IMF Başkan yardımcısı Stanley Fischer 1,5 günlük kısa bir ziyarette bulundu. Ana konusu ise dalgalı kur sistemi hakkında. Hatırlanacağı üzere son günlerde, düne kadar dalgalı kur sisteminin kayıtsız şartsız arkasında olduğunu söyleyen TÜSİAD, İSO, bizim pek bilmiş medyamız ve ekonomi üstatlarımız artık bu dalgalı kur sisteminin Türkiye'ye zarar getirdiğini söylemeye başladı. Artık herkes biliyor ki dalgalı kur sistemi doların serbest bırakılması değil, Merkez Bankası kontrolündeki doların yabancı sermaye kontrolüne verilmesidir. İşte Stanley Fischer dalgalı kurun arkasındaki kaybolan hükümet ve kamuoyu desteğini yeniden oluşturmak için Türkiye'de. Tabii ki Stanley Fischer IMF'in amaçları doğrultusunda kendi açısından haklı. Çünkü IMF ve onun arkasındaki irade dalgalı kur sistemi ile birlikte Türkiye'deki yabancı bankalar vasıtasıyla kedinin fare ile oynadığı gibi bu milletle oynama fırsatını ele geçirmiş durumda. Sayın Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz İ.K.V. toplantısında hükümetin bu programın arkasında yani IMF'in önerdiği bu ekonomik modelin arkasında olmak zorunda olduğundan bahisle kimsenin alternatif bir çözüm önerisinde bulunmadığına dikkat çekmiştir. Oysa işin aslı bu değil. Ülke dalgalı kur sistemine geçtiği gün doları yabancı sermayenin eline teslim ettik bu Türkiye için bir ötenazidir yani intihar demektir diyen birisi var bu ülkede. IMF ile stand by anlaşması yaptığımız ve IMF'in Türkiye'den talepleri açıklandığı gün, bu anlayışın Türkiye'de değil enflasyonu düşürmek, enflasyon artı işsizliği yani stagflasyonu getireceğini söyleyen birisi var bu ülkede. 24 saatte Türkiye'nin dibe batmış ekonomisini düze çıkartacağını söyleyen ve bu 24 saati dakika dakika açıklayan birisi var bu ülkede. Ama maalesef milletin kulağına ulaşmış, gönlünde yer etmiş bu sesin daha Ankara'daki siyasilere tesir etmediğini görüyoruz. Ama yine de bizim pek bilmiş TÜSİAD bir adım attı. Yani var olan modelin yanlış olduğunu görmeye başladı. Ümit ediyoruz ki bugün yanlışı görenler yarın doğruyu da göreceklerdir. Bu arada siz sayın okuyucularım o birisinin elbette ki Prof. Dr. Haydar Baş olduğunu biliyorsunuz.
Son olarak da bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Epey zamandan beri kendilerine yenilikçi diyen arkadaşları takip ediyorum. Ekonomi ile ilgili hiçbir açıklamada bulunmuyorlar. Sadece dedikleri biz yenilikçiyiz ekonomik meseleleri çözeriz diyorlar. Bu cümle bana çok tanıdık geldi. Dün biz solcuyuz ekonomiyi çözeriz, biz milliyetçiyiz ekonomiyi biliriz, biz dindarız bu işi hallederiz ve düşün peşime ben her şeyi çözerim diyenlerle bugünkü yenilikçi arkadaşların dedikleri arasında hiçbir fark yok. Dün çözeriz diye diye batırdılar, bugün de herhalde böyle diye diye bu bataktan çıkartamayacaklar.
Benim yenilikçi arkadaşlara tavsiyem şu; Bunun çözüm yolunu bilememeniz çok normal. Çünkü bu iş o kadar kolay değil. Ama hiç olmazsa biraz kopya çekin Prof. Dr. Haydar Baş bey her yerde konuşuyor. O'nu dinleyin O'ndan istifade edin. Bilmemek ayıp değil, sormamak, öğrenmemek ayıp.
Selim KOTİL
Son olarak da bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Epey zamandan beri kendilerine yenilikçi diyen arkadaşları takip ediyorum. Ekonomi ile ilgili hiçbir açıklamada bulunmuyorlar. Sadece dedikleri biz yenilikçiyiz ekonomik meseleleri çözeriz diyorlar. Bu cümle bana çok tanıdık geldi. Dün biz solcuyuz ekonomiyi çözeriz, biz milliyetçiyiz ekonomiyi biliriz, biz dindarız bu işi hallederiz ve düşün peşime ben her şeyi çözerim diyenlerle bugünkü yenilikçi arkadaşların dedikleri arasında hiçbir fark yok. Dün çözeriz diye diye batırdılar, bugün de herhalde böyle diye diye bu bataktan çıkartamayacaklar.
Benim yenilikçi arkadaşlara tavsiyem şu; Bunun çözüm yolunu bilememeniz çok normal. Çünkü bu iş o kadar kolay değil. Ama hiç olmazsa biraz kopya çekin Prof. Dr. Haydar Baş bey her yerde konuşuyor. O'nu dinleyin O'ndan istifade edin. Bilmemek ayıp değil, sormamak, öğrenmemek ayıp.
Selim KOTİL