Bir şairin ölümü

Aynı gün cenaze merasimleri yapıldı, aynı gün toprağa verildiler fakat futbol federasyonu başkanı merhum Hasan Doğan'ın vefatını dünya duydu, cenaze merasimini canlı yayınlarla dünya izledi ama şair Erdem Bayazıt'ın naaşı sessiz sedasız Eyüp Sultan'da defnedildi.Özal döneminde bir dönem de milletvekilliği yapmış olan Erdem Bayazıt daha çok şair yönü ile ön plana çıkan son dönem edebi şahsiyetlerden biri idi.Medyanın ve siyasi çevrelerin Hasan Doğan'a gösterdikleri ilginin hiç olmazsa yarısını da merhum şairimize göstermelerini beklerdik. Bugün iktidarın tepe noktasında bulunanlardan aşağıya doğru hemen herkesin, şiirle, edebiyatla ilgilenenlerin, Erdem Bayazıt'ın şiirleri ile büyüdükleri bilinmektedir.Lise yıllarımızda en çok takip ettiğimiz, yazdığı dergilerin yeni sayılarını iple çektiğimiz şairlerden biri idi."Sebep Ey" adlı ilk şiir kitabı haftalarca arkadaşlar arasında elden ele dolaşmıştı.Bu kubbede bir hoş seda bıraktığına inanıyoruz ve nice rahmetler niyaz ediyoruz.Şiirlerinden bir demet, ilgilenenlere arzederiz efendim:

"Bir gün öleceğim biliyorumBunu her an ölür gibi biliyorum Anamın yüreğinde bir korÖlene dek sönmeyecek bir ateşKımıldanıp duracak hep Karım bomboş bulacak dünyayı-Nolurdu birlikte ölseydik, deyip duracakOysa insan yalnız ölürAma o olmayacak dualarla teselli arayacak Kızlarımın gırtlaklarında bir düğümBir süre kaçacaklar insanlardanBoşluğa düşmüş gibi bir duygu içlerindeSonunda onlar da kabullenecekler öylesine Ölümüme en çabuk dostlarım alışacaklar-Yaşayıp gidiyorduk yahuNe vardı acele edecek!Diyecekler Biliyorum yaklaşıyoruz her anBiliyorum oruçlu doğar insanÖlümün iftar sofrasına".

"Her sabah bütün bitkiler iştahlı bir çocuktur Emer emer emerler toprak anayı O sultan hazinesi o hep veren sonsuz cömert anayı Yeşil hayat kırmızı hareket sarı sabır emerler Ve beyaz iman çizer sesini Tamamlar kavisini  Sebeb ey".

"Ölümden bir işaret var her şeydeÖlümün sesini duyuyorum şarkılarda türkülerde: -Kışlanın önünde redif sesi varNamluların ucunda ölümün sesi! -Bir ay doğdu geceden oy oyKaranlığın ağzında ölümün sesi! -Erzurum dağları kar ile boranVadilerin koynunda ölümün sesi! -Ezo gelin durmuş bakar yollaraUmudun ardında ölümün sesi! -Bir ihtimal daha varUmuttan da öte ölümün sesi

-Telgrafın tellerini kurşunlamalıÖyle değildi bu türkü bilirimBir de içimeHer istasyonda duran sonra tekrar yürüyenBir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerekBazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelenHaberler bilirim mektuplar bilirim. Gamdan dağlar kurmalıyımKayaları kelimeler olanKırk ikindi saymalıyımKırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarımaSaçlarının akışını anar anmaz omuzlarındanBaştan ayağa ıslanmalıyımGam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım. İçimde kaynayan bir mahşer varBu mahşer birde annelerinin kalbinde kaynarÇünkü onlar yün örerken pencere önlerindeYa da çamaşır sererken bahçelerindeBirden alıverirler kara haberiniOkul dönüşü bir trafik kazasında Can veren oğullarının".