Bilin ki bugün hazırlık ve idman günüdür
Hz. Ali dünyaya güvenilmeyeceği ve ahirete hazırlanılması gerektiği hususunda şöyle buyurmaktadır
14.05.2025 14:20:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Hz. Ali dünyaya güvenilmeyeceği ve ahirete hazırlanılması gerektiği hususunda şöyle buyurmaktadır:
"Şüphesiz ki dünya yüzünü çevirmiş ve ayrılığı duyurmuş, ahiret ise yönelmiş ve aşikâr olmuştur.
Bilin ki bugün hazırlık ve idman günüdür ve yarın (ahiret) yarış günüdür. Kim yarışı kazanırsa (ödülü) cennettir ve kim geri kalırsa (cezası) ateştir. Yok, mu ölümü gelmeden tövbe eden? Yok, mu çetin günü erişmeden kurtuluşu için (salih ameller) işleyen?
Bilin ki sizler bugün ümit/arzu günlerindesiniz, ardındaysa ecel/ölüm var. O halde eceli gelmeden ümit günlerinde (salih ameller) işleyene, şüphesiz ki ameli fayda verir ona, eceli zarar vermez ona.
Ama eceli gelmeden ümit günlerinde ihmal ederse (Allah'ın kullarına yardımda, Allah'a ise kullukta kusur ederse) ameli ziyan verir ona, eceli zarar verir ona.
O halde de korku anında nasıl amel ediyorsanız, rahatlık ve eman halinde de öylece amel edin. Bilin ki ben talep edeni (isteyeni) gaflet içinde uykuda olan, cennet gibi (bir nimet) görmedim. Korkup kaçanı (gaflet içinde) uykuda olan ateş gibi (bir azap/mihnet) görmedim.
Bilin ki her kime hak fayda vermezse, batıl ona zarar verir. Her kim hidayetle doğru yola koyulmazsa, delalet/sapıklık onu helak ve yokluğu sürüp götürür.
Duyun/bilin ki (ahirete) göçe memur oldunuz ve (sefer için) azık almanız istendi.
Sizin için en fazla korktuğum (iki şey var:) Heva ve hevesine uymak ve uzun emellere/ümitlere kapılmak Dünyadayken yarın (kıyamette) sizi (ebedi azaptan) koruyacak/kurtaracak şeyleri azık edininiz/devşiriniz dünyadan.
Hz. Ali H.38 yılında Zahhak b. Kays ile savaşta ihmalkârlık ve müsamaha gösteren ashabını kınayarak şöyle buyuruyor:
"Ey bedenleri bir araya gelip toplanmış, heva-hevesleri muhtelif/farklı insanlar, sözleriniz sert kayaları bile parçalar, ameliniz, düşmanlarınızı hakkınızda ümitlendirir. Meclislerde şöyle böyle diyorsunuz (erkeklik taslıyorsunuz), ama savaş zamanı gelince düşmandan kaçış çığlıkları atıyorsunuz.
Sizleri (yardıma) davet edenin daveti, güç bulmaz, sizler için zahmet çeken kimsenin kalbi rahat/huzur yüzü görmez. Bahaneleriniz; borcunu saptırıcı bahanelerle erteleyen borçlunun bahanelerine benzer.
Korkak ve zelil kişi, zulme engel olamaz. Hak, çabadan/uğraştan başka bir şeyle elde edilemez. Evinizden başka hangi eve düşmanın girmesine engel olacaksınız? Benden sonra hangi imamla (birlikte düşmana karşı) savaşacaksınız?
Allah'a andolsun ki aldanmış kişi, sizin aldattığınız kimsedir. Sizinle kurtuluşa eren, kurada boş çekmiştir, (asla kurtuluşa ermemiştir.) Sizinle düşmana ok atan, gerçekte ucu kırık bir ok atmıştır, (hedefe vursa da işe yaramaz)
Andolsun Allah'a ki sözünüze asla inanmadım, yardımınıza ümit bağlamadım, düşmanı sizinle korkutmadım.
Nedir bu haliniz, nedir derdinizin ilacı, nedir çareniz? Düşmanlarınız da sizin gibi adam. Tüm söylediklerinizi ilminiz olmadan mı söylüyorsunuz?
