ABD'nin son günlerde artık açık açık konuşulan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), ülkemizdeki ve bölgemizdeki kimi vatanperverlerin ürettiği bir komplo teorisi değil? Bilakis stratejik ayakları, argümanları ve figüranları ayarlanmış, zamanlaması planlanmış, kademe kademe de devreye sokulmuş reel bir plandır, açık bir "Amerikan Kolonyalizmi"dir.
BOP'un çerçevesi şu: Afrika Boynuzu'ndan Türkiye'yi de içine alacak biçimde Karadeniz'e, oradan Kafkaslar'a ve Orta Asya'ya, Afganistan ve Pakistan'dan Endonezya-Malezya'ya uzanan tüm İslam coğrafyası...
ABD-İngiltere-İsrail troykasının BOP ile hedeflediği istila ve hegemonya alanı bu geniş coğrafyadır.
Dolayısıyla, Usame bahanesiyle Afganistan'ın işgalinden, uydurma kimyasal silah yalanlarıyla Irak'ın işgaline, Gürcistan'daki yarımgünlük kadife devrimden Türkiye'deki siyasal ve dinsel değişim manevralarına kadar tarihi coğrafyamızdaki pek çok ciddi gelişme, bu BOP'la ilgilidir, ilintilidir ve sözkonusu kolonyalizmin bir parçasıdır.
Bu bağlamda ABD'nin bu "demokratik kolonyalizmi"nin politik, kültürel ve dinsel "argümanları ve figüranlar"ını tanımak ve tanımlamak, ülkemizin ve tarihi coğrafyamızın geleceği bakımından ciddi önem arz etmektedir. Hatta bu proje, başka hiçbir toplumu ilgilendirmediği kadar milletimizi ilgilendirmektedir; zira BOP oyunu, tarihi mirasımız ve geçmişte asırlar boyunca at koşturduğumuz coğrafyamız üzerinde oynanmaktadır.
Türkiye'deki kimi Amerikancı "değişmiş-dönüşmüş" politik, medyatik ve dinsel figüranlar, toplumumuzdan gizlemeye ve saman altından su yürütmeye çalışsalar da BOP bir reel plandır; komplo teorisi değildir. Bunu ABD kurmayları açıkça beyan etmektedirler.
ABD Başkanı Bush'un Güvenlik Danışmanı Condolezza Rice 7 Ağustos 2003'te The Washington Post'ta "Transforming The Middle East-Ortadoğu'yu Dönüştürmek" olarak deklare etmiştir. Rice, Ortadoğu'da başlatılan dönüşümün zaman alacağını, Irak'ın bu süreçte 'anahtar ülke' olacağını, Fas'tan Basra Körfezi'ne kadar Afrika-Ortadoğu-Kafkaslar ve Asya ekseninde "22 devletin değiştirileceği"ni belirtiyor. İran, Suriye ve tabii ki Türkiye'nin bu "dönüşüm kazanı"nın kaynama merkezinde olduklarına işaret ediliyor.
ABD Başkanı Bush ise 6 Kasım 2003'te "Ortadoğu'yu özgürleştirme stratejisi"ni açıklayarak Amerika'nın "demokratik kolonyalizm"ine dikkat çekiyor.
Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da iştirak ettiği Davos'ta işin adını açıkça "Büyük Ortadoğu'da Reform" olarak ilan ediyor.
ABD'de BOP tartışmaları ve tarihi coğrafyamız üzerindeki somut Amerikan hesapları yeni değil... BOP, 1995'ten bu yana pişiriliyor. Bu bağlamda Amerikan rüzgarıyla bir anda şaha kaldırılan Türkiye'deki "siyasal ve dinsel değişmiş ve dönüşmüşler"in kafa kağıtlarında da 1995'li yılların çok önemli bir tarih olması basit bir tesadüf olarak elbette izah edilemez.
Nitekim Institute for National Strategic Studies tarafından ABD ordusu için çıkartılan Joint Force Quarterly-Ortak Kuvvetler dergisinin 1995 Sonbahar sayısının anakonusu "Büyük Ortadoğu". ABD ordusunun bu ortak dergisinde "Turkey's Role in The Greater Middle East-Büyük Ortadoğu'da Türkiye'nin Rolü" de aynı başlıkla enine boyuna irdelenmektedir.
Bölgemizdeki gelişmeleri, işgalleri, siyasal ve dinsel dönüşümleri, bütün bu stratejik-teorik planlamalarla altalta koyduğumuz zaman BOP'un geniş çaplı, çok figüranlı bir Amerikan kolonyalizmi" olduğu konusunda en akılsızlar bile "Allah Allah, bu gidişat nereye böyle?" demek durumunda kalır.
