logo
19 MAYIS 2025

Bedir’de İmam Ali

Hicret’ten sonra Resulüllah, ilk olarak Evs ve Hazrec kabileleri arasında kardeşlik bağı kurdu

04.01.2023 20:30:00
Bedir’de İmam Ali
Bedir’de İmam Ali
Hicret'ten sonra Resulüllah, ilk olarak Evs ve Hazrec kabileleri arasında kardeşlik bağı kurdu.

Bu iki kabile, Medine'nin yerlisiydi ve uzun yıllardır aralarında kin ve düşmanlık vardı. Hz. Peygamber'in uygulamasıyla bu iki kabile kardeş oldular.

Hz. Peygamber, ikinci olarak Ensar ve Muhacirler arasında kardeşlik akdi yapılmasını emretti. Bu şekilde Muhacir'le Ensar kardeşlik akdi yapıp, birbirinin elini sıktı.

İslam tarihçilerinin yazdığına göre: "Bir gün Hz. Peygamber ayağa kalktı ve ashabına Allah yolunda hepiniz ikişer ikişer kardeşlik akdi yapın" buyurdu.

Hz. Peygamber, ashabı arasında bu kardeşlik uygulamasını başlatınca, Ebu Bekir ile Ömer'i ve Osman ile Abdurrahman b. Avf'ı kardeş ilan etti. Ancak Hz. Ali'yi bunlardan hiçbiri ile kardeş yapmadı." 

Hz. Ali Hz. Peygamber'in kardeşidir

Resulüllah herkes için bir kardeş tayin ederken Hz. Ali için bir kardeş tayin edilmemiş, O yalnız kalmıştı. Bunun üzerine Hz. Ali şöyle dedi: "Bütün ashabını birbirine kardeş tayin ettin Beni yalnız bıraktın."

Resulüllah şöyle buyurdu: "Beni hak üzere peygamber olarak gönderen Allah'a yenim ederim ki, Seni kendime ayırdım. Musa için Harun ne idiyse, Benim için de Sen osun. Şu kadarı var ki, Benden sonra peygamber gelmeyecektir. Sen Benim kardeşim ve mirasçımsın."

Hz. Ali, "Senden sonra neyin mirasçısı olacağım?" diye sorduğunda Resulüllah şöyle buyurdu:

"Benden önceki peygamberler neyi miras bıraktıysalar... Rablerinin kitabını ve peygamberlerinin sünnetini... Sen cennetteki kasrımda Benimle beraber olacaksın."

Bu olay Hz. Ali'nin Hz. Peygamberin yanındaki derecesini açıkça ispatlamaktadır. Ehl-i Sünnet âlimlerinden Er-Riyaz'un-Nezre kitabının yazarı bu hakikati itiraf etmiştir. 

Bedir'de Hz. Ali

Müslümanların Medine'ye hicretinden sonra, Mekke müşrikleri bir yandan Mekke'de kalan zayıf Müslümanlara eziyet ediyor ve Mekke'den ayrılmalarına izin vermiyor, diğer yandan da Medine'yi ciddi bir ekonomik muhasara altında tutuyorlardı.

Müşrikler, Medine'ye yiyecek taşınmasını yasakladılar ve ticaret kervanlarını engellemeye başladılar. Bu iktisadi baskı uzun zaman sürdü.

Öyle ki Medine halkı gıda maddesi temin edebilmek için Kızıldeniz kıyılarına kadar gitmek zorunda kalıyorlardı.

Ebu Cehil, Hz. Peygambere hakaret dolu bir mektup göndermiş ve Kendisini tehdit etmişti.

Bu noktada şu ayet-i kerime nâzil oldu:

"Kendilerine savaş açılan kimselere (savaşmaları için) izin verildi. Çünkü onlar zulme uğradılar. Şüphesiz Allah onlara yardım etmeye kâdirdir."

Bedir Savaşı Hicret'in 2. yılında meydana geldi. O yıl Kureyş ticaret kervanı Ebu Süfyan başkanlığında Şam'dan Mekke'ye dönmekteydi. Kervanın güzergâhı Medine'den geçiyordu.

Hz. Peygamber bunu haber alınca Hicret'in ikinci yılı Ramazan ayında Muhacir ve Ensar'dan oluşan 313 kişiyle beraber, kervanın mallarına el koymak için Medine'den çıktı ve Bedir kuyularına yöneldi.

İslam Peygamberinin maksadı, İslam'ı korumak, eziyet ve zulüm gören Müslümanların haklarını savunmak ve Müslümanların mallarına haksız yere el koyan müşrikleri cezalandırmaktı.

Kervanın başı olan Ebu Süfyan, durumdan haberdar olur olmaz Mekke'deki Kureyş büyüklerine haber yolladı ve durumu rapor etti. Bunun üzerine Mekke'den 950 veya 1000 kişilik bir ordu Medine'ye hareket etti.