Çekinmeden (günahlardan) gaflet mi ediyorsunuz? Haktan başkasına mı ümit bağlıyorsunuz? Nehc'ül Belaga 28-29. Hutbe
"Şüphesiz ki dünya yüzünü çevirmiş ve ayrılığı duyurmuş, ahiret ise yönelmiş ve aşikâr olmuştur.
Bilin ki bugün hazırlık ve idman günüdür ve yarın (ahiret) yarış günüdür. Kim yarışı kazanırsa (ödülü) cennettir ve kim geri kalırsa (cezası) ateştir. Yok, mu ölümü gelmeden tövbe eden? Yok, mu çetin günü erişmeden kurtuluşu için (salih ameller) işleyen?
Bilin ki sizler bugün ümit/arzu günlerindesiniz, ardındaysa ecel/ölüm var. O halde eceli gelmeden ümit günlerinde (salih ameller) işleyene, şüphesiz ki ameli fayda verir ona, eceli zarar vermez ona.
Ama eceli gelmeden ümit günlerinde ihmal ederse (Allah'ın kullarına yardımda, Allah'a ise kullukta kusur ederse) ameli ziyan verir ona, eceli zarar verir ona.
O halde de korku anında nasıl amel ediyorsanız, rahatlık ve eman halinde de öylece amel edin. Bilin ki ben talep edeni (isteyeni) gaflet içinde uykuda olan, cennet gibi (bir nimet) görmedim. Korkup kaçanı (gaflet içinde) uykuda olan ateş gibi (bir azap/mihnet) görmedim.
Bilin ki her kime hak fayda vermezse, batıl ona zarar verir. Her kim hidayetle doğru yola koyulmazsa, delalet/sapıklık onu helak ve yokluğu sürüp götürür.
Duyun/bilin ki (ahirete) göçe memur oldunuz ve (sefer için) azık almanız istendi.
Sizin için en fazla korktuğum (iki şey var:) Heva ve hevesine uymak ve uzun emellere/ümitlere kapılmak Dünyadayken yarın (kıyamette) sizi (ebedi azaptan) koruyacak/kurtaracak şeyleri azık edininiz/devşiriniz dünyadan.
Hz. Ali H.38 yılında Zahhak b. Kays ile savaşta ihmalkârlık ve müsamaha gösteren ashabını kınayarak şöyle buyuruyor:
"Ey bedenleri bir araya gelip toplanmış, heva-hevesleri muhtelif/farklı insanlar, sözleriniz sert kayaları bile parçalar, ameliniz, düşmanlarınızı hakkınızda ümitlendirir. Meclislerde şöyle böyle diyorsunuz (erkeklik taslıyorsunuz), ama savaş zamanı gelince düşmandan kaçış çığlıkları atıyorsunuz.
Sizleri (yardıma) davet edenin daveti, güç bulmaz, sizler için zahmet çeken kimsenin kalbi rahat/huzur yüzü görmez. Bahaneleriniz; borcunu saptırıcı bahanelerle erteleyen borçlunun bahanelerine benzer.
Korkak ve zelil kişi, zulme engel olamaz. Hak, çabadan/uğraştan başka bir şeyle elde edilemez. Evinizden başka hangi eve düşmanın girmesine engel olacaksınız? Benden sonra hangi imamla (birlikte düşmana karşı) savaşacaksınız?
Allah'a andolsun ki aldanmış kişi, sizin aldattığınız kimsedir. Sizinle kurtuluşa eren, kurada boş çekmiştir, (asla kurtuluşa ermemiştir.) Sizinle düşmana ok atan, gerçekte ucu kırık bir ok atmıştır, (hedefe vursa da işe yaramaz)
Andolsun Allah'a ki sözünüze asla inanmadım, yardımınıza ümit bağlamadım, düşmanı sizinle korkutmadım.
Nedir bu haliniz, nedir derdinizin ilacı, nedir çareniz? Düşmanlarınız da sizin gibi adam. Tüm söylediklerinizi ilminiz olmadan mı söylüyorsunuz?
Çekinmeden (günahlardan) gaflet mi ediyorsunuz? Haktan başkasına mı ümit bağlıyorsunuz? Nehc'ül Belaga 28-29. Hutbe
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.