülüllah mesajının içeriğini kabul ve ilan ediyorsa bu adam Müslüman'dır. Böyle bir adama 'İsevi' kulpunu takmak neyin nesi? Yok, eğer, bir adam; ben Kelime-i Tevhidi öylesine söylüyorum ama ben eski dinimden vazgeçemem, ben Hıristiyan'ım diyorsa, böyle birine de 'Müslüman' kulpunu takmak kimin haddine düşmüş? Bir kere "Müslüman İseviler" tanımı ucube bir tanım ve "evvel yok idi işbu rivayet yeni çıktı" cinsinden bir anlayış. Başına 'diyalog' tuğlası düşmüş adamlar anlarlar mı bilemiyorum ama biz milletimiz için birkaç ölçüyü hatırlatalım:"Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin arası kesildiği bir vakitte size elçimiz (Hz. Muhammed) geldi. O size hakkı-hakikati açıklıyor ki (kıyamete), "Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi" demeyesiniz. İşte size müjdeleyici ve uyarıcı gelmiştir. Allah her şeye hakkıyla kadirdir." (Maide:19)
İhsan Atasoy'un; "Batı'da Müslüman İsevileri gördüm. Adam Hıristiyan ama tevhit inancı var, Hz. Muhammet'i de kabul ediyor?" sözlerini bir an için doğru kabul edelim. Bu adam Hz. Muhammed'i (S.A.V) kabul ediyorsa, işte Kur'an onu böyle takdim ediyor. "Müjdeleyici ve uyarıcı" Muhammed (S.A.V) bakın kendini nasıl takdim ediyor ve onları nasıl uyarıyor:"Hz. Musa ve Hz. İsa bugün yaşalardı, Bana tâbi olmaktan başka bir yolları ve vazifeleri olmazdı." "Varlığım kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki, Musa peygamber bile sizin aranızda bulunsa da siz Beni bırakıp ona uysanız, şüphesiz sapıklardan olurdunuz."Hal böyleyken, bu kadar apaçık ortada iken, adam; "Hıristiyan'ım" diyor ve siz ona "Müslüman İsevi" diye kulp takıyorsunuz. Bu hakkı nereden, kimden alıyorsunuz? Gençliğin zihnini iğfal etmeye, itikadını bozmaya ne hakkınız var?Aynı dergide, aynı yamuk mantığı seslendiren Prof. Dr. Davut Aydüz'ün sözleri ise tam evlere şenlik cinsinden: "Bazıları bir insan hem Hıristiyan hem de Müslüman olur mu, diyebilir. Fakat bir Hıristiyan, Müslüman olmak için gerekli olan şeyleri, yani kelime-i şahadeti söylüyor, aynı zamanda da Hıristiyan'ım diyorsa, ona, "böyle bir şey olmaz, ya kiliseye gitmeyi terk et, ya da bizim inandığımız şeylere inanma mı" diyeceğiz?"Tut kelin perçeminden? Koskoca profesör olmuş adam bilmez mi; bir adam Hıristiyanlık iddiasını sürdürüyorsa Hıristiyan'dır. Hıristiyanlığı reddetmedikçe, terk etmedikçe Müslüman sayılmaz. Allah böyle diyor, peygamberi böyle diyor, peki siz kimsiniz, size ne oluyor beyler?