Galatasaray Hatayspor'u mükemmele yakın bir mücadele ile farklı yendi.
Galatasaray karşılaşmada baştan sona kadar üstün olan taraftı. 90 dakika boyunca oyunun tek hakimi Galatasaraydı desek abartmış olmayız.
Hatayspor karşısında Galatasaray'ı mücadele azmi ve kazanma arzusu ateşledi.
Galatasaray'ın mücadele gücü ve fizik kalitesi üst düzey. Mesela Barış Alper Yılmaz çok güçlü bir oyuncu.
Galatasaray takım olarak fizik anlamda çok diri.
Bu maçta hiçbir şekilde puan kaybetmesi mümkün değildi. Yani böyle bir ihtimal yoktu.
Şimdi şunu da söylemek lazım Galatasaray ligde ve kupada 10 maçtır üst üste kazanıyor. Bu çok önemli bir seri.
Bu kadar güçlü bir Galatasaray kazanmaya devam eder. Tabii ben her zaman eleştirel bir yön arıyorum.
Anlatacaklarım Galatasaray'ın mükemmel mücadelesine gölge düşürmek amacı taşımıyor.
Şunu yazmadan edemeyeceğim. Galatasaray ilk yarıda organize futbol anlamında istenilen düzeyde değildi.
Galatasaray'ın oyunu mücadele yönüne kıyasla pas oyunu anlamında daha zayıf kaldı. Fizik güç ve baskı organizasyona ağır bastı.
Hemen maçın 9 uncu dakikasında öne geçen Galatasaray ilk yarının son anlarına kadar pasa dayalı oyun anlamında yeterli performansı göstermedi.
Fakat işin açıkçası ilk yarının son anlarında gelen 2 gol tesadüf değildi çünkü özellikle 30'dan sonra Galatasaray rakip alanda çok daha iyi paslaştı.
En önemlisi Galatasaraylı futbolcular bu anlarda dar alanda paslaşma cesaretini gösterdiler. Bu oyundan 2 gol çıktı.
İşin açıkçası cezalı Mertens bu takımın vazgeçilmezi. Mata, Mertens'in mevkiinde Mertens kadar verimli olmadı.
Mertens öyle bir oynuyor ki rakibe alan daraltma fırsatı tanımıyor. Galatasaray Mertens ile kapanan rakibi açma zahmetine katlanmıyor.
Fakat Galatasaray'da silahlar çok. Mesela Torreira. Torreira çok iyi bir pas oyuncusu. Top kazanıyor ve bunları kaliteli paslara dönüştürüyor.
45+4'teki ikinci golde Mata ile paslaşarak hücumu başlatan Torreira mesela.
Icardi de çok iyiydi. İlk golde Abdülkerim'in havadan uzun pasına Hataylı Burak ile yükselerek Burak'ı hataya zorladı.
Üçüncü gol ise zaten Icardi'nin eseri. Icardi bu golde önce baskı yaptı sonra topu kapıp şut attı.
Erce'nin kontrol edemediği top Mata'nın önüne gelince gol gerçekleşti.
İkinci yarı maç kopmuştu. Dolayısıyla bu yarının çok da önemi yoktu. Tabii Galatasaray'ın baskılı ve coşkulu oyunu devam etti.
Fakat Galatasaray'ın pas kalitesi genel olarak düşüktü. Mesela 47 ve 50'de Kerem önce Mata'nın pasını alamadı daha sonrasında Dubois'in pasını anlamadı bile.
57'de Barış Alper Yılmaz bir pası Boey'in arkasına attı örneğin.
Bu ayrıntılar Galatasaray'ı şampiyonluktan etmez ama estetik futbol ve daha bilinçli oynanan bir oyun göze daha hoş gelecektir.
Galatasaray bu maçı 4-0 aldı ama daha iyi paslaşsa hiç şüphe yok daha çok gol bulur. Taraftar da daha çok sevinir.
İstenilen de bu değil mi zaten. Tabii şunu söyleyerek bitirmek lazım. Galatasaray 70'te 4 değişiklik yaptı ve oyuna giren Gomis gol atarken Yunus da asist yaptı.
Böyle bir durum olabilir veya olmayabilir. Tabii sonradan giren oyuncuların bu performansı övgüyü hak ediyor.
Fakat burada Okan Buruk'un hanesine yazılacak bir artı daha var.
Bu değişiklikler ile Okan Buruk çift santrfora döndü ve sonuç ne olursa olsun bana yetmez diye düşündüğünü gösterdi.
Bu iştah takdire değer. Her halde Galatasaray'ı ateşleyen bir faktör de bu olsa gerek.
