Sonda söyleyeceğim sözü, baştan söyleyeyim:
Bir çocuk bile bunlardan daha akıllı!
Güya kollektif akıldan dem vuruyorlar...
Ne bireysel akıl, ne kollektif akıl… hiçbir akıl türünün varlık emaresi yok!
1-2 yaşındaki bir çocuk bile, sıcak bir sobaya, eskilerin tabiriyle kızgın bir kuzineye elini dokunup yandığında, kendini geri çeker, bir daha oraya yanaşmaz. Cısss… der!
Bu kadarlık refleksleri dahi kalmadı bunların!
Şaşırdılar, demek mi lazım, bilemiyorum…
Akılları tutulmuş bunların!
Ankara’nın bu akıl tutulmuşluğunu, Avrupa Birliği hayallerinde ve liberal-kapitalist ekonomiye körü körüne bağımlılıklarında daha açık gösteriyor.
İrlanda batıyor.
Yunanistan batıyor.
Portekiz’in onlardan farkı yok..
İspanya’yı, cümle AB kurtarmaya çalışıyor. Buna rağmen tepetaklak olmuş gidiyor!
İtalya, aynı şekilde son sürat onların arkasından uçuruma doğru gidiyor.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin 17-18 sene önce ısrarla dikkat çekip altını çizdiği üzere, Avrupa Birliği tam bir dağılma sürecine girdi.
Vaziyet gün gibi bu iken; hangi akıl sahibi, böyle bir Haçlı uçurumuna, böyle bir liberal-kapitalist ekonomi batağına doğru ne pahasına olursa olsun peşlerinden gideceğiz, der?!
Ankara bunu söylüyor.
Bu vaziyet şaşırmışlıktan da öte bir şey…
Türkiye’nin bu kronik tablosu, akıl tutulmuşluğu ile dahi izah edilemez!
Hani Prof. Dr. Baş ve Milli Ekonomi Modeli olmasaydı, bilmiyorlar, bir çıkış yolları yok, denebilirdi. Böyle bir bahaneleri veya mazeret sayılabilecek cehaletleri de yok!
Liberal-kapitalizm veya komünizmin cenderesinde can çekişen 100’ü aşkın devlet, Prof. Dr. Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’den alabildikleri kadar bir takım proje ve esaslarıyla batmaktan kurtuldular, ayağa kalktılar, şahlandılar, dünyanın dev ekonomileri haline gelmeye başladılar.
Prof. Dr. Baş’a kulak veren yeni dünya ekonomileri dünya devleri haine gelirken; Papaz Mathus’a bağımlı Avrupa ve Amerikan ekonomileri çöküp cüceleşiyorlar!
Türkiye, papaz Malthus’un geberik ekonomisine talim ediyor, Haçlı uçurumundan aşağı yuvarlanan Avrupa’nın kuyruğuna takılmış, kıyamete doğru sürükleniyor.
Prof. Dr. Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’ndeki her bir esası, bin tane Nobel’e aday...
Milli Ekonomi Modeli’nde, devletin senyoraj hakkı ve kambiyo sistemi konusunda getirdiği esaslar ve ortaya koyduğu hesaplar, batan tüm ekonomiler için yegane çıkış yoludur.
Onun sadece “Tüketici kesimi güçlü olmayan bir ekonomi er veya geç batmaya mahkumdur. Toplumun tüketici kesimi güçlendirilmeli ki, üretici kesimin üretim kabiliyeti olsun. Bu sebeple vatandaşlık maaşı gibi sosyal devlet projeleriyle toplumun tüketici kesimi ayağa kaldırılmalı” perspektifi, nice devletleri batmaktan kurtardı.
Dünyanın gözü önünde onlarca devleti ve dev ekonomileri batıran ve çökerten Papaz Malthus ekonomisine kuyruk olup batmaya razı olacaksın, yüzlerce devlet ve ekonomiyi şahlandıran Prof. Dr. Baş’ı ve modelini kulak ardı etmeye devam edeceksin… Buna şaşırmışlık bile denemez!
Türkiye bu gerçeği görmüyor; sıcak kuzineye dokunan çocuğun kendini hemen ondan çekme refleksi kadar bile batan ve yakan Avrupa ve Amerikan ekonomisinden uzaklaşma refleksi göstermiyorsa, buna akıl tutulması demek bile yetmez.
Bu çok daha başka büyük bir nasipsizliktir! Türk milleti önce bu nasipsizlikten kurtulmanın yollarını bulmalıdır. Aksi halde Türkiye’yi bindirdiler bir alamete, gidiyoruz kıyamete!
