BM barış gücü Kıbrıs'ta ne işe yarıyor?
1964 yılından bu yana değişen şartlarda BM Barış Gücü'nün işlevini önemli ölçüde yitirdiğini söyleyen KKTC Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Barış Gücü'nün Kıbrıs'taki statükoyu temsil eder konuma geldiğini söyledi
16.07.2018 00:00:00
15 Temmuz 1974 faşist Yunan darbesinin yıldönümünde Rum sözcünün 'Türk askeri burada bulunduğu sürece BM Barış Gücü Kıbrıs'ta kalmalıdır' açıklamasına cevaben bir açıklama yapan KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Rum tarafının BM Barış Gücünün görev süresinin ve varlığının hiç değişmeden aynen devam etmesini istemesinin statükoyu devam ettirmek istemesinden kaynaklandığını vurguladı.
Özersay açıklamasında "İki taraf arasında mektupları taşıyan postacı konumundaki askeri bir güç olmadan da iki tarafın sivil toplum örgütleri, siyasileri, askeri yetkilileri gayet tabi görüşebilir. Bunun için arada BM'nin olmasına gerek olduğunu düşünmüyorum" ifadelerini kullandı. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, şöyle devam etti: "BM Barış Gücü Kıbrıs'a 1964'te, Türk askeri Kıbrıs'ta yokken geldi! BM Barış Gücü'nün varlığı bu adada 1963-1974 yılları arasında şiddeti hiçbir biçimde önleyemedi. Kaldı ki aynı Barış Gücü bugün 44. yıldönümü olan faşist Yunan darbesini de değil engellemek, sadece seyretti. Anakronik bir analizle BM Barış Gücüne Türk askerine karşı Rum tarafını koruyan bir misyon yüklemeye çalışmak kadar anlamsız bir yaklaşım olamaz."
'Rumlar statükonun değişmesine karşı'
Şimdilerde Kıbrıs Rum tarafının BM Barış Gücü'nü sanki adadaki Türk askerine karşı Rum tarafını koruyormuş gibi bir görüntü çizmek için adeta kendini paraladığını dile getiren Özersay şunları söyledi: "Peki Rum tarafı bu anlamsız ve zorlama ilişkiyi neden kurmaya çabalıyor? En önemli neden statükonun değişmesini istemiyor oluşudur. BM Barış Gücü 54 yılda adeta statükoyu temsil eder bir konuma geldi. 1964 yılında tanımlanmış olan görevi-mandası bugünün koşullarında anlamını önemli ölçüde yitirdi. BM içerisindeki bazı önemli aktörler bu kez Barış Gücünün görev süresini uzatmaya sıcak bakmıyorlar, özellikle de yerine getirilen bu görevler için bu kadar para vermek istemiyorlar. İki taraf arasında mektupları taşıyan postacı konumundaki askeri bir güç olmadan da iki tarafın sivil toplum örgütleri, siyasileri, askeri yetkilileri gayet tabi görüşebilir. Bunun için arada BM'nin olmasına gerek olduğunu düşünmüyorum. BM Barış Gücüne ilişkin olarak hazırlanan son rapor taslağında 'bu barış gücü çok gereklidir aslında' diyebilmek için, varlığını haklı çıkarmak için bazı gerekçeler uydurulmaya çalışılmasının, Rum tarafının beklentilerinin dikkate alınıp 'suyuna gidilmesinin' sebebi de budur. BM Barış Gücünün görev süresi uzatılmaz ya da görevleri ve yapısı önemli ölçüde revize edilirse Kıbrıs Rum tarafı yarım asırdır devamından memnun olduğu statükonun en temel retoriğini aynen sürdüremeyecek. Gazetecilerin kullanmaktan imtina etmeleri tavsiyesinde bulunan konsensüs sözlüğü konusunda Rum yönetiminin bu kadar gerilmiş olmasının sebebi de aynen budur"
A. SAFA TERZİ/LEFKOŞA
Özersay açıklamasında "İki taraf arasında mektupları taşıyan postacı konumundaki askeri bir güç olmadan da iki tarafın sivil toplum örgütleri, siyasileri, askeri yetkilileri gayet tabi görüşebilir. Bunun için arada BM'nin olmasına gerek olduğunu düşünmüyorum" ifadelerini kullandı. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, şöyle devam etti: "BM Barış Gücü Kıbrıs'a 1964'te, Türk askeri Kıbrıs'ta yokken geldi! BM Barış Gücü'nün varlığı bu adada 1963-1974 yılları arasında şiddeti hiçbir biçimde önleyemedi. Kaldı ki aynı Barış Gücü bugün 44. yıldönümü olan faşist Yunan darbesini de değil engellemek, sadece seyretti. Anakronik bir analizle BM Barış Gücüne Türk askerine karşı Rum tarafını koruyan bir misyon yüklemeye çalışmak kadar anlamsız bir yaklaşım olamaz."
'Rumlar statükonun değişmesine karşı'
Şimdilerde Kıbrıs Rum tarafının BM Barış Gücü'nü sanki adadaki Türk askerine karşı Rum tarafını koruyormuş gibi bir görüntü çizmek için adeta kendini paraladığını dile getiren Özersay şunları söyledi: "Peki Rum tarafı bu anlamsız ve zorlama ilişkiyi neden kurmaya çabalıyor? En önemli neden statükonun değişmesini istemiyor oluşudur. BM Barış Gücü 54 yılda adeta statükoyu temsil eder bir konuma geldi. 1964 yılında tanımlanmış olan görevi-mandası bugünün koşullarında anlamını önemli ölçüde yitirdi. BM içerisindeki bazı önemli aktörler bu kez Barış Gücünün görev süresini uzatmaya sıcak bakmıyorlar, özellikle de yerine getirilen bu görevler için bu kadar para vermek istemiyorlar. İki taraf arasında mektupları taşıyan postacı konumundaki askeri bir güç olmadan da iki tarafın sivil toplum örgütleri, siyasileri, askeri yetkilileri gayet tabi görüşebilir. Bunun için arada BM'nin olmasına gerek olduğunu düşünmüyorum. BM Barış Gücüne ilişkin olarak hazırlanan son rapor taslağında 'bu barış gücü çok gereklidir aslında' diyebilmek için, varlığını haklı çıkarmak için bazı gerekçeler uydurulmaya çalışılmasının, Rum tarafının beklentilerinin dikkate alınıp 'suyuna gidilmesinin' sebebi de budur. BM Barış Gücünün görev süresi uzatılmaz ya da görevleri ve yapısı önemli ölçüde revize edilirse Kıbrıs Rum tarafı yarım asırdır devamından memnun olduğu statükonun en temel retoriğini aynen sürdüremeyecek. Gazetecilerin kullanmaktan imtina etmeleri tavsiyesinde bulunan konsensüs sözlüğü konusunda Rum yönetiminin bu kadar gerilmiş olmasının sebebi de aynen budur"
A. SAFA TERZİ/LEFKOŞA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.