Beşiktaş'ın oynadığı oyun için net bir hüküm verebilmek kolay değil.
Olumlu yönler var ama maçın son 15 dakikasında Beşiktaş'ın oynadığı mahkum oyun insanı şüpheye düşürüyor.
Aslında ilk yarıda Beşiktaş'ın futbolunu beğendim. Çok yüksek tempolu oyunları beceremediğimiz için daha düşük tempoda telaşsız pas oyunu ilgimi çekiyor.
Beşiktaş ilk yarı düşük tempoda iyi bir oyun oynadı denebilir.
Bunun nedeni çok basit. Çünkü Beşiktaş orta sahasındaki oyuncular Salih, Fernandes ve Redmond ortalama üstü performans sergilediler.
Beşiktaş'ın ilk golünde hücumu başlatan pası veren Salih golü atan Redmond. İkinci golde ise golü atan Salih ortayı yapan Redmond.
Bu arada Kayserililer bu pozisyonda Salih'in rakibi Mane'yi ittip topu kazandığını iddia ettiler ama bunda haklı değillerdi. Salih'in pozisyonu temizdi.
Ben özellikle bu düşük tempoda organize oyuna katkıyı yapanın Redmond olduğunu düşünüyorum.
Her ne kadar Redmond'u çok dikkatli izlemesem de 69'da Dele Alli oyuna girip Redmond sağ öne geçince Beşiktaş oyundan düştü.
75'ten sonra maç hızlandı ve Beşiktaş bu hızı kaldıramadı ve oyun Beşiktaş aleyhine sete döndü.
Dele Alli oyuna girdikten sonra benim görebildiğim kadarıyla Aboubakar ile iki, Redmond ile bir kere uyuşmazlık yaşadı.
87'de öyle bir an yaşandı ki bu Dele Alli'nin ne kadar oyundan kopuk olduğunu gösteriyor.
Bu dakikada Dele Alli, Aboubakar'a sanki pas vermek istedi ama attığı pas, pas olamayacak kadar hızlı ve isabetsiz ve şut olamayacak kadar yavaş ve yine isabetsiz idi.
Ayrıca şunu da söylemek lazım ki karşılaşma ikinci yarının başından 75'e kadar son derece sıkıcı ve zevksiz geçti.
Karşılaşmanın ilk yarısı Beşiktaş adına ikinci yarıya nazaran daha olumlu ve daha ilgi çekici oldu. Beşiktaş'ta talihsiz bir karşılaşma çıkaran oyuncu vardı. Tayfur hiç iyi gününde değildi.
Daha 13'te ters yönden kendisine atılan pası anlamadı. Topu önüne aldığını sanarak koşmaya başladı.
Fakat 55'te öyle bir an yaşandı ki burada Tayfur'u eleştirmemek mümkün değil.
Muleka'nın ileri doğru attığı pasta Tayfur hareketlenmediği gibi bir de Muleka'ya oraya ne atıyorsun orada değilim ki gibi bir tavır yaptı.
Tayfur'un oraya hareketlenmesi lazımdı ve hata Tayfur'daydı. Her iki örnekte de Beşiktaş hücumları heba oldu.
Yine de 42'de Tayfur'un bir şutunu Hosseini çizgiden çıkardı.
Cenk genel olarak iyi oynadı. Oyundan çıkarılması yanlıştı.
Yine de 66'da Muleka'nın ortasında bomboş kaleye golü atamaması onun adına olumsuz bir durum.
Aboubakar oyuna girdikten sonra hazır görünmedi.
Karşılaşmanın son anlarında Rosier kırmızı kart gördü.
Burada benim şüphem yok ki Rosier büyük ihtimalle hakem Mete Kalkavan'a küfür etti. Yoksa direkt kırmızı kart gösterilecek bir görüntü yoktu.
Beşiktaş'ın ilk yarıdaki dengeli oyununu düşünürsek ilerisi için umut vaat eden bir görüntü olduğu söylenebilir.
Bütün mesele bu düzenli oyunu yüksek tempoda gerçekleştirebilmek. Buna çalışmak gerekli.
Tabii hiç şüphe yok ki Beşiktaş'ın oyunu bu yönde gelişmeyecek.
Ya çok düşük tempolu sıkıcı bir oyun seyredeceğiz ya da yüksek tempoda darmadağın olmuş bir oyun seyredeceğiz.
Yine de umut insanın ekmeği. İnsan daha iyi bir futbol seyredeceği karşılaşmalar umuyor. Bakalım bekleyip göreceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Fenerbahçe Galatasaray'ı örnek almalı / 01.06.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Ali Koç Galatasaray'ın şampiyon olacağını biliyordu / 26.05.2025
- Kolay elde edilecek bir başarı değil / 19.05.2025
- Kupada da hata yok / 14.05.2025
- Galatasaray istediğini aldı / 11.05.2025
- Kafa karışıklığı ve dağılan ümitler / 05.05.2025
- Şampiyonluk şarkıları / 04.05.2025
- Hepsi iki kişilik oynadı / 28.04.2025
- Bir ihtimal daha var / 27.04.2025
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025