Pazartesi günkü kabine toplantısının ardından kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceden açıklanacağı duyurulan esnaf destek paketinin ayrıntılarını paylaştı.
Erdoğan, esnaf ve işletmelere iki ayrı grupta bir defalık 3 ve 5 bin lira nakdi yardım yapılacağını belirterek, "235 bin esnafa 5 bin TL, 1 milyon 150 bin esnafa da 3 bin lira hibe verilecek" dedi.
Yaklaşık 15 aydır kepenkleri kapalı olan esnaf ve sanatkârlara verilen 3-5 bin liralık bu destek, açılan yaraları kapatmaya yetmeyeceği aşikâr.
Ancak hükümetin bir nevi 'sus payı' vererek esnaf ve sanatkârlarda oluşan tepkileri bir nebze olsun yatıştırmayı amaçladığı anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın esnafa destek paketini açıklarken iki yerde hecelerinin dahi altını çizerek, 'BİR DEFAYA MAHSUS' diyerek, özellikle vurgu yapması hayli dikkat çekiciydi.
Bu özel vurgunun anlamı, esnaf ve sanatkârlara, 'görüp görebileceğiniz budur, bir daha hibe desteği beklemeyin' demektir.
Oysa adı destek de olsa salgın mağduru milyonlarca esnafın hiçbir derdine çözüm olmayacak son kararlar asla yeterli değildir.
Üstelik bu destekler binlerce esnaf iflas ettikten sonra değil, kapanmanın ilk başladığı dönemde her ay düzenli olarak yapılmalıydı.
Başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde hibe şeklindeki bu destekler her ay yapıldı. Bu ülkelerde bir karar alındığı zaman bizdekinin tersine, 'destek verdik işte' diyebilmek için değil, sorun yaşayan insanların sorunlarına kalıcı çözüm bulabilmek için ne kadar maliyeti olursa olsun yeterli destek verildi.
Son açıklanan kararın dikkat çeken bir yönü de zamanlaması. Zira yapılan açıklamalara göre salgında vaka sayılarının 1000'in altına düşmesinden ümidi kesen hükümet, vaka sayılarını 10 bin – 15 bin bandında tutarak
Haziran ayında kontrollü normalleşmeye geçmeye hazırlanıyor.
Turizm sezonunu kaçırmamak da bu kararın alınmasında önemli etkenlerden biri.
Yani demem o ki, kontrollü normalleşme öncesinde ilk ve son olarak esnaf ve sanatkârların ağzına bir çay kaşığı bal çalan hükümet, 'destek verdik işte' diyebilmek için bu sadaka gibi kararı aldı.
İtibarları milletten daha kıymetli
Salgın boyunca yaşananlar ve son açıklanan sadaka gibi destekler Türkiye'yi yöneten siyasilerin itibarlarına verdikleri önemi vatandaşlara vermediklerini gösteriyor.
Türkiye'yi yıllardır yönetenler zaman zaman israf konusunda kendilerine yöneltilen eleştirilere 'itibardan tasarruf olmaz' diyerek, Cumhuriyet tarihinde hiçbir dönem görülmemiş olan israflarına ve savurganlıklarına kılıf uydurmaktan da geri durmamışlardır.
Onlara soruyorum; itibarınızdan tasarruf yapmaya yanaşmıyorsunuz, peki ya iflas noktasına gelen esnafa, intihar noktasına gelen vatandaşa, kepenkleri kapatan işletmelere destek verirken neden elleriniz titriyor? Sizin israf ve savurganlığınız süresiz devam ederken, neden vatandaşa desteğe gelince 'bir defaya mahsus' diyerek 'sakın alışmayın ha' diye başına kakıyorsunuz?
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023