logo
25 NİSAN 2024

BOP'a karşı Ehl-i Beyt kalesi

BOP'çu zihniyetin İslam dünyasını getirdiği vahim noktaya çeken hukukçu-yazar İbrahim Berk, "Haçlı saldırılarına göğsünü siper eden Hacı Bektaş gibi, bugün de modern haçlı seferlerine karşı Müslümanları Ehl-i Beyt nefesi ile tek yürek tek bilek yapacak lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır" dedi
27.10.2016 00:00:00
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) fitnesi uğruna İslam coğrafyasını işgale soyunan Amerika'yı, işgale yönlendiren motivasyonu iyi anlamamız gerekiyor.

John Duls'e göre Amerika, kuruluşundan beri iki "misyon" seçmiştir: Biri; Hıristiyanlığın yayılması, yani evanjelizm. İkincisi; Büyük Amerikan şirketlerinin dünyada serbestçe iş yapabilmeleri için önlerindeki ideolojik, hukuki ve fiili engellerin kaldırılması, yani liberalizm.
Bu iki inanç uğruna sürekli savaş hali ABD'yi besleyip büyütür.
Bu ikili enerji patlaması ile İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Batı'nın liderliğini İngilizlerden devralan ABD, 1989'da Komünizmin çökmesi ve SSCB'nin dağılması ile birlikte Amerikan yüzyılını ilan etmiştir.
Komünizmin çöküşünün ardından öyle bir mağrurlukla malul olmuştur ki, "küreselleşme" ve "tarihin sonu" tezini ortaya atarak; kapitalist-liberal Hıristiyan değerlerin küresel tek egemen gerçeğe dönüştüğünü iddia ederek karşısında hiçbir inancın, ideolojinin direnmeyeceğini ileri sürmüştür.
Ardından bu tezin önüne çıkacak direniş coğrafyalarını yok etmek için Yahudi Huntington'un başını çektiği "medeniyetler savaşı" tezi sahneye sürülerek, Batılı entelektüellerin ve karar vericilerin kafalarına İslam'a karşı Yahudi-Hıristiyan savaşı fikri telkin edilmiştir. Entelektüel zeminlerde "medeniyetler savaşı" diye süslenen düşünce esasında ABD derin devletine yön veren NEO-Conların Siyonist Yahudi ve Hıristiyanların "Kıyamet Savaşı" inancından başka bir şey değildir.
Ateş topuna dönüşen İslam âlemi
Bugün Irak'ı işgal ile başlayan ABD'nin BOP'u bu inanç çerçevesinde kıyametten önce Tanrı İsa'nın yeryüzüne inmeden önce Hıristiyanların Yahudilerle birlikte şeytan kabul ettikleri Müslümanları yok ederek yeryüzünde Siyon iktidarının kurulması ve İsa'nın yeniden gökyüzüne çekilmesi inancının bir yansımasıdır.
Bu ideolojilerle seferber edilen Batı kamuoyu, hatta Asya kamuoyu sayesinde, Amerika egemenliğinde yeni dünya düzeni kurmak için 1. Körfez Harekâtı başlamıştır.
Ancak ABD'nin bu oyununu fark eden Rusya, Çin ve Brezilya gibi ülkelerin direnişi karşısında savaş maliyetinin artacağını ve mağlubiyetin yaşanacağını gören ABD taktik değiştirerek yine bir başka Yahudi Bernard Levis ve Kissinger sahne alarak, "Bundan böyle savaş medeniyetler arasında değil, İslam medeniyetinin içinde olacaktır" tezini ortaya atarak, savaşı Müslümanların içine taşınmıştır ve ateş topunu Müslümanların kucağına bırakmıştır.
Böylece Batı, haçlı seferlerini İslam dünyasından devşirdiği İslam kostümlü kişilerle yaparak maliyetsiz haçlı seferleri başlatmıştır. Bu haçlı seferlerinin başarı ile yürütülebilmesi için Müslüman coğrafyada etnik-mezhebî temelde ayrılıklar; Şii-Sünni, laik-gelenekçi fay hatları beslenmiş, hatta silahlı çatışmalara dönüştürülmüştür. 
Bir Batılı istihbaratçının itirafı ile eşek arıları gibi sözde İslami terör örgütleri oluşturularak İslam'ın dirilişi ve direnişi Batı'nın kontrolünde bir sapkın terörle manipüle edilmiştir. Böylece terör Müslüman evlerine ateşler saçan, İslam dünyasının zenginliklerini Batıya açan anahtar gibi kullanılmıştır.
Bir yandan El-Kaide sanal terör örgütü ve 11 Eylül saldırıları ile Batı kamuoyu İslami terör öcüsü ile ürkütmüştür. Diğer yandan "Ilımlı İslam" ve "Dinlerarası Diyalog" tezi üretilerek Müslümanlar kırk katır veya kırk satır ikilemi içerisinde teslim alınmıştır.
Müslüman kisveli deccaller
Terörle mücadele adı altında Ilımlı İslam tezine mecbur ve mahkûm edilen iktidarlar BOP çerçevesinde haçlı seferlerinin gönüllü neferlerine dönüştürülmüştür.
Başta ülkemiz olmak üzere ABD güdümündeki idareciler, İsrail'e karşı Müslümanların son kalesi olan Hizbullah'a "Hizbu'ş-şeytan" derken,  Amerikan askerlerine "kahraman" diyecek kadar kıblesini şaşırmıştır.
