Çıktığı günden beri İslam’ın sırtından geçinen bir gazete…
Çıkarlarını çoğaltmak, çıkarlarını sağlamlaştırmak ve devamlı kılmak için çark etmekte hiç bir beis görmeyen bir mevkute…
Çıkarı için, yalakalık için, tıraj artırmak için kullandığı İslam’ın ana ilkeleri çiğnenirken, kırmızı çizgileri bir bir pembeleşirken bir kalem dahi oynatmayan bir gazete…
İşine geldiğinde, iktidar nimetlerinden parsayı kapmak için tepe tepe kullandığı İslam, aynı iktidar tarafından örselendiğinde, ilkeleri açık açık ihlal edildiğinde “görmedim duymadım bilmiyorum” numaralarına yatan bir mevkute…
Cari açığın zirve yaptığı, iç ve dış borç toplamının rekor seviyeye çıktığı, çiftçinin traktörünün haczedildiği, işsizlik yüzünden boşanmaların tavan yaptığı, bu mübarek ayda iftarlık temin etmek için semt pazarlarında günün sonunu, milletin çekilmesini bekleyenlerin her geçen gün arttığı bir ortamda, hiç utanmadan, sıkılmadan; “artık fakirlik tarihe karıştı, herkes iftarını boğazda açıyor” diyebilecek kadar yalakalığın suyunu çıkaran bir gazete…
Günlerdir tüm ülkede tartışılan, görenlerin gözlerine inanamadığı, duyanların “olmaz böyle şey” dediği bir vekilin oğlu tarafından polislerin ellerinde numaralar olduğu halde duvara dizdirilmesi haberine “polis asker dizilmeyecek de kim dizilecek” diyecek kadar olayı saptıran, mugalata yapan, yalakalık yapayım derken millet ile dalga geçen bir gazete…
İnsanların, hele hele okuyan yazan, aydın geçinen, hele hele Müslümanlık iddiasındaki insanların iz’andan, insaftan, idrakten ve insaftan bu kadar yoksun, bu kadar uzak, bu kadar bihaber olmaları ne ile ve nasıl izah edilebilir.
Yağdanlık kelimesi hafif kalıyor, yalakalık kelimesi vaziyeti izahtan çok çok uzak düşüyor.
Yalakalığın da bir sınırı olmalı her halde.
Çıkarlarını çoğaltmak, çıkarlarını sağlamlaştırmak ve devamlı kılmak için çark etmekte hiç bir beis görmeyen bir mevkute…
Çıkarı için, yalakalık için, tıraj artırmak için kullandığı İslam’ın ana ilkeleri çiğnenirken, kırmızı çizgileri bir bir pembeleşirken bir kalem dahi oynatmayan bir gazete…
İşine geldiğinde, iktidar nimetlerinden parsayı kapmak için tepe tepe kullandığı İslam, aynı iktidar tarafından örselendiğinde, ilkeleri açık açık ihlal edildiğinde “görmedim duymadım bilmiyorum” numaralarına yatan bir mevkute…
Cari açığın zirve yaptığı, iç ve dış borç toplamının rekor seviyeye çıktığı, çiftçinin traktörünün haczedildiği, işsizlik yüzünden boşanmaların tavan yaptığı, bu mübarek ayda iftarlık temin etmek için semt pazarlarında günün sonunu, milletin çekilmesini bekleyenlerin her geçen gün arttığı bir ortamda, hiç utanmadan, sıkılmadan; “artık fakirlik tarihe karıştı, herkes iftarını boğazda açıyor” diyebilecek kadar yalakalığın suyunu çıkaran bir gazete…
Günlerdir tüm ülkede tartışılan, görenlerin gözlerine inanamadığı, duyanların “olmaz böyle şey” dediği bir vekilin oğlu tarafından polislerin ellerinde numaralar olduğu halde duvara dizdirilmesi haberine “polis asker dizilmeyecek de kim dizilecek” diyecek kadar olayı saptıran, mugalata yapan, yalakalık yapayım derken millet ile dalga geçen bir gazete…
İnsanların, hele hele okuyan yazan, aydın geçinen, hele hele Müslümanlık iddiasındaki insanların iz’andan, insaftan, idrakten ve insaftan bu kadar yoksun, bu kadar uzak, bu kadar bihaber olmaları ne ile ve nasıl izah edilebilir.
Yağdanlık kelimesi hafif kalıyor, yalakalık kelimesi vaziyeti izahtan çok çok uzak düşüyor.
Yalakalığın da bir sınırı olmalı her halde.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İslam dünyasının omurga ithalatına ihtiyacı var / 20.09.2025
- Sahte kâr / 19.09.2025
- İhtimalleri değil ihmalleri konuşalım / 17.09.2025
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Sahte kâr / 19.09.2025
- İhtimalleri değil ihmalleri konuşalım / 17.09.2025
- Haydutlukta hudut tanımayanlar ve… / 16.09.2025
- At izinin karıştığı izler ne seçiliyor ne de sayılıyor / 15.09.2025
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025