Diğer taraftan Ebu Süfyan, Kızıldeniz kıyısından bir yol seçerek kervanı tehlike bölgesinden uzaklaştırmıştı.

Kervanın kurtulduğunu haber alan Mekke ordusu geri dönmedi ve her ne olursa olsun İslam'ı ortadan kaldırmak için yoluna devam etti.

Müşrik ordusu güçlü silahlara ve tecrübeli savaşçılara sahipti. Müşrikler, Ramazan ayının 17. günü tepelerin ardından Bedir'e doğru inişe geçtiler.

Müslümanlar Bedir'in kuzeyinde mevzilenmiş kervanı bekliyorlardı ki, Kureyş savaşçılarının Bedir'e yöneldiği haberini aldılar. Cenab-ı Hak Enfal Sûresi'nin 42. ayetinde bu durumu şöyle ifade etmektedir:

"Siz vadinin yakın bir yerindeydiniz onlar ise uzak bir kıyısında..."

Hz. Peygamber Akabe'de Ensar ile biatleşirken, Medine'ye bir saldırı olduğu takdirde Hz. Peygamberi korumaları hususunda anlaşmıştı.

Bu anlaşmada Ensar'ın Medine dışındaki savaşlara katılması gibi bir şart yoktu. Allah Resulü Ensar ve Muhacir'den bazı kimselerin olduğu bir şûra meydana getirdi.

Şûrada ilk Hz. Ebu Bekir söz aldı: "Bu orduyu Kureyş'in büyükleri techiz ettiler. Kureyş hiçbir zaman iman etmemiş ve asla zelil olmamıştır. Biz ise Medine'den kâmil bir donanım ile ayrılmadık. Bu yüzden bizim için en hayırlı olan geldiğimiz yoldan geri dönmemizdir."

Hz. Ömer de söz alarak Ebu Bekir'i tasdik etti. Bu sırada söz alan Mikdat şöyle dedi:

"Allah şahittir ki biz, Ben-i İsrail gibi değiliz ki kalkıp da 'Ey Musa! Sen ve Allah'ınla birlikte gidip savaş. Biz burada oturacağız' diyelim. Biz bunun tam aksine şöyle söylüyoruz: Sen Allah'ın inayetlerinin gölgesinde cihat et. Biz de Senin yanında savaşacağız."

Mikdat ayağa kalkıp konuşmaya başlayacağı sırada (önceki iki kişinin konuşmasından dolayı) Hz. Peygamberin yüzü hiddet ve öfke doluydu. Fakat Mikdat konuşmasını bitirince Hz. Peygamberin yüzü açıldı."

Sa'd b. Muaz da söz alarak şöyle dedi: "Siz bu denize (Kızıldeniz) adım attığınız an biz de, sizin arkanızdan adım atacağız. Hayırlı gördüğünüz her şeye bizi sevk edin."

Hz. Peygamberin mutluluğu yüzünden belli olmuştu. "Ben, Kureyş'in ölülerini görüyorum" buyurdu ve İslam ordusu hareket etti.

Henüz savaş başlamadan Kureyş savaşçılarından Utbe (Ebu Süfyan'ın eşi Hind'in babası, Muaviye'nin dedesi), Şeybe (Utbe'nin kardeşi) ve Velid (Utbe'nin oğlu, Muaviye'nin dayısı) savaş alanının ortasına gelip kendilerine denk savaşçılar istediler.

Ensar'dan üç kişi karşılarına çıktı. Ancak Kureyşliler kabul etmedi ve şöyle dediler: "Ey Muhammed! Kavminizden, şanımıza uygun kişileri bize gönder."

Bunun üzerine Resulüllah Ben-i Haşim'e döndü ve şöyle buyurdu: "Kalkın ve bâtıl ile savaşın. Onlar, Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar."

Daha sonra Resulüllah, Ubeyde b. Haris b. Abdulmuttalib, Hamza b. Abdulmuttalib ve Ali b. Ebi Tâlib b. Abdulmuttalib'e bu üç kişinin karşısına çıkmalarını emretti.

Ubeyde Utbe'nin, Hz. Hamza Şeybe'nin, Hz. Ali ise Velid'in karşısına çıktı. Ve çarpışma başladı.

Kısa bir sürede Hz. Hamza ve Hz. Ali rakiplerini saf dışı bıraktılar. Ancak Ubeyde ve Utbe arasında karşılıklı saldırılar devam ediyor, biri diğerini yenemiyordu.

Hz. Ali ve Hz. Hamza rakiplerini safdışı ettikten sonra Ubeyde'nin yardımına koşup Utbe'yi öldürdüler.

Daha sonra şiddetli bir savaş başladı. Müşriklerden 70 kişi esir alındı, bazı rivayetlere göre 72 kişi de öldürüldü.

