İster Türkiye özeline, ister İslam dünyası geneline bakalım; görünen gerçek şu, Müslümanlar, bölünme ve parçalanma ile cebelleşiyor. Türkiye ve İslam dünyası üzerinde hesap kuran ve operasyon gerçekleştiren Amerika'nın baş çektiği dünya düzencileri, işe, "birlik ve kardeşliği" ortadan kaldırarak başladılar. Müslümanlar, ABD, AB ve küresel toplum mühendislerinin planlarıyla bölünüp-parçalanmaktan kendi başlarını kaşımaya vakit bulamıyor.Nereden bakarsak bakalım; Türkiye ve İslam dünyası, yürekten, manen, siyaseten ve madden bölündü, parçalandı. Öyle ki, partiler ve İngiliz imalatı mezhep ve meşrepler, din haline getirildi. İslam dini ise sair muharref inançlarla eşitledi. Türkiye ve İslam dünyasında Amerika ve AB desteğiyle işbaşına gelen siyasi iktidarlar, maalesef bu bölünmüşlükten beslenerek ve bu parçalanmışlığı körükleyerek koltukta kalmaya çalışıyorlar. Türkiye ve İslam coğrafyasındaki Müslümanların ise anaları ağlıyor.Alevî-Sünni ayrışması, Türk-Kürt kapışması ve sair dalaşlar, ülkemizde ve bölgede almış başını gitmektedir.Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı seçimi bile siyasi iktidar tarafından böyle bir gerginlik ve gerilim eksenine oturtulmak istenmektedir.Halbuki Türkiye ve İslam dünyasının gün yüzü görebilmesi, Batnın planladığı bu bölünmüşlük tablosunu ters çevirmek, birlik ve kardeşliği tesis etmekle mümkündür.Allah'ın da muradı birliktir, tevhiddir, adalet ve itidaldir; Müslümanlar arasında tesis ettiğini bizzat beyan buyurduğu kardeşliktir.Bu birlik ve kardeşliğin Türkiye ve İslam coğrafyasında yeniden tesisi için seferber olan bir ilim, fikir ve siyaset adamı vardır, o da Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Ülkemizde ve bölgemizde toplumun önünde görünen ilim ve siyaset adamlarının birçoğu, bu gerçeğin farkında değildir; birçokları ise bu birlik ve kardeşliğin ortadan kaldırılması planlarında hizmet vermektedir. Dolap beygiri gibi Amerika ve Avrupa'nın değirmenine su taşımaktadırlar.Prof. Dr. Baş, 90'li yıllarda kaleme aldığı Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler adlı eserinde, 1710'lu yıllarda İngiliz Sömürgeler Bakanlığı'nın Türk milleti ve Hicaz bölgesine dönük Sünni-Şii çatışması ve etnik parselasyon planını deşifre etti. Dönemin İngiliz planı, son çeyrek asırda Amerika tarafından güncellenmiş ve Büyük Ortadoğu Projesi adıyla 22 İslam ülkesine yayılmıştır.Türk ve İslam dünyasının aydınları bu projesi maalesef fark ve idrak dahi edememişlerdir.Prof. Dr. Baş, Batı dünyasının Türkiye ve İslam coğrafyasına dönük "bölme-parçalama" planını bozacak ve topyekun insanlığa adaleti ve sosyal barışı yaşatacak iktisadî, siyasi, kültürel ve manevî projeler ortaya koymuştur.Milli Ekonomi Modeli, bu birlik ve adaletin iktisadî adresidir. Bu eksende 10 tane uluslararası sempozyum gerçekleştirildi. Rusya ve 120 dünya ülkesi, bu modelle iktisadi açılım yaptı, şahlandı. Rusya, 27 Şubat 2013 günü Prof. Dr. Baş'ı Devlet Duma'sında ağırladı? İki gün sonra, yani 13 Haziran 2014 Cuma günü, Rusya Federasyonu Duma Meclis erkanı LDP heyeti ile Bağımsız Türkiye Partisi arasında mutabakat zaptı imzalanacak.Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt açılımı, rof. Dr. Baş'ın birlik çığırlarından biridir. 10 bin sayfayı aşan 14 ciltlik Ehl-i Beyt külliyatını kalem almış, 5 tane uluslararası kongre yapılmıştır.Prof. Dr. Baş, 49 ülkenin iştirak ettiği Kerbela'daki Uluslararası 10. İmam Hüseyin'in Doğumu ve Şehadet Baharı programına 20 sayfalık tebliğinin takdimiyle iştirak etmiş; gönüllerde özlenen birlik ve kardeşliği yeşertmiştir. Sempozyumun detaylarını bir başka makalemde aktaracağım, inşallah.Bu süreçte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş'ı ziyaret ederek iki kere görüşmeleri, ülkede özlemi duyulan birlik ve kardeşlik adına örnek buluşma olarak yüreklerde yer etmiştir.Bugün hem ülkemiz, hem de bölgemiz, birlik ve kardeşliğe her şeyden ve her işten önce muhtaçtır. Prof. Dr. Baş, milli, dini ve siyasi görevini yapmıştır, yapmaktadır. Sayın Kılıçdaroğlu gibi toplumun akl-ı selim siyaset ve ilim adamlarının hatırı sayılır katkıları, Türk milletinin birliğinin daha kısa zamanda ve daha az zayiatla temin edilmesini sağlayacaktır.Buna mukabil ülkemizde ve bölgemizde çatışma, ayrışma, gerilim, bölünme ve parçalanma ekseninde adımlar atanlar, bilsinler ki, ne Türk milletinin, ne de İslam milletlerinin ekmeğine yağ sürmektedirler. Onlar ülkemiz ve bölgemiz üzerinde iştah kabartan ve vahşi işgallerle dişlerini gösteren Amerika, Avrupa ve sair küresel güçlerin ekmeğine yağ sürmekte, onlara marabalık yapmaktadırlar.Bu gerçekler idrak edildiği nispette Türk milleti gün yüzü görecek, yüzü gülecektir. Gerisi hüsrandır?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019