BOP'un, "değişmiş ve dönüşmüş siyasal ve dinsel figüranları"na ve Haziran ayında İstanbul'daki NATO boyutuna da değinelim dilerseniz.
BOP'un çerçevesi şu: Afrika Boynuzu'ndan Türkiye'yi de içine alacak biçimde Karadeniz'e, oradan Kafkaslar'a ve Orta Asya'ya, Afganistan ve Pakistan'dan Endonezya-Malezya'ya uzanan tüm İslam coğrafyası...
ABD-İngiltere-İsrail troykasının BOP ile hedeflediği istila ve hegemonya alanı bu geniş coğrafyadır.
Dolayısıyla, Usame bahanesiyle Afganistan'ın işgalinden, uydurma kimyasal silah yalanlarıyla Irak'ın işgaline, Gürcistan'daki yarımgünlük kadife devrimden Türkiye'deki siyasal ve dinsel değişim manevralarına kadar tarihi coğrafyamızdaki pek çok ciddi gelişme, bu BOP'la ilgilidir, ilintilidir ve sözkonusu kolonyalizmin bir parçasıdır.
Bu bağlamda ABD'nin bu "demokratik kolonyalizmi"nin politik, kültürel ve dinsel "argümanları ve figüranlar"ını tanımak ve tanımlamak, ülkemizin ve tarihi coğrafyamızın geleceği bakımından ciddi önem arz etmektedir. Hatta bu proje, başka hiçbir toplumu ilgilendirmediği kadar milletimizi ilgilendirmektedir; zira BOP oyunu, tarihi mirasımız ve geçmişte asırlar boyunca at koşturduğumuz coğrafyamız üzerinde oynanmaktadır.
Türkiye'deki kimi Amerikancı "değişmiş-dönüşmüş" politik, medyatik ve dinsel figüranlar, toplumumuzdan gizlemeye ve saman altından su yürütmeye çalışsalar da BOP bir reel plandır; komplo teorisi değildir. Bunu ABD kurmayları açıkça beyan etmektedirler.
ABD Başkanı Bush'un Güvenlik Danışmanı Condolezza Rice 7 Ağustos 2003'te The Washington Post'ta "Transforming The Middle East-Ortadoğu'yu Dönüştürmek" olarak deklare etmiştir. Rice, Ortadoğu'da başlatılan dönüşümün zaman alacağını, Irak'ın bu süreçte 'anahtar ülke' olacağını, Fas'tan Basra Körfezi'ne kadar Afrika-Ortadoğu-Kafkaslar ve Asya ekseninde "22 devletin değiştirileceği"ni belirtiyor. İran, Suriye ve tabii ki Türkiye'nin bu "dönüşüm kazanı"nın kaynama merkezinde olduklarına işaret ediliyor.
ABD Başkanı Bush ise 6 Kasım 2003'te "Ortadoğu'yu özgürleştirme stratejisi"ni açıklayarak Amerika'nın "demokratik kolonyalizm"ine dikkat çekiyor.
Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da iştirak ettiği Davos'ta işin adını açıkça "Büyük Ortadoğu'da Reform" olarak ilan ediyor.
ABD'de BOP tartışmaları ve tarihi coğrafyamız üzerindeki somut Amerikan hesapları yeni değil... BOP, 1995'ten bu yana pişiriliyor. Bu bağlamda Amerikan rüzgarıyla bir anda şaha kaldırılan Türkiye'deki "siyasal ve dinsel değişmiş ve dönüşmüşler"in kafa kağıtlarında da 1995'li yılların çok önemli bir tarih olması basit bir tesadüf olarak elbette izah edilemez.
Nitekim Institute for National Strategic Studies tarafından ABD ordusu için çıkartılan Joint Force Quarterly-Ortak Kuvvetler dergisinin 1995 Sonbahar sayısının anakonusu "Büyük Ortadoğu". ABD ordusunun bu ortak dergisinde "Turkey's Role in The Greater Middle East-Büyük Ortadoğu'da Türkiye'nin Rolü" de aynı başlıkla enine boyuna irdelenmektedir.
Bölgemizdeki gelişmeleri, işgalleri, siyasal ve dinsel dönüşümleri, bütün bu stratejik-teorik planlamalarla altalta koyduğumuz zaman BOP'un geniş çaplı, çok figüranlı bir Amerikan kolonyalizmi" olduğu konusunda en akılsızlar bile "Allah Allah, bu gidişat nereye böyle?" demek durumunda kalır.
BOP'un, "değişmiş ve dönüşmüş siyasal ve dinsel figüranları"na ve Haziran ayında İstanbul'daki NATO boyutuna da değinelim dilerseniz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019