Başında püsküllü fes, doğrusu bu kadarına da pes

Püsküllü fesi aksesuarının mütemmim cüzü kabul eden ve asla başından çıkarmayan ihtiyar amcayı yine fena kandırmışlar.
Sayın Cumhurbaşkanını BOP'un eş başkanlığına kendisinin ikna ettiğini övünerek anlatan ve bu projenin Türkiye için bulunmaz bir nimet olduğunu söyleyen malum ihtiyar amcanın bilindiği gibi bir de vasiyeti var; "Mustafa Kemal'e zerre kadar sevgisi olan benim cenazeme gelmesin" diye.
Son günlerde sosyal medyada dolaşan bir konuşmasını dinleyince gayri ihtiyari dedim ki, bu amcayı bu sefer daha kötü kandırmışlar.
Güya, sözüm ona, Peygamber aleyhisselam Hz. Ebubekir hakkında şöyle buyurmuş:
"Biz Ebubekir ile at başı gidiyorduk, o beni geçseydi peygamber o olacaktı, ben onu geçtim peygamber oldum."
Böyle durumlarda ilk şoku atlatmak ve söylenen sözün deli saçmasından da öte bir şey olduğunu anlatmak için atalarımız ne güzel dermiş; "Tut kelin perçeminden."
Tut tutabilirsen, kelin perçemi mi var ki tutasın?
Bu rivayeti her kim uydurmuşsa, bu ihtiyar da her kimden almış satıyorsa, bu sözü uyduran koskoca bir "peygamberlik" müessesinin, herhangi bir yarışma sonucu elde edildiğini iddia edecek kadar ahmaklaşmış demektir.
Bu kadarına da pes doğrusu.
Peygamberler, kulları arasından yüce Allah'ın seçtiği nasipli insanlardır, yani Allah'ın seçimi ile o makama ulaşmışlardır.
Çok yüzeysel de olsa Kur'an kültürüne sahip olan bir insan asla böyle deli saçmalarını, haşa hadis diye piyasada pazarlamaz, pazarlayamaz.
Said Nursi'nin; "Benim risalelerim, Kur'an'ın Arş'taki yerinden alınmıştır" sözü ne kadar deli saçması ise bu fesli ihtiyarın hadis diye naklettiği bu söz o kadar deli saçmasıdır.
"Allah, meleklerden de insanlardan da elçiler seçer. Şüphesiz Allah, işitendir; görendir." (Hac: 75).
"Allah birbirinden gelme bir nesil olarak Âdem'i, Nûh'u, İbrâhim ailesi ile İmrân ailesini seçip âlemlere üstün kıldı. Allah işitendir, bilendir." (Al-i İmran: 33-34).
"Ona İshak'ı, Yakub'u bağışladık, her birini doğru yola eriştirdik. Daha önce Nuh'u ve soyundan Davud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yusuf'u, Musa'yı ve Harun'u -ki işlerini iyi yapanlara böylece karşılık veririz-, Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı ve İlyas'ı -ki hepsi iyilerdendir-, İsmail'i, Elyesa'ı, Yunus'u, Lut'u -ki hepsini dünyalara üstün kıldık- doğru yola eriştirdik." (En'am: 84-86).
"Senin Rabbin dilediğini yaratır, dilediğini seçer. Onların ise seçme hakları yoktur. Allah, onların uydurdukları şeriklerden münezzehtir, yücedir." (Kasas: 68).
"Allah ve Peygamberi bir işe hükmettiğinde artık mü'min bir erkeğin ve mü'min bir kadının işlerinde kendi isteklerine göre bir seçim hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Peygamberine karşı gelirse şüphesiz o apaçık bir sapıklığın içine düşmüştür." (Ahzab: 46).