Türkiye'nin dışında yaşayan tarafsız bir Türk vatandaşı oturup gözlemlerini yazsa, neler yazabilir?
Ülkenin gündemini hem de vatan hasretiyle takip etse ve akşam haber saatinde de televizyonlardan haber almaya çalışsa, seçim atmosferindeki canım ülkeye dair herhalde şöyle notlar sıralayabilir.
Ülkenin Cumhurbaşkanı il il dolaşarak belediye başkanı adayları için oy devşirmeye çalışıyor.
On altı yıldan beri kendi partisi tarafından yönetilen bu ülkenin bazı şehirlerinin meydanlarında günün belli saatlerinde uzayan patates, domates ve soğan kuyrukları olduğu halde coşkulu konuşmalarında bunlardan hiç söz etmiyor.
Yine kendi partisi tarafından yönetilen bu ülkede on altı yılda işsizlik katlanarak artmışken, genç işsizler ordusuna her gün yenileri eklenirken, oy toplamak için gittiği kimi şehirlerde iş başvurusu yapabilmek için yine kuyruk bekleyen binlere, on binlere şahit oluyorken miting konuşmalarında bunlara da yer vermemektedir.
On altı, on yedi yıllık iktidarın en tepesindeki isim olarak, ülkenin ve şehirlerin birikmiş olan dağ gibi sorunlarına nasıl çözüm bulacağını anlatmak yerine, çıktığı her meydan konuşmasında muhalefet partilerine çatmakta, o partilerin liderlerine en ağır hakaretler yağdırmakta ve son derce ayrıştırıcı bir dil kullanmaktadır.
Seksen iki milyonluk koca bir ülkenin ve binlerce yıllık Devlet Geleneği olan kadim bir ülkenin Cumhurbaşkanı sıfatıyla partisinin çıkardığı adaylar için oy toplamaya gittiği şehirlerde, kendi iktidarları döneminde icra dairelerinin üç katına, beş katına çıktığını, yine de oldukça kabarmış olan icra dosyaları ile baş edilemediğini bildiği halde bu problemin nasıl halledileceğine dair tek cümle etmemektedir.
Kendi partisinin adaylarına oy devşirmek için dolaştığı şehirlerde ve miting meydanlarında kendisini dinlemeye gelen vatandaşlar yerel dertlerini, bölgesel problemlerini anlatmaya kalktığında da ya bizzat kendisi tarafından ya da koruma ordusu tarafından susturulmaktadırlar.
Bir de yurt dışından gelen bir yabancının Türkçe bildiğini farzedelim ve onun alacağı notları tahmin etmeye çalışalım.
Uğradığı şehrin bir ucunda "manav iktidarın" açtığı tanzim satışlarının önünde, patates, domates ve soğan kuyruklarını seyredecek, bir başka ucunda, ilan edilen yüz kişilik işçi alımı için binlerce kişinin başvuru için oluşturduğu uzun kuyruğa şahit olacak ve şehrin tam orta yerinde de ülkenin Cumhurbaşkanının mitingine kulak verecek:
"Ey falanca, ey filanca! Bunlar dörtlü çete, bunlara oy verecek misiniz?"
Bir adım geriye çıkıp manzara-yı umumiyyeyi basiretle ve tarafsız bir gözle seyretmek lazım, yoksa suni alkışlar bizi aldatabilir.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emekli ağlar yıkılır dağlar / 29.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024