Ünlü edebiyatçı Kafka'nın çok şahane bir benzetmesi var, diyor ki; fare tuzağın önüne gelmiş, etrafı şöyle bir gözetledikten sonra bakmış ki kocaman bir peynir parçası, dönüp bir de aradaki mesafeye bakmış, peynirin kocaman, mesafenin de çok kısa olduğunu görünce hükmünü vermiş:
"Peynir büyük, yol çok kısa, bu işte bir iş var".
Bu meseli, bu misali alın siyasete uygulayın, alın ticarete uygulayın, alın uluslararası ilişkilere uygulayın, alın hassaten dış politikaya uygulayın, göreceksiniz ki alınacak çok dersler ve ibretler var.
Herhangi bir dernek yönetiminde, herhangi bir vakıf yönetiminde bocalayan kadrolara devlet yönetimi ikram edilirken, hiç düşünmeden meseleye balıklama dalanlar, aradan geçen uzun yıllara rağmen kurulan tuzağı hala fark edemediler, debelenme devam ediyor.
Bütün bir İslam coğrafyasını hallaç pamuğu gibi darmadağın etmenin planı ve projesi olan BOP görev alanlar, böyle bir göreve 'evet' demelerinin kaça mal olduğunu yavaş yavaş anlamaya başladılar.
Ortadoğu'daki kaynaklara çöreklenmenin, yerli halkların elinden ve sofrasından lokmalarını çalmanın, direnenleri zorla hizaya getirmenin adı olan "Arap Baharı"nda görev alanlar ne büyük bir hata yaptıklarını bilmem anlayabildiler mi?
Söz konusu projenin bir parçası olan Suriye konusunda ısrarla 'ABD ve İsrail ile aynı çizgide' yer alanlar, bu iki emperyalist tefecinin dolduruşuna gelerek Suriye bataklığına balıklama dalanlar ve hala ısrarla ve inatla Suriye konusunu Suriye ile görüşmekten kaçınanlar bilmem ki hatalarını fark edebildiler mi?
Israrla ve inatla Suriye meselesini Suriye'nin dışında herkesle görüşüyoruz ama Suriye'yi yönetenlerle görüşmüyoruz.
İnatçılığın başımıza onulmaz dert açtığı alanlardan biri de ekonomi.
Ülke ekonomisi uçurumun başına geldiği halde hala bu işi bir bilene, bu işin kitabını yazana, yani Prof. Dr. Haydar Baş'a bir türlü müracaat edilmiyor.
Ülke çapında iflaslar yaşanıyor, konkordato ilanları ard arda geliyor, işsizlerin sayısı aydan aya katlanıyor, çarşıda-pazarda yaprak kıpırdamıyor ve mutfaklar alev alev ama "bir bilenin kapısını çalmama" inadı ve ısrarı devam ediyor.
Ne diyelim, bir inat uğruna başımıza gelenleri hep beraber, her an ve her gün yaşıyoruz.
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024