6 Nisan 1992 tarihinde başlayıp 14 Eylül 1995 tarihine kadar süren Bosna savaşı sırasında 200.000 kadar Bosnalı Müslüman dünyanın gözleri önünde sistematik bir soykırıma tabi tutularak Sırplar tarafından öldürülmüştür. 2 milyon kadar insan yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmıştır. Savaş bittikten sonra Bosna, başka yapacak bir şey kalmadığı için soykırımı uluslararası hukukun en üst mercii olan BM'ye taşıdı. Geçen yıl görülmeye başlanan dava, aslında 14 yıl öncesine dayanıyordu. Bosna, savaşın başında Yugoslavya Federasyonu aleyhinde başvuruda bulunmuş ve bölgedeki şiddetin sona ermesi yolunda bir karar çıkartmaya çalışmıştı. Ama İsrail için Lübnan'da yıldırım hızıyla karar alan BM, Bosna konusunda çok yavaş davranmıştı. O dönemde mahkeme davayı ele alıp almamayı değerlendirirken bir ara kararla Bosna'da soykırımın önlenmesini talep etmiş, ancak Sırplar bu karara rağmen soykırıma devam etmişlerdi. Bosna başvurusunu, 2003 yılında yenilemiş, dava geçen yıl Şubat'ta yargıçlar önüne ancak gelebilmişti. Bosna, Sırbistan'ı Müslümanlara yönelik 200 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan etnik temizlik kampanyası yapmış olmakla suçluyordu. Sırbistan ise suçlamaları reddederek olayların iç savaş sonucu meydana geldiğini savunuyordu. İşte Bosna'nın bu son başvurusunu BM'nin en yüksek yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı değerlendirdi ve 2'ye karşı 13 oyla -neredeyse oybirliğiyle- aldığı kararla, Sırbistan'ın Bosna'daki soykırımla ilgili doğrudan yasal bir sorumluluğu bulunmadığını bildirdi. Sadece 1995'te Srebrenitsa'da Bosnalı Müslümanların Sırplar tarafından katledilmesinin soykırım olarak nitelendirdi. Bu soykırımda da Sırbistan devletini sorumlu tutmadı. Mahkeme karar duruşmasında, Srebrenitsa'da 1995'te Boşnaklara yönelik yapılan katliamın, soykırım tanımının şartlarını karşıladığını bildirirken Boşnakların kitlesel şekilde öldürüldüğü diğer olayların ise soykırım kabul edilemeyeceğine hükmetti. Uluslararası Adalