Bir çilek bahçesi düşünün; etrafına naneler ekilmiş, çilekler beyaz çiçeklerini açtığında evin çocukları seviniyorlar. Ve birkaç hafta sonra çilekleri ince dallarından koparmaya başlıyorlar, güzelim nane kokuları içinde… Aslında bahçe oldukça geniş, çilek bahçesini gölgeleyen kocaman bir yeşil elma ağacı var, güzel yaz günleri gelince bizim küçük afacanlar elma ağacına evlerini kurmakta gecikmezler.
Acaba ömrümde o güzel elma ağacını bir kez daha dünya gözüyle seyredebilecek miyim? Bilmiyorum. O sadece bir ağaç değil, aynı zamanda bir barınaktı. Uzun yaz günleri boyunca afacanları ve kuşları misafir ediyordu. Ağaca ev kurmak fikri kimin aklıydı? Kimin fikriydi çok net hatırlayamıyorum. Ancak oldukça orijinal bir düşünce…
Fıstıklı çam ağaçları ormana giden yol boyunca, yerden toplarsın, yine yerden bulduğun bir taşla kırarsın fıstıklarını. O sırada bazı küçük karıncalar fıstık parçalarını yüklenip yakındaki yuvalarına taşırlar, hayretle ve sevgiyle izlersin. Karıncalar harika yaratıklardır, selamlaşmak onlarda bir tutkuya dönüşür, bilmem başka hangi yönleriyle biz insanlara benzerler.
Evin doğuya bakan cenahında büyük bir beyaz dut ağacı, yazın çarşaflara silkelenir, dutları ballıdır, arıların gözdesi… Dut ağacının altında arı kovanları, kovanların önünde bir çiçek bahçesi… Bu bahçenin devamında küçük gül ağaçları, beyaz, pembe ve kırmızı güller… Gül dibi çapalanır, sulanır güllere gözünüz gibi bakılır. O güller ki Resûlullah Efendimize (s.a.a.) sembol olmuşlar. Lise yıllarında çapalarını yaparken aklımdan geçmezdi ki… Bazı hakikatleri biraz geç öğrenmişim, arkadaşlar öyle derdi hal diliyle.
Bahara doğru yağmurlarla küçük ırmakçıklar oluşur, okuldan eve gelirken ırmağın suyu taşlara vurur, o güzel sesi duyarsın. Cennet ırmaklarını hatırlarsın. Sen hiç Cennete gitmedin ki, kapılarındaki mandalın sesini hayal bile edemezsin.
Ve komşuluklar teyze bildiğimiz hanımlar, amca, ağabey bildiğimiz bey efendiler ve kardeş bildiğimiz çocukları, Hakan ağabey geceleri korkunç hikayeler anlatırdı. Ve cır cır böcekleri gecenin sessizliğini yırtan feryad-ü figanları ile… Karşı komşumuz Şafak Teyze geniş ağızlı fincanlarda çocuklarına çay ikram ederdi. Onlarda beş afacan, bizde dört; gel de sohbet etme…
Acaba ömrümde o güzel elma ağacını bir kez daha dünya gözüyle seyredebilecek miyim? Bilmiyorum. O sadece bir ağaç değil, aynı zamanda bir barınaktı. Uzun yaz günleri boyunca afacanları ve kuşları misafir ediyordu. Ağaca ev kurmak fikri kimin aklıydı? Kimin fikriydi çok net hatırlayamıyorum. Ancak oldukça orijinal bir düşünce…
Fıstıklı çam ağaçları ormana giden yol boyunca, yerden toplarsın, yine yerden bulduğun bir taşla kırarsın fıstıklarını. O sırada bazı küçük karıncalar fıstık parçalarını yüklenip yakındaki yuvalarına taşırlar, hayretle ve sevgiyle izlersin. Karıncalar harika yaratıklardır, selamlaşmak onlarda bir tutkuya dönüşür, bilmem başka hangi yönleriyle biz insanlara benzerler.
Evin doğuya bakan cenahında büyük bir beyaz dut ağacı, yazın çarşaflara silkelenir, dutları ballıdır, arıların gözdesi… Dut ağacının altında arı kovanları, kovanların önünde bir çiçek bahçesi… Bu bahçenin devamında küçük gül ağaçları, beyaz, pembe ve kırmızı güller… Gül dibi çapalanır, sulanır güllere gözünüz gibi bakılır. O güller ki Resûlullah Efendimize (s.a.a.) sembol olmuşlar. Lise yıllarında çapalarını yaparken aklımdan geçmezdi ki… Bazı hakikatleri biraz geç öğrenmişim, arkadaşlar öyle derdi hal diliyle.
Bahara doğru yağmurlarla küçük ırmakçıklar oluşur, okuldan eve gelirken ırmağın suyu taşlara vurur, o güzel sesi duyarsın. Cennet ırmaklarını hatırlarsın. Sen hiç Cennete gitmedin ki, kapılarındaki mandalın sesini hayal bile edemezsin.
Ve komşuluklar teyze bildiğimiz hanımlar, amca, ağabey bildiğimiz bey efendiler ve kardeş bildiğimiz çocukları, Hakan ağabey geceleri korkunç hikayeler anlatırdı. Ve cır cır böcekleri gecenin sessizliğini yırtan feryad-ü figanları ile… Karşı komşumuz Şafak Teyze geniş ağızlı fincanlarda çocuklarına çay ikram ederdi. Onlarda beş afacan, bizde dört; gel de sohbet etme…
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022