Kaynaklar, bunların büyük bir kısmını Hz. Ali'nin öldürdüğünü yazar. En az 24 kişiyi öldürmüş, 18 kişinin de öldürülmesine yardımcı olmuştur. Hz. Ali'nin öldürdüğü kişiler Kureyş'in büyükleriydi.

Hz. Ali daha sonraları Muaviye'ye yazdığı bir mektupta, Bedir Savaşı'na şöyle değinmiştir: "Bir savaşta dedene, dayına ve kardeşine indirdiğim kılıç şimdi yanımdadır."

Bedir Savaşı'nda İslam ordusunun, kendisinden kat kat güçlü düşman ordusuna karşı elde ettiği büyük zaferde Hz. Ali'nin rolü çok büyüktür. Hz. Ali Bedir'de, savaşın belirleyici faktörü olmuştur. Aynı zamanda Hz. Ali Resulüllah'ın bayraktarlığını da yapıyordu.

Rivayet edilir ki, Kinaneoğulları'ndan bir zat Muaviye b. Ebu Süfyan'ın yanına girer, Muaviye ona şöyle der; "Bedir Savaşı'nı gördün mü?"

Adam, "Evet" deyince, Muaviye, "Gördüğün olayları bana anlat" der. Adam şöyle anlatır:

"Ali b. Ebi Tâlib'i gördüm. Genç bir adamdı. Etrafına dehşet saçan bir aslan gibiydi. Safları yara yara ilerliyordu. Önüne çıkan herkesi öldürüyordu. Vurduğunu deviriyordu.

İnsanlar içinde O'na denk olabilecek, O'nun çevikliğiyle hareket edecek birine hiç rastlamadım. Savaşta kurnaz bir tilki gibiydi. Sanki ensesinde de iki gözü vardı. Sıçradığı zaman yabani hayvanların çevikliği ve çabukluğuyla sıçrardı." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden) 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Stratejik ortaklık konusunda anlaştılar
İngiltere-AB arasında mutabakat
19 Mayıs'a coşkulu kutlama
Hüseyin Baş'tan Lozan çıkışı
Hüseyin Baş’tan 19 Mayıs mesajı
‘Biz o umudun adıyız!’
İran'dan denetime 'evet', durdurmaya 'hayır'
İran'ın 'uranyum zenginleştirme' duruşu net
İsrailli bakan: 'Gazze'de kalan her şeyi yok ediyoruz'
"Dünya bizi durduramıyor"
Netanyahu ilk kez açıkladı
'Gazze'nin tamamı işgal edilecek'
Tarife restleşmesi Çin'i etkilemedi
ABD, Çin ekonomisini sarsamadı
BTP’den 19 Mayıs’a anlamlı vurgu
‘Durmadan izinden yürüyoruz’
Esaretten bağımsızlığa giden kutlu yolculuk
19 Mayıs kutlu olsun
Biden'a prostat kanseri teşhisi konuldu
Trump'tan 'geçmiş olsun' mesajı
Ege Denizi'nde deprem
Büyüklüğü 4.6
Fenerbahçe'den ikincilik rekoru
Üst üste 4. kez ligi ikinci tamamlayacak
Şampiyon Galatasaray
Galatasaray konuk ettiği Kayserispor'u rahat geçti
İsrail açlığı silah olarak kullanıyor
Onlarca Gazzeli çocuk açlıktan öldü
TBMM'de açılım komisyonu istedi
Bahçeli 6 madde halinde açıkladı
Stratejik ortaklık konusunda anlaştılar
İngiltere-AB arasında mutabakat
19 Mayıs'a coşkulu kutlama
Hüseyin Baş'tan Lozan çıkışı
Hüseyin Baş’tan 19 Mayıs mesajı
‘Biz o umudun adıyız!’
İran'dan denetime 'evet', durdurmaya 'hayır'
İran'ın 'uranyum zenginleştirme' duruşu net
İsrailli bakan: 'Gazze'de kalan her şeyi yok ediyoruz'
"Dünya bizi durduramıyor"
Netanyahu ilk kez açıkladı
'Gazze'nin tamamı işgal edilecek'
Tarife restleşmesi Çin'i etkilemedi
ABD, Çin ekonomisini sarsamadı
BTP’den 19 Mayıs’a anlamlı vurgu
‘Durmadan izinden yürüyoruz’
Esaretten bağımsızlığa giden kutlu yolculuk
19 Mayıs kutlu olsun
Biden'a prostat kanseri teşhisi konuldu
Trump'tan 'geçmiş olsun' mesajı
Ege Denizi'nde deprem
Büyüklüğü 4.6
Fenerbahçe'den ikincilik rekoru
Üst üste 4. kez ligi ikinci tamamlayacak
Şampiyon Galatasaray
Galatasaray konuk ettiği Kayserispor'u rahat geçti
İsrail açlığı silah olarak kullanıyor
Onlarca Gazzeli çocuk açlıktan öldü
TBMM'de açılım komisyonu istedi
Bahçeli 6 madde halinde açıkladı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.