Bir iki kıyas

Hıristiyan Avrupa'nın içimize soktuğu en tehlikeli hastalıklardan biride 'ben' hastalığıdır. Artık kardeşler arası ilişkilerde bile hep 'ben' kavramı öne çıkar oldu. "Benim bu işten karım ne?" mantığı hayatımızın bir kuralı oldu adeta. Bir çay ısmarlarken bile farklı hesaplar yapar olduk maalesef. Ama ne gariptir ki iş siyaset olunca bu 'ben' mantığını bir anda unuturuz. Madem ki hep 'ben' diyoruz o zaman özellikle şu günlerde bu mantığı iyi br işletelim. Bakalım karşımıza ne çıkacak? Sonra bireysel diyaloglarımızda "Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz" deriz ama ne hikmetse iş siyasete gelince lafa kanarız, reklama inanır, figüranları alkışlayıp, destekleriz. Biz mantığımı mızı mı kaybettik yoksa?Kısa bir test yapalım kendimize. İktidar partisi, a partisi, b partisi neyse önümüze kayalım. Ne dediler, ne yaptılar kıyaslayalım. Ha hani hep 'ben' diyorduk ya, bakalım senin için bir şey var mı bu icraatlarda?On yıl önce ABD ve AB bu ülkenin iç ve dış politikalarında son derece etkin miydi? Etkindi. Peki şimdi? Daha fazla etkin. AB uyum yasaları, Kıbrıs, Irak, 12 mil meselesi, Büyük Ortadoğu Projesi, Rumlara limanların açılması, ermenistanın ülkemize kafa tutması vs. Hatırlayın. Bu olaylar karşısındaki duruş bu milletin duruşumu idi yoksa birilerinin istediği duruş muydu? Peki, iktidarın adı AKP değil de CHP veya başka bir parti olsaydı farklı mı olurdu? Asla farklı olmazdı. Çünkü bugün iktidarı da , muhalefeti de bir batı hayranı, bir ABD hayranı. İcraatlarını onları üzmemek üzere tahsis eden mantığın millete - devlete hayrı olur mu? Birbirlerinden farkı olur mu? Bu noktada akla şu soru gelir ne yapalım? Yapacağımız şey açıktır. Araştıracağız; kim milli bir politikaya sahip, kimin projesi, modeli var? Kim ABD'ye AB'ye hayır diyor? Kim içte ve dışta tam bağımsız Türkiye diyor? Vb. benzeri soruları kendimize sorup bütün art niyetleri, vesveseleri bir tarafa bırakarak araştıracağız. Sonuçta eminim ki tek bir parti ve tek bir isim karşınıza çıkacaktır. BTP ve Prof. Dr. Haydar Baş. Kıyaslamaya devam edelim. On yıl önce asgari ücret yoksulluk sınırının altında mıydı. Altındaydı. Köylüsü, çiftçisi, memuru, işçisi, sanayicisi hep bir sıkıntı içinde miydi? İçindeydi. Y a bugün? Daha beter oldu. İflaslar, intiharlar, göçler, şiddet vs. tavan yaptı. Yahu bu ülkeye kurban için yurt dışından hayvan getirildi, onlar da hastalıklı çıktı. Yine soralım, iktidarın adı farklı olsaydı birileri din adına ortalığı ayağı kaldırır mıydı, kaldırmaz mıydı? İktidarın ve muhalefetin milli bir ekonomi politikası, tarım ve hayvancılık politikası, sanayi politikası, sosyal devlet mantığı var mı? Yok. Olan var mı? Var. İşte yine karşımıza BTP ve Prof. Dr. Haydar Baş çıktı. Her hayır işte karşımıza çıkan bu insanı ve davayı desteklemememiz için bir sebep var mı?Kıyasları çok daha arttırabiliriz. Sadece kendinize ve ailenize bakın. Daha mı mutlusunuz? Eğer her şeye rağmen "Evet biz mutluyuz" diyorsanız şu soruya cevap arayın; bundan daha fazla mutlu olur muyuz? Bu sorunun cevabını aradığınızda da yine karşınızda BTP ve Prof. Dr. Haydar Baş olacaktır. Yani sonuçta Haydar Baş'ta, çözümde Haydar Baş'ta.