Hizbullah'ı terör örgütü ilan edip, Suriye'yi düşman belleyip, "İsrail'e muhtacız" diyen BOP'çu zihniyetin bugün İslam dünyasını getirdiği yer ortadadır. 15 milyon vatanından sürgün, 2 milyona yakın ölü, yıkılan şehirler, yok edilen medeniyetler, yağmalanan zenginlikler.
Allah Resûlü bu savrulmayı asırlar öncesinden haber veriyor, "Biliniz ki Deccaller sizin aranızdan çıkacaktır. Hakkı bâtıl, bâtılı hak gösterecek idarecilerden sakının" diyerek bu Müslüman görünümlü haçlı savaşçılarına dikkat çekmiştir.
Yine, "Müslüman kisveli deccaller; Hıristiyan, Yahudi ve sair güçlerle işbirliği içinde Irak-Şam bölgesi ve çerçevesindeki samimi mü'minlere musallat olacaktır. Bunlar ümmetin hakkında korktuğum en büyük beladır. Bunlar, kendilerini sapmış ve idareleri altındakileri saptırmış yöneticilerdir. Can kulağımızla dinleyiniz, duydunuz mu; benden sonra yalan ve zulüm ehli iradeciler türeyecek; kim onların huzuruna varır, onların yalanlarını onaylar ve bâtıllarına destek çıkarsa ben onlardan değilim, onlar da benden değil." (Buhari).
'Hz. Ali yüzlü önderler gerek'
Hiç şüpheniz olmasın ki başta Amerika ve İsrail olmak üzere, Yahudi-Hıristiyan istihbarat mahfillerinde dizayn edilen sözde İslami terör de, sözde Ilımlı İslam da bu Peygamberî ikaz ile işaret edilen deccal faaliyetleridir.
Bugün İslam dünyası, Batı başkentlerinde gizlice üretilen sözde İslami terör ve ona karşı mücadele bahanesi ile Batı ile açık işbirliği halindeki sözde Ilımlı İslamcıların makasa alması ile can çekişirken, aynı oyunun 15 Temmuz gecesinde ülkemizde de oynandığını gördük.
Batı'ya uşak olan güçlere karşı Batı'ya köle olanların verdiği mücadele ancak haçlı Batı'nın ekmeğine yağ sürebilir. 15 Temmuz gecesi bu hakikatin gözümüz önünde ispatından başka bir şey değildir.
BOP fitnesi artık ülkemizi de sarıp sarmalamış ateş topu gibi ocaklarımızı yakmaya başlamıştır. Bu fitneden korunmak için; bir başında evanjelik yılanlar, diğer başında liberal yalanlar bulunan bâtıl ve Batılı canavarı yok edecek Zülfikar gerek.
İşte bu deccallerin tuzağını boşa çıkaracak olan tevhidin merkezi Ehl-i Beyt anlayışı ve liberal soyguna dur diyecek Milli Ekonomi Modeli'dir.
Bugün ateşe koşan kelebekler gibi cahiliyle geleneklerine koşan ümmeti adalet ve ilim Zülfikar'ı ile doğrultan Hz. Ali yüzlü önderler gerek.
Batı'nın kışkırtmasıyla yeniden mezhep savaşlarına koşan ümmeti bu kör kuyudan çıkaracak olan Hz. Ali yürekli lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Bâtılın karşısında canıyla Hakkın şahidi ve şehidi olan Hz. Hüseyin gibi bâtıl ve batmış deccallerin karşısına dikilecek Hz. Hüseyin yürekli lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Müslümanları kardeş yapacak lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır
Peygamber torunlarını çöllerde susuz bırakıp katlettikten sonra başlarını bir kaba koyup şehir şehir dolaştıracak kadar vahşete boğulmuş sözde Müslümanların kalbinde yeniden iman yeşertmek için bir ömür secdeden kalkmayacak İmam Seccad gibi; bugün İslam ümmetini boğazlamayı cihad zanneden Müslümanları kardeş yapmak için secdeye duran lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
İslam'ı sapık inançlardan, felsefelerden, spekülasyonlardan arındırmak için İslam'ın ilk üniversitesini kurup İmam Azam'lar yetiştiren İmam Ca'fer gibi; insanlığı modern sapık ideolojilerden, fikirlerden, mezhep taassubundan kurtaracak çağın İmam Azam'larını yetiştirecek olan Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Haçlı saldırılarına, barbar saldırılarına karşı göğsünü siper eden Hacı Bektaş gibi bugün de modern haçlı seferlerine ve kirli tuzaklarına karşı Müslümanları yeniden Ehl-i Beyt nefesi ile tek yürek tek bilek yapacak lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Batı'nın barbar saldırıları karşısında yerlerde sürünen Anadolu Müslümanlarını ayağa kaldıran Mustafa Kemal Atatürk gibi, milletimizi düştüğü derin BOP çukurundan çıkarıp kâinat devleti yapacak lider Prof. Dr. Haydar Baştır.
 