İlgili sayfaları çevirirken, içimden, "tam da Müslüman bulmuş köy yolu sormuşuz" derken Prof. Dr. Sezen'in cümleleriyle karşılaştım ve rahat bir nefes aldım: "İsevilik bir ırk, kavim adı değil. Müslümanlık da öyle. İkisi de din. Müslüman Fransız veya Hıristiyan Arap olur ama Müslüman İsevi, İsevi Müslüman olmaz. Biri ya Müslüman'dır ya İsevi. Bireysel bazda hem Hz. İsa'yı hem Hz. Muhammed'i kabul edebilirsin. Bütün dinler Allah'tandır, diyebilirsin. Ama bunu cemiyete indiremezsin. Çünkü en başta kültürler uyuşmaz. Ayrıca ilerde Hz. İsa Hıristiyanları Müslümanlığa yaklaştıracaksa, hatta Müslüman yapacaksa onun adı Müslümanlık olur. Bu tip diyalog çabaları yanlış sonuçlara çıkabilir. Bu onların işine yarıyor, Hıristiyanlığı meşrulaştırıyor. Diyalog kültürel, siyasi olabilir ama teolojik olmaz. İslam onları belli bir noktaya çağırıyor. Demek ki, o noktada değiller ki çağırıyor. Eğer onları Müslüman yapmak için takiyye ediyorsa, takiyye burada caiz değil. Müslümanlığı açık açık anlatırsın, dinde zorlama, aldatmaca yoktur. Buna diyalog demenin, taviz vermenin anlamı yok."Prof. Sezen, Aksiyon Dergisi'nin 8 Aralık 2003 tarihinde "insanlık onu bekliyor" başlığı ile Hz. İsa'yı kapak yapmasını da eleştiriyor: "Müslüman bir cemaatin dergisi nasıl böyle bir şey söyler: Müslümanların kaderi dâhil, her şey Hz. İsa'nın gelişine bağlı öyle mi! Haberin içinde de diyalog yanlısı ilahiyatçıların ağzından "bütün insanlık Hz. İsa'nın etrafında bütünleşmeyi ideal edinmeli" gibi cümleler var. O zaman Kur'an niye geldi? Hz. Muhammed idealizmine ne oldu? Hadi biz akademisyeniz, bu tip tartışmalardan etkilenmeyiz ama sıradan Müslüman 'demek ki benim peygamberim yarım bırakmış işleri. Hz. İsa gelip tamamlayacak' demez mi? Bu çok tehlikeli bir durum. Art niyetli düşünsek, o dergi Hıristiyanlığın ilanı! İsa motifleri, haç, kilise? İsevilik sadece bir din değil, aynı zamanda bir kültürdür. Ve biz bu kültürün hâkimiyetini biraz daha perçinliyoruz. Diyalog doğru kullanılmazsa misyonerlik yolunu açar?"Siz siz olun, çoluğunuzu çocuğunuzu, evinizi barkınızı, eşinizi dostunuzu, hısım akrabanızı, bu ahir zaman fitnesinden, bu 'diyalog' tuğlasından uzak tutun.
İhsan Atasoy'un; "Batı'da Müslüman İsevileri gördüm. Adam Hıristiyan ama tevhit inancı var, Hz. Muhammet'i de kabul ediyor?" sözlerini bir an için doğru kabul edelim. Bu adam Hz. Muhammed'i (S.A.V) kabul ediyorsa, işte Kur'an onu böyle takdim ediyor. "Müjdeleyici ve uyarıcı" Muhammed (S.A.V) bakın kendini nasıl takdim ediyor ve onları nasıl uyarıyor:"Hz. Musa ve Hz. İsa bugün yaşalardı, Bana tâbi olmaktan başka bir yolları ve vazifeleri olmazdı." "Varlığım kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki, Musa peygamber bile sizin aranızda bulunsa da siz Beni bırakıp ona uysanız, şüphesiz sapıklardan olurdunuz."Hal böyleyken, bu kadar apaçık ortada iken, adam; "Hıristiyan'ım" diyor ve siz ona "Müslüman İsevi" diye kulp takıyorsunuz. Bu hakkı nereden, kimden alıyorsunuz? Gençliğin zihnini iğfal etmeye, itikadını bozmaya ne hakkınız var?Aynı dergide, aynı yamuk mantığı seslendiren Prof. Dr. Davut Aydüz'ün sözleri ise tam evlere şenlik cinsinden: "Bazıları bir insan