Galatasaray karşılaşmada baştan sona kadar üstün olan taraftı. 90 dakika boyunca oyunun tek hakimi Galatasaraydı desek abartmış olmayız.
Hatayspor karşısında Galatasaray'ı mücadele azmi ve kazanma arzusu ateşledi.
Galatasaray'ın mücadele gücü ve fizik kalitesi üst düzey. Mesela Barış Alper Yılmaz çok güçlü bir oyuncu.
Galatasaray takım olarak fizik anlamda çok diri.
Bu maçta hiçbir şekilde puan kaybetmesi mümkün değildi. Yani böyle bir ihtimal yoktu.
Şimdi şunu da söylemek lazım Galatasaray ligde ve kupada 10 maçtır üst üste kazanıyor. Bu çok önemli bir seri.
Bu kadar güçlü bir Galatasaray kazanmaya devam eder. Tabii ben her zaman eleştirel bir yön arıyorum.
Anlatacaklarım Galatasaray'ın mükemmel mücadelesine gölge düşürmek amacı taşımıyor.
Şunu yazmadan edemeyeceğim. Galatasaray ilk yarıda organize futbol anlamında istenilen düzeyde değildi.
Galatasaray'ın oyunu mücadele yönüne kıyasla pas oyunu anlamında daha zayıf kaldı. Fizik güç ve baskı organizasyona ağır bastı.
Hemen maçın 9 uncu dakikasında öne geçen Galatasaray ilk yarının son anlarına kadar pasa dayalı oyun anlamında yeterli performansı göstermedi.
Fakat işin açıkçası ilk yarının son anlarında gelen 2 gol tesadüf değildi çünkü özellikle 30'dan sonra Galatasaray rakip alanda çok daha iyi paslaştı.
En önemlisi Galatasaraylı futbolcular bu anlarda dar alanda paslaşma cesaretini gösterdiler. Bu oyundan 2 gol çıktı.
İşin açıkçası cezalı Mertens bu takımın vazgeçilmezi. Mata, Mertens'in mevkiinde Mertens kadar verimli olmadı.
Mertens öyle bir oynuyor ki rakibe alan daraltma fırsatı tanımıyor. Galatasaray Mertens ile kapanan rakibi açma zahmetine katlanmıyor.
Fakat Galatasaray'da silahlar çok. Mesela Torreira. Torreira çok iyi bir pas oyuncusu. Top kazanıyor ve bunları kaliteli paslara dönüştürüyor.
45+4'teki ikinci golde Mata ile paslaşarak hücumu başlatan Torreira mesela.
Icardi de çok iyiydi. İlk golde Abdülkerim'in havadan uzun pasına Hataylı Burak ile yükselerek Burak'ı hataya zorladı.
Üçüncü gol ise zaten Icardi'nin eseri. Icardi bu golde önce baskı yaptı sonra topu kapıp şut attı.
Erce'nin kontrol edemediği top Mata'nın önüne gelince gol gerçekleşti.
İkinci yarı maç kopmuştu. Dolayısıyla bu yarının çok da önemi yoktu. Tabii Galatasaray'ın baskılı ve coşkulu oyunu devam etti.
Fakat Galatasaray'ın pas kalitesi genel olarak düşüktü. Mesela 47 ve 50'de Kerem önce Mata'nın pasını alamadı daha sonrasında Dubois'in pasını anlamadı bile.
57'de Barış Alper Yılmaz bir pası Boey'in arkasına attı örneğin.
Bu ayrıntılar Galatasaray'ı şampiyonluktan etmez ama estetik futbol ve daha bilinçli oynanan bir oyun göze daha hoş gelecektir.
Galatasaray bu maçı 4-0 aldı ama daha iyi paslaşsa hiç şüphe yok daha çok gol bulur. Taraftar da daha çok sevinir.
İstenilen de bu değil mi zaten. Tabii şunu söyleyerek bitirmek lazım. Galatasaray 70'te 4 değişiklik yaptı ve oyuna giren Gomis gol atarken Yunus da asist yaptı.
Böyle bir durum olabilir veya olmayabilir. Tabii sonradan giren oyuncuların bu performansı övgüyü hak ediyor.
Fakat burada Okan Buruk'un hanesine yazılacak bir artı daha var.
Bu değişiklikler ile Okan Buruk çift santrfora döndü ve sonuç ne olursa olsun bana yetmez diye düşündüğünü gösterdi.
Bu iştah takdire değer. Her halde Galatasaray'ı ateşleyen bir faktör de bu olsa gerek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Fenerbahçe Galatasaray'ı örnek almalı / 01.06.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025