Bir çocuk bile bunlardan daha akıllı!
Güya kollektif akıldan dem vuruyorlar...
Ne bireysel akıl, ne kollektif akıl… hiçbir akıl türünün varlık emaresi yok!
1-2 yaşındaki bir çocuk bile, sıcak bir sobaya, eskilerin tabiriyle kızgın bir kuzineye elini dokunup yandığında, kendini geri çeker, bir daha oraya yanaşmaz. Cısss… der!
Bu kadarlık refleksleri dahi kalmadı bunların!
Şaşırdılar, demek mi lazım, bilemiyorum…
Akılları tutulmuş bunların!
Ankara’nın bu akıl tutulmuşluğunu, Avrupa Birliği hayallerinde ve liberal-kapitalist ekonomiye körü körüne bağımlılıklarında daha açık gösteriyor.
İrlanda batıyor.
Yunanistan batıyor.
Portekiz’in onlardan farkı yok..
İspanya’yı, cümle AB kurtarmaya çalışıyor. Buna rağmen tepetaklak olmuş gidiyor!
İtalya, aynı şekilde son sürat onların arkasından uçuruma doğru gidiyor.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin 17-18 sene önce ısrarla dikkat çekip altını çizdiği üzere, Avrupa Birliği tam bir dağılma sürecine girdi.
Vaziyet gün gibi bu iken; hangi akıl sahibi, böyle bir Haçlı uçurumuna, böyle bir liberal-kapitalist ekonomi batağına doğru ne pahasına olursa olsun peşlerinden gideceğiz, der?!
Ankara bunu söylüyor.
Bu vaziyet şaşırmışlıktan da öte bir şey…
Türkiye’nin bu kronik tablosu, akıl tutulmuşluğu ile dahi izah edilemez!
Hani Prof. Dr. Baş ve Milli Ekonomi Modeli olmasaydı, bilmiyorlar, bir çıkış yolları yok, denebilirdi. Böyle bir bahaneleri veya mazeret sayılabilecek cehaletleri de yok!
Liberal-kapitalizm veya komünizmin cenderesinde can çekişen 100’ü aşkın devlet, Prof. Dr. Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’den alabildikleri kadar bir takım proje ve esaslarıyla batmaktan kurtuldular, ayağa kalktılar, şahlandılar, dünyanın dev ekonomileri haline gelmeye başladılar.
Prof. Dr. Baş’a kulak veren yeni dünya ekonomileri dünya devleri haine gelirken; Papaz Mathus’a bağımlı Avrupa ve Amerikan ekonomileri çöküp cüceleşiyorlar!
Türkiye, papaz Malthus’un geberik ekonomisine talim ediyor, Haçlı uçurumundan aşağı yuvarlanan Avrupa’nın kuyruğuna takılmış, kıyamete doğru sürükleniyor.
Prof. Dr. Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’ndeki her bir esası, bin tane Nobel’e aday...
Milli Ekonomi Modeli’nde, devletin senyoraj hakkı ve kambiyo sistemi konusunda getirdiği esaslar ve ortaya koyduğu hesaplar, batan tüm ekonomiler için yegane çıkış yoludur.
Onun sadece “Tüketici kesimi güçlü olmayan bir ekonomi er veya geç batmaya mahkumdur. Toplumun tüketici kesimi güçlendirilmeli ki, üretici kesimin üretim kabiliyeti olsun. Bu sebeple vatandaşlık maaşı gibi sosyal devlet projeleriyle toplumun tüketici kesimi ayağa kaldırılmalı” perspektifi, nice devletleri batmaktan kurtardı.
Dünyanın gözü önünde onlarca devleti ve dev ekonomileri batıran ve çökerten Papaz Malthus ekonomisine kuyruk olup batmaya razı olacaksın, yüzlerce devlet ve ekonomiyi şahlandıran Prof. Dr. Baş’ı ve modelini kulak ardı etmeye devam edeceksin… Buna şaşırmışlık bile denemez!
Türkiye bu gerçeği görmüyor; sıcak kuzineye dokunan çocuğun kendini hemen ondan çekme refleksi kadar bile batan ve yakan Avrupa ve Amerikan ekonomisinden uzaklaşma refleksi göstermiyorsa, buna akıl tutulması demek bile yetmez.
Bu çok daha başka büyük bir nasipsizliktir! Türk milleti önce bu nasipsizlikten kurtulmanın yollarını bulmalıdır. Aksi halde Türkiye’yi bindirdiler bir alamete, gidiyoruz kıyamete!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019