Sosyal medyada, 'sakal' çevresinde bir kısım tartışmalar okudum. Bu vesile ile bir kısım görüşlerimi paylaşmak istedim. Güya dindar olduğunu iddia eden iki kişi video çekmişler. Sayın Tayyip Bey'i hem körü körüne destekliyorlar hem de görüntünün bir yerinde "isimler ile işimiz yok, bu gün Tayyip olur, yarın Davutoğlu öbür gün Numan Kurtulmuş " diyorlar. İsimler ile işiniz yok doğru; bugün Tayyip olur, yarın Davutoğlu öbür gün Numan Kurtulmuş... Muhakkak destekleyecek bir yanlış bulursunuz. Ama Allah size doğruyu desteklemeyi nasip etmez. Siz ve sizin gibi körü körüne bir şeye bağlanan ve inananlar doğruyu göremezsiniz. Allah'a kendini teslim edenler ise yanlışta barınamaz.Çağımızda doğru ile yanlış karışmış. Peygamberimiz, "Benim ümmetin yanlışta birleşmez. Ancak ahirzaman müstesna; ahirzamanda yanlışta ittifak edecekler..." buyuruyor. Ümmetin 73 fırkaya ayrılacağını ve 72'sinin dinen sapıklıkta olacağını, sadece birinin hidayet üzere bulunacağını belirtiyor. Neden müslümanların çoğu imanını kaybedecek? Çünkü dinden çıkacak pek çok işi rahatlıkla yapacak ama doğru yaptıklarını zannedecek. Doğru iyice pekişsin diye ölçü olan bir hadisi şerifi nakledelim: Masum bir müslümanın öldürülmesine kelimenin yarısı ile katkıda bulunan, ahirette alnında 'Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur' yazdığı halde haşrolacaktır.Bu hadisi şerife göre herkes liderini, cemaatini değerlendirsin.Sakal konusuna gelince; 'sakal', gerçek bir müminde temiz bir niyetle bırakılmış ise elbette sünnettir. Ancak haramları perdelemek için kullanılamaz. Bir de şeytanın bir oyunu vardır: Bir dini konuda aşırı hassas olanın bu hassasiyeti, asıl dine zarar verecek işi görmesini engeller. Unutmayın Ebu Cehil'de sakallı idi. Bu, sakalın esas itibari ile mübarek olmadığını, mübarek bir insanın bıraktığı sakalın değerli olduğunu gösterir. Denilebilir ki bu gün müslümanım diyenlerin sakalını konuşuyoruz. O zaman da şunu söyleriz: Pek çok sahabeyi öldüren, Allah Resulünün gözbebeklerini katleden alçaklar da sakallı idi ve bunu sünnet diye bırakıyorlardı.Denilebilir ki bizim böyle cürmümüz mü var? Evet var, imanı vuran benzeri cürümleriniz var. Her parti ve cemaat liderini yukarıdaki hadisi şerif ile ve müslümana karşı kafir ile işbirliği yapmanın dini hükmü ile değerlendirsin. İsrail ile askeri işbirliği, istihbarat paylaşımı andlaşmaları yapmak ve bunları yürütmek, Irak ve Libya savaşında zalimler ile işbirliği yapmak ve yapanı desteklemek nasıl cürümlerdir. Bunları görmemek nasıl bir musibettir?Arkadaşlar ölçüye tam olarak sarılmaz isek kendimizi ne kadar doğruda görürsek görelim, saparız. Biz yanlış isek değil 70 milyon, 7 milyar bizi ayakta alkışlasa meşru olmayız. Eğer biz doğru isek yanımızda bizimle olan, bizi destekleyen bir kişi olmasa bile meşruiyetimiz zarar görmez, gerçek kazanan bir oluruz.Âhir zaman fitnesi kendini müslüman görmeye devam eden pek çok müslümanın imanını kalbinden alacak. O yüzden Kur'an'a Ehl-i Beyt gözlüğü ile bakıp ölçü edinmeli ve deccal fitnesinden kendimizi kurtarmalıyız.Dehası, engin ilmi, keskin feraseti, iman aşkı ile dolu gönlü, yorulmak bilmeyen çabası ile bizlere ölçüyü öğreten, herkesi önüne katan fitne seline kapılmaktan kurtaran, kendimize, ailemiz ve milletimize faydalı olmanın yolunu gösteren, hak yolda kınayıcıların kınamasına aldırmadan onurluca yürümenin numunesi olan çok değerli Hocam Prof. Dr. Haydar Baş'tan Allah razı olsun. Milletimizden, O değerli inanı çok daha iyi tanımaya çalışmasının kendi yararına olduğunu bilmesini istiraham ediyorum. Başka türlü bu kadar yoğun fitne bulutunu dağıtamayız.Rabbim, dünyada da ukbada da sevdikleri ile olmayı nasip etsin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Oktay DOĞAN / diğer yazıları
- Neden 73 fırkanın 72'si derin yanlışta olacak? / 12.10.2014
- Cumhurbaşkanlığı seçimi hakkında / 18.08.2014
- Bazı dini hassasiyetlerini yükseltip dini yıkanlar / 17.08.2014
- Cumhurbaşkanlığı seçimi hakkında / 18.08.2014
- Bazı dini hassasiyetlerini yükseltip dini yıkanlar / 17.08.2014