Bor madeninin işletilmesini özel sektöre açan kanun taslağı Bakanlar Kurulu’na sunuldu.
Enerji Bakanlığı’nın hazırladığı taslağın ismi, “Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin işletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Tasarı Taslağı…
Enerji uzmanları bu kanun taslağına oldukça tepkili…
Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Celal Karapınar, “Herkesin bildiği gibi Bor tuzları, Uranyum ve Toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılmaktadır ve bu yetki devlet adına Eti Maden İşletmeleri tarafından kullanılmaktadır. Fakat yapılmak istenen tek maddelik değişiklikle daha önce Türk Telekom ve TEDAŞ Elektrik Dağıtım şirketleri özelleştirilmesine benzer şekilde, mülkiyeti devlette kalmak üzere arama, üretim ve pazarlamanın özel sektöre devri istenmektedir” uyarısında bulundu.
Bu yöntem de özelleştirmelerin millet nezdinde kabul edilebilmesi için uygulanıyor herhalde…
Mülkiyet devletin elinde kalıyor ama işletilmesinden elde edilen tüm gelir özel sektöre kalıyor. Özel sektör de hangi özel sektör?
Tabi böyle ballı kaymaklı bir işe talip olacak olan elbette ki en başka Amerikan şirketleri olacaktır. Çünkü uzun zamandan beri ABD şirketleri bor madenlerini talep edip duruyordu.
Bu tür şirketler fazla dikkat çekmemek için yerli işbirlikçileri devreye koyarak paravan şirketler de kullanabilir.
Enerji Bakanı Taner Yıldız gelen tepkiler üzerine, “Bizim ne planlarımızda ne hedeflerimizde, bor madenlerinin özelleştirilmesi diye bir şey yok” açıklamasını yaptı.
Yaptı yapmasına ama eğer bu borun çıkarılması, işlenmesi özel sektör eliyle yapılacaksa birileri bu işten oldukça para kazanacaktır.
Bir de işlenen bu madeni tekrar devlet satın alacaksa ve bu alım doğalgazda olduğu gibi yüksek faturadan olacaksa yine kaymağın birilerine altın tepside ikram edilmesi anlamına gelecektir.
Telekom her yıl en az 2 milyar lira –eski ifadesiyle 2 katrilyon lira- devlete para kazandırıyordu. Elektrik dağıtımından elde edilen gelir de bundan aşağı kalır değildi.
Bugün Türkiye hem bu stratejik kurumlarından mahrum kaldığı gibi hem de bu karlarından mahrum kalmaktadır. Şimdi aynen bu özelleştirmeler gibi bor madenin işletilmesi de özelleşecekse aynı durum bu noktada da yaşanacaktır.
Bor madeni, işlem gördüğü zaman kat kat değer kazanan bir madendir. Bazı sahalarda 1’e 10 değer kazanırken, bazı kullanım alanlarında 1’e 100, hatta 1’e 1000 değer kazanabilmektedir.
Bor madeninin asıl karı işletimden elde edilen kardır. Şimdi biz bu karı birilerine peşkeş çekiyoruz.
Bu tür özelleştirme mantıkları tamamen yanlıştır.
Olması gereken bütün bu madenlerin, Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’nde ifade edildiği gibi devlet-millet ortaklığıyla çıkartılması ve de işletilmesidir.
Ham halde bulunan madenin geliri de devlet ve millet arasında pay edilmelidir, bunun 10 katı, 100 katı hatta 1000 katı olan işletme geliri de devlet ve millet arasında pay edilmelidir.
Akıllı olan hiçbir devlet, maden sahalarını da satmaz, madenlerinin işletilmesini de…
Enerji Bakanlığı’nın hazırladığı taslağın ismi, “Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin işletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Tasarı Taslağı…
Enerji uzmanları bu kanun taslağına oldukça tepkili…
Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Celal Karapınar, “Herkesin bildiği gibi Bor tuzları, Uranyum ve Toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılmaktadır ve bu yetki devlet adına Eti Maden İşletmeleri tarafından kullanılmaktadır. Fakat yapılmak istenen tek maddelik değişiklikle daha önce Türk Telekom ve TEDAŞ Elektrik Dağıtım şirketleri özelleştirilmesine benzer şekilde, mülkiyeti devlette kalmak üzere arama, üretim ve pazarlamanın özel sektöre devri istenmektedir” uyarısında bulundu.
Bu yöntem de özelleştirmelerin millet nezdinde kabul edilebilmesi için uygulanıyor herhalde…
Mülkiyet devletin elinde kalıyor ama işletilmesinden elde edilen tüm gelir özel sektöre kalıyor. Özel sektör de hangi özel sektör?
Tabi böyle ballı kaymaklı bir işe talip olacak olan elbette ki en başka Amerikan şirketleri olacaktır. Çünkü uzun zamandan beri ABD şirketleri bor madenlerini talep edip duruyordu.
Bu tür şirketler fazla dikkat çekmemek için yerli işbirlikçileri devreye koyarak paravan şirketler de kullanabilir.
Enerji Bakanı Taner Yıldız gelen tepkiler üzerine, “Bizim ne planlarımızda ne hedeflerimizde, bor madenlerinin özelleştirilmesi diye bir şey yok” açıklamasını yaptı.
Yaptı yapmasına ama eğer bu borun çıkarılması, işlenmesi özel sektör eliyle yapılacaksa birileri bu işten oldukça para kazanacaktır.
Bir de işlenen bu madeni tekrar devlet satın alacaksa ve bu alım doğalgazda olduğu gibi yüksek faturadan olacaksa yine kaymağın birilerine altın tepside ikram edilmesi anlamına gelecektir.
Telekom her yıl en az 2 milyar lira –eski ifadesiyle 2 katrilyon lira- devlete para kazandırıyordu. Elektrik dağıtımından elde edilen gelir de bundan aşağı kalır değildi.
Bugün Türkiye hem bu stratejik kurumlarından mahrum kaldığı gibi hem de bu karlarından mahrum kalmaktadır. Şimdi aynen bu özelleştirmeler gibi bor madenin işletilmesi de özelleşecekse aynı durum bu noktada da yaşanacaktır.
Bor madeni, işlem gördüğü zaman kat kat değer kazanan bir madendir. Bazı sahalarda 1’e 10 değer kazanırken, bazı kullanım alanlarında 1’e 100, hatta 1’e 1000 değer kazanabilmektedir.
Bor madeninin asıl karı işletimden elde edilen kardır. Şimdi biz bu karı birilerine peşkeş çekiyoruz.
Bu tür özelleştirme mantıkları tamamen yanlıştır.
Olması gereken bütün bu madenlerin, Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’nde ifade edildiği gibi devlet-millet ortaklığıyla çıkartılması ve de işletilmesidir.
Ham halde bulunan madenin geliri de devlet ve millet arasında pay edilmelidir, bunun 10 katı, 100 katı hatta 1000 katı olan işletme geliri de devlet ve millet arasında pay edilmelidir.
Akıllı olan hiçbir devlet, maden sahalarını da satmaz, madenlerinin işletilmesini de…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Şara yönetimine hamilik Türkiye’nin çıkarına değil / 18.07.2025
- Türkiyeli değiliz, Türk Milleti’yiz / 17.07.2025
- Milletimizin ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ kutlu olsun / 16.07.2025
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Türkiyeli değiliz, Türk Milleti’yiz / 17.07.2025
- Milletimizin ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ kutlu olsun / 16.07.2025
- Millet iradesi ‘komisyon’ değil, ‘referandum’dur / 15.07.2025
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025