hem Hıristiyan hem de Müslüman olur mu, diyebilir. Fakat bir Hıristiyan, Müslüman olmak için gerekli olan şeyleri, yani kelime-i şahadeti söylüyor, aynı zamanda da Hıristiyan'ım diyorsa, ona, "böyle bir şey olmaz, ya kiliseye gitmeyi terk et, ya da bizim inandığımız şeylere inanma mı" diyeceğiz?"Tut kelin perçeminden? Koskoca profesör olmuş adam bilmez mi; bir adam Hıristiyanlık iddiasını sürdürüyorsa Hıristiyan'dır. Hıristiyanlığı reddetmedikçe, terk etmedikçe Müslüman sayılmaz. Allah böyle diyor, peygamberi böyle diyor, peki siz kimsiniz, size ne oluyor beyler?İlgili sayfaları çevirirken, içimden, "tam da Müslüman bulmuş köy yolu sormuşuz" derken Prof. Dr. Sezen'in cümleleriyle karşılaştım ve rahat bir nefes aldım: "İsevilik bir ırk, kavim adı değil. Müslümanlık da öyle. İkisi de din. Müslüman Fransız veya Hıristiyan Arap olur ama Müslüman İsevi, İsevi Müslüman olmaz. Biri ya Müslüman'dır ya İsevi. Bireysel bazda hem Hz. İsa'yı hem Hz. Muhammed'i kabul edebilirsin. Bütün dinler Allah'tandır, diyebilirsin. Ama bunu cemiyete indiremezsin. Çünkü en başta kültürler uyuşmaz. Ayrıca ilerde Hz. İsa Hıristiyanları Müslümanlığa yaklaştıracaksa, hatta Müslüman yapacaksa onun adı Müslümanlık olur. Bu tip diyalog çabaları yanlış sonuçlara çıkabilir. Bu onların işine yarıyor, Hıristiyanlığı meşrulaştırıyor. Diyalog kültürel, siyasi olabilir ama teolojik olmaz. İslam onları belli bir noktaya çağırıyor. Demek ki, o noktada değiller ki çağırıyor. Eğer onları Müslüman yapmak için takiyye ediyorsa, takiyye burada caiz değil. Müslümanlığı açık açık anlatırsın, dinde zorlama, aldatmaca yoktur. Buna diyalog demenin, taviz vermenin anlamı yok."Prof. Sezen, Aksiyon Dergisi'nin 8 Aralık 2003 tarihinde "insanlık onu bekliyor" başlığı ile Hz. İsa'yı kapak yapmasını da eleştiriyor: "Müslüman bir cemaatin dergisi nasıl böyle bir şey söyler: Müslümanların kaderi dâhil, her şey Hz. İsa'nın gelişine bağlı öyle mi! Haberin içinde de diyalog yanlısı ilahiyatçıların ağzından "bütün insanlık Hz. İsa'nın etrafında bütünleşmeyi ideal edinmeli" gibi cümleler var. O zaman Kur'an niye geldi? Hz. Muhammed idealizmine ne oldu? Hadi biz akademisyeniz, bu tip tartışmalardan etkilenmeyiz ama sıradan Müslüman 'demek ki benim peygamberim yarım bırakmış işleri. Hz. İsa gelip tamamlayacak' demez mi? Bu çok tehlikeli bir durum. Art niyetli düşünsek, o dergi Hıristiyanlığın ilanı! İsa motifleri, haç, kilise? İsevilik sadece bir din değil, aynı zamanda bir kültürdür. Ve biz bu kültürün hâkimiyetini biraz daha perçinliyoruz. Diyalog doğru kullanılmazsa misyonerlik yolunu açar?"Siz siz olun, çoluğunuzu çocuğunuzu, evinizi barkınızı, eşinizi dostunuzu, hısım akrabanızı, bu ahir zaman fitnesinden, bu 'diyalog' tuğlasından uzak tutun.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024