Günlerdir sosyal medyada dolaşan bir karikatür var; bir çöp bidonundan yiyecek bir şeyler bulmaya çalışan perişan bir vatandaş ve hemen arkasından gürleyen sayın başbakan:
“Fert başına milli geliri on bin dolara çıkardık, sen hala çöpleri karıştırıyorsun, sen provokatör müsün?”
Bunun üzerine rahat bir kitap yazılabilir.
Bu durumu anlatan çok güzel bir deyimimiz vardır; “Hem suçlu hem de güçlü.”
Halbuki suçlu hiçbir zaman güçlü değildir, olmamalıdır, suçlu biraz daha alttan almalıdır.
Siz milletin, memleketin her çeşit kaynağını küresel tefecilere peşkeş çekip bu vatanın evladını bir lokma ekmeye muhtaç edeceksiniz sonra da kalkıp çöpten ekmek arayan vatandaşı provokatörlükle suçlayacaksınız.
Üzerinde konuştuğun nihayetinde bir karikatürdür diyebilirsiniz ama benzer bir manzarayı geçtiğimiz günlerde bizzat yaşadık, yetmiş beş milyonun huzurunda cereyan etti ve ne yazık ki olayın kahramanı yine sayın başbakan.
“İmralı sürecine karşı çıkan şehit yakınları ile gazileri eleştiren Erdoğan, ‘Birilerine rağmen bunu erteleyemeyiz. Bir defa şu hiç şık değil. Gazi olabilirsin eyvallah, bu bir şereftir onunla övün ama gazi olmayı istismar etmeyelim. Biz şehidimize de gazimize de her türlü imkanı sağladık. Önüne gelen istediği gibi şehit gazi dernekleri kuruyor. Bu olmaz. Vatandaş burada bir istismarın olduğunu anladığı anda o saygısını kaybeder.’ dedi.”
Önüne gelen şehit derneği gazi derneği kuruyormuş.
“Bu ülkede şehit mi var gazi mi var arkadaş? Nedir bu dernekler… Dernekler?...” der gibi bir şey.
On yıldan beri tek başınıza yönettiğiniz ülkede terörü sonlandırmış olsanız, teröre ve yandaşlarına hadlerini bildirmiş olsanız ve dolayısıyla ülkenin dört bir yanına şehit tabutları ve yaralı gaziler taşınmamış olsa belki haklı olabilirsiniz.
Bu problemi kökünden hallettik daha derneklere ne gerek var diyebilirsiniz.
Zaten şehit ailelerinin ve gazilerin feryadı da gösteriyor ki bu meseleyi on seneden beri çözmemişsiniz aksine yaraları daha da derinleştirmişsiniz.
Çeyrek asırdan beri bu milletin çocuklarını katleden, kolsuz-kanatsız bırakan haçlı-siyonist dünyanın maşası durumundaki terör örgütü ile masaya oturarak, ipleri onun eline vererek acıları bin kat daha artırmışsınız.
Hiç kimse keyfinden gidip çöp bidonundan ekmek kırıntıları aramayacağı gibi, hiç kimse yine durup dururken, ihtiyaç yokken gidip şehit gazi derneği kurmaz sayın başbakan.
Hem yanlış yapacaksınız, yanlış üstüne yanlış yapacaksınız hem de en ufak bir sese tahammül edemeyeceksiniz.
Siz layüsel misiniz, yanlışlarınızın hesabını vermeyecek misiniz?
“Fert başına milli geliri on bin dolara çıkardık, sen hala çöpleri karıştırıyorsun, sen provokatör müsün?”
Bunun üzerine rahat bir kitap yazılabilir.
Bu durumu anlatan çok güzel bir deyimimiz vardır; “Hem suçlu hem de güçlü.”
Halbuki suçlu hiçbir zaman güçlü değildir, olmamalıdır, suçlu biraz daha alttan almalıdır.
Siz milletin, memleketin her çeşit kaynağını küresel tefecilere peşkeş çekip bu vatanın evladını bir lokma ekmeye muhtaç edeceksiniz sonra da kalkıp çöpten ekmek arayan vatandaşı provokatörlükle suçlayacaksınız.
Üzerinde konuştuğun nihayetinde bir karikatürdür diyebilirsiniz ama benzer bir manzarayı geçtiğimiz günlerde bizzat yaşadık, yetmiş beş milyonun huzurunda cereyan etti ve ne yazık ki olayın kahramanı yine sayın başbakan.
“İmralı sürecine karşı çıkan şehit yakınları ile gazileri eleştiren Erdoğan, ‘Birilerine rağmen bunu erteleyemeyiz. Bir defa şu hiç şık değil. Gazi olabilirsin eyvallah, bu bir şereftir onunla övün ama gazi olmayı istismar etmeyelim. Biz şehidimize de gazimize de her türlü imkanı sağladık. Önüne gelen istediği gibi şehit gazi dernekleri kuruyor. Bu olmaz. Vatandaş burada bir istismarın olduğunu anladığı anda o saygısını kaybeder.’ dedi.”
Önüne gelen şehit derneği gazi derneği kuruyormuş.
“Bu ülkede şehit mi var gazi mi var arkadaş? Nedir bu dernekler… Dernekler?...” der gibi bir şey.
On yıldan beri tek başınıza yönettiğiniz ülkede terörü sonlandırmış olsanız, teröre ve yandaşlarına hadlerini bildirmiş olsanız ve dolayısıyla ülkenin dört bir yanına şehit tabutları ve yaralı gaziler taşınmamış olsa belki haklı olabilirsiniz.
Bu problemi kökünden hallettik daha derneklere ne gerek var diyebilirsiniz.
Zaten şehit ailelerinin ve gazilerin feryadı da gösteriyor ki bu meseleyi on seneden beri çözmemişsiniz aksine yaraları daha da derinleştirmişsiniz.
Çeyrek asırdan beri bu milletin çocuklarını katleden, kolsuz-kanatsız bırakan haçlı-siyonist dünyanın maşası durumundaki terör örgütü ile masaya oturarak, ipleri onun eline vererek acıları bin kat daha artırmışsınız.
Hiç kimse keyfinden gidip çöp bidonundan ekmek kırıntıları aramayacağı gibi, hiç kimse yine durup dururken, ihtiyaç yokken gidip şehit gazi derneği kurmaz sayın başbakan.
Hem yanlış yapacaksınız, yanlış üstüne yanlış yapacaksınız hem de en ufak bir sese tahammül edemeyeceksiniz.
Siz layüsel misiniz, yanlışlarınızın hesabını vermeyecek misiniz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Mutlu musunuz? / 23.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Bir gram güven bir kilo altından pahalı / 22.05.2025
- Gençlik Bayramında gençliğin hali / 20.05.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayan tipler / 19.05.2025
- “Ey basiret ehli ibret alınız” / 11.05.2025
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025