Bizim dükkan açık!

Türkiye garip bir ülke?Daha 3.5 ay önce fırtınaların koparıldığı,  uğruna e-postaların- pardon e-bildirilerin- yayınlandığı, "rejim elden gidiyor" diye bir damla suda tsunamilerin koparıldığı süreçten, bazı  haber kanallarının bile canlı olarak yayınlamaya değer görmediği tatsız tuzsuz, heyecansız bir cumhurbaşkanlığı seçimine geldik. AKP'nin yüzde 46.6 ile perçinlediği adayı Abdullah Gül, AKP grubunun ve bir bağımsızın oyunu (yani 341 oy) alırken, MHP'nin sembolik adayı ve bir tek Abdullah Gül ile hemşehrilik bağı nedeniyle gündeme gelebilen Sebahattin Çakmakoğlu 70, CHP'ye göre "Meclis'e girme ihaneti"ne bahane teşkil etsin diye gösterilen DSP adayı Tayfun İçli 13 oy aldı. DTP'liler boş oy atarken, 1 oy da geçersiz sayıldı. CHP ise 22 Temmuz öncesi pozisyonunu korumakta ısrar etti. Tatsız, tuzsuz, heyecansız bir seçim!Geçen seçim öyle miydi? Anayasa Mahkemesi'ne başvurmalar, 367 tartışmaları, sivil toplum örgütlerinin "derin endişeleri" ve bugün dükkanı kapatan zinde güçlerin bilgisayar ve teknoloji destekli bildirileri havada uçuşuyordu. Sandık milletin önüne konulduktan sonra ortaya çıkan irade her şeyi değiştirdi. Bugün Abdullah Gül'ün adaylığına karşı çıkan neredeyse yok gibi. CHP'yi saymıyorum, çünkü CHP lideri Baykal seçim sonuçlarını saygıyla karşılayacağını açıkladı. Zaten yapacağı başka da bir şey yok. Özetle, 22 Temmuz seçimlerinde AKP'ye verilen oylar, aynı zamanda "Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığına" verilen güçlü bir onaydır. Bu konuda hiç kimsenin söyleyecek sözü yok, olmamalı da?Gelelim cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili ilginç detaylara.İlk tur seçimlerinde Gül'ün 367 oy alacağını hiç kimse beklemese de, birçoğumuzun aklında DTP'nin ve bazı bağımsızların vereceği oylarla 'olur mu olur' diye bir seçenek vardı. Ama olmadı, DTP boş oy vererek Gül'le pazarlıkta elini güçlendirme yolunu tercih etti. Ne pazarlığı diye soranlara, Gül ile DTP görüşmesinin ardından başta Ahmet Türk olmak üzere DTP'li yetkililerin yaptıkları açıklamaları dikkatle okumalarını tavsiye ederim. DTP'lilerin AKP'den ciddi beklentileri bulunuyor. Bunların başında İmralı'da yatan bölücübaşı ile ilgili talepler bulunuyor. Nitekim DTP başkanvekili önümüzdeki günlerde Öcalan'la ilgili bazı konuları Meclis gündemine getireceklerini açıkladı. Peki 2.turda DTP'nin tavrı değişir mi? Değişebilir. Nitekim Ahmet Türk, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı adaylığını destekleme konusunda gruplarının tavrının değişebileceğini belirterek şunları söylemiş:"Gelişmeleri izliyoruz. Cumhurbaşkanlığı önemli bir mevki. Kucaklayıcı olması gereken bir mevki. Gerçekten herkesi kucaklayıcı bir duruş görürsek, bu konuda katkı sunabiliriz."Yani özetle Ahmet Türk ve arkadaşları, Gül'ün onları çok sıkı bir şekilde kucaklamasını istiyor. Tabi kucaklamadan neyi kastettiklerini de sizlerin engin yorumlarınıza bırakıyorum.  Meclis'in bir diğer partisi, DTP'ye daha ilk günden her türlü "moral ve motivasyon" desteğini esirgemeyen MHP kanadı ise pozisyonunu değiştirmeyi pek düşünmüyor. Kendi adaylarının çekilmesinin sözkonusu olmadığını vurgulayan Devlet Bahçeli, ilk tur seçimleriyle ilgili olarak "ilk turun tabi sonucu bunlar. İnşallah hayırlı olur'' demiş.CHP kanadında ise, Meclis'e aynı çatı altında girdikleri DSP'ye ciddi bir tepki var. CHP, DSP'nin Meclis'e girerek kendilerini arkadan hançerlediğini ve ihanet ettikleri görüşünde. Ama DSP ise CHP'ye göbekten bağlı olmadıklarını, istedikleri gibi davranabileceklerini ısrarla vurguluyor. 27 Nisan'da yayınladıkları e-bildiri ile AKP'nin yüzde 46.6 oranında oy almasında en büyük katkı sahibi olan zinde güçler ise "dükkanı kapatmış" vaziyetteler. Biz mi ne yapıyoruz?Çok şükür bizim dükkan kapalı falan değil. Her zaman olduğu gibi sonuna kadar ve herkese açık?