(Bu metin, hukukçu-yazar İbrahim Berk'in, Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler Sempozyumu'nda yaptığı konuşmadan alınmıştır).
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi

Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun siyasi yasak ve 3 yıldan 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava ertelendi.Bir sonraki duruşma 31 Mayıs'ta görülecek.
25.04.2024 19:47:00
Anadolu Ajansı
Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi
Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde, şartları oluşmayan bir firmaya ihale verdiği iddiasına ilişkin "ihaleye fesat karıştırma" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan 7 sanığın avukatları ile davaya müdahil olan İçişleri Bakanlığının avukatı katıldı. Duruşmayı CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile bazı partililer takip etti.

Hakim, sanık Ekrem İmamoğlu'nun celse arasında ifade verdiğini ve Sayıştay denetçileri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun da dava dosyasına geldiğini belirtti.

İmamoğlu: Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum

İmamoğlu'nun celse arasında, "Orada görev yapan arkadaşlarımın görev dönemi boyunca hassas ve titiz davranışlarının şahidiyim. Bahsi geçen olaylara hakim olmam mümkün değildir ancak o dönem görev yapan arkadaşlarıma güvendiğimi beyan etmek isterim. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum. Herhangi bir talimatım olmamıştır. Beraatımı talep ederim." şeklinde ifade verdiği öğrenildi.

Duruşmada beyanda bulunan İçişleri Bakanlığı avukatı Ahmet Özten raporun kendilerine ulaşmadığını söyledi.

Sanıklardan bazılarının avukatı Mehmet Gencerler, dosyaya sundukları beyanlarını tekrar ettiklerini belirterek, davada mütalaa hazırlanması için dosyanın duruşma savcısına gönderilmesini istedi.

İmamoğlu'nun avukatı Nusret Yılmaz, bilirkişi heyetinin raporunda hukuka aykırılık olmadığına yönelik tespitlere katıldıklarını anlatarak, "Müvekkilin savunması ve bilirkişi raporu alınmıştır. Müvekkilin başkanlığı döneminde bazı ihalelerde usulsüzlük iddiası vardır. Bilirkişi raporuna dahi ihtiyaç duyulmaksızın adı geçen fiillerle bağı olmadığı sabittir. Müvekkilin beraatını talep ederiz." dedi.

İmamoğlu'nun diğer avukatı Kemal Polatda İçişleri Bakanlığının, İmamoğlu'nun görevi kötüye kullanma kapsamında görevinin gereğini yerine getirmediği iddiasıyla yaptığı suç duyurusunu Danıştay'ın kaldırdığını ifade ederek, Danıştay'ın kaldırdığı soruşturma neticesinde yeniden yargılama yapılmasının mümkün olmadığını savundu.

Duruşma savcısı ise bilirkişi raporunda sözleşmenin değişmezliği ilkesinin görmezden gelindiğini ve raporda 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'yla ilgili hiçbir değerlendirme yapmadan, belediye ve firmayla yapılan ek sözleşmeyi hukuki göstermeye yönelik tespitlerde bulunulduğunun değerlendirildiğini kaydetti.

Bilirkişi raporunda eksiklikler olduğunu bildiren savcı, "Bilirkişi raporunun Bilirkişilik Yönetmeliğine aykırı olarak mahkemenin yerine geçerek, yargılama yaparcasına sanıklar hakkında yorum yaptığı, bu haliyle raporun tarafsızlığından söz edilemeyeceğine" dair değerlendirmede bulunarak, yeni bir rapor alınmasını talep etti.

Duruşmada sanıkların avukatları, savcılığın itirazına katılmadığını belirterek, yeni rapor alınması talebinin reddini istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme, İçişleri Bakanlığı avukatına bilirkişi raporunun gönderilmesi ve buna karşın beyanda bulunması için süre verilmesini kararlaştırdı.

Mahkeme, savcılığın bilirkişi raporuna itirazının, İçişleri Bakanlığı avukatının da gelecek celse rapora karşı beyanının alınmasının ardından değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 31 Mayıs'a erteledi.

Duruşmanın ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat adliye önünde açıklama yaptı.

İddianameden neyle suçlanıyorlar?

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, ihbar eden olarak İçişleri Bakanlığı, sanık olarak ise Ekrem İmamoğlu ile Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam yer alıyor.

İddianamede, 29 Aralık 2015'te "Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi" ihalesi sırasında, İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu, diğer sanıkların ise belediyede müdür ve personel olarak görev yaptıkları anlatılıyor.

Beylikdüzü Belediye Başkanlığınca yapılan söz konusu ihalede, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri değerlendirilen iddianamede, "Sanıklar, ihale alıcısı bir firma lehine ancak kamu zararına neden olacak şekilde, ihaleye katılma yeterliliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak ve teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı halde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak eylemlerinde bulunarak kamu kurumu statüsünü haiz Beylikdüzü Belediye Başkanlığının 250 bin 86 lira fazladan para ödemesine ve neticede 250 bin 86 lira tutarında kamu zararına neden olarak üzerlerine atılı 'ihaleye fesat karıştırma' suçunu işledikleri anlaşılmıştır." deniliyor.

İddianamede, sanıklar Ekrem İmamoğlu, Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam hakkında "ihaleye fesat karıştırma" suçundan üçer yıldan yedişer yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Çorlu tren kazası davasında karar çıktı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davada 9 sanığa 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında hapis cezası verildi
25.04.2024 12:03:00 / Güncelleme: 25.04.2024 12:38:25
AA
Çorlu tren kazası davasında karar çıktı
Çorlu tren kazası davasında karar çıktı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılanan 13 sanıktan 9'una, 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları verildi.

Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda görülen davanın 20. duruşması yapıldı.

Duruşmaya tutuksuz sanıklar dönemin Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım, dönemin Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, hat bakım onarım memuru Celaleddin Çabuk, TCDD Üst Yapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan, dönemin Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras, yol kontrolörü Burhan Ortancıl, dönemin Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, dönemin Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli, dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan, mühendisler Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya, kazada ölenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı.

Duruşma, mahkemeye sunulan belgelerin okunmasıyla başladı.

Daha sonra karar öncesi sanıklara son sözleri soruldu.

Sanıklardan Karasu ek iddianame ve mütalaa da görevini yapanın cezalandırılmak istendiğini ileri sürerek "Halkalı'dan Kapıkule'ye kadar olan hatla ilgili uyarıları ve denetimi yazışmalar ile bildirmiştim. Görevimi yerine getirdim. Beraatımı talep ediyorum." dedi.

Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını ileri sürerek beraatlarını talep etti.

Mahkeme heyeti verdiği kısa aranın ardından açıkladığı kararda "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan Karasu'ya 17 yıl 6 ay, Kurt'a 16 yıl 3 ay, Aslan'a 15 yıl, Polat'a 13 yıl 9 ay, Önder'e 10 yıl,  Meriçli, Parlak ve Başkaya'ya 9 yıl 2'şer ay, Aras'a ise 8 yıl 4 ay hapis verdi.

Heyet, sanıklardan Kaytan, Ortancıl, Yıldırım ve Çubuk'un ise beraat etmesine hükmetti.

Mahkeme ayrıca sanıklardan Aslan, Karasu, Kurt ve Polat'ın hükümle birlikte tutuklanmasına karar verdi.

Tekirdağ'daki tren kazası

Uzunköprü-İstanbul seferini yapan yolcu treninin 8 Temmuz 2018'de Çorlu yakınlarında vagonlarından bazılarının devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirmiş, 340 kişi yaralanmıştı.
Davanın iddianamesinde "kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu" bulundukları gerekçesiyle sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk'un "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
 
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporları ve değerlendirme neticesinde 9 Eylül 2022'de soruşturmanın genişletilmesine karar verilmiş, bu kapsamda aynı suçtan Nihat Aslan, Levent Meriçli, Mümin Karasu, Levent Kaytan, Nizamettin Aras, Burhan Ortancıl, Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya hakkında Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.
 
Dava kapsamında söz konusu dönem TCDD 1. Bölge Müdürlüğü'nde Bakım Servis Müdürü olan Mümin Karasu 10 Ekim 2022'de tutuklanmış, tutukluluğuna yapılan itiraz üzerine Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesince 25 Kasım 2022'de hakkında yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilmişti.
 
Davanın 17'nci duruşmasında Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki son görüşünde, tutuksuz 13 sanığın tamamının "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan cezalandırılmasını, Karasu, Kurt ve Polat'ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, üzerlerine atılı suç için öngörülen ceza miktarı dikkate alındığında adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacak olmasından tutuklanmalarını istemişti.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı
25.04.2024 10:48:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.



Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı. Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.


Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması

 Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
25.04.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.

Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'

Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.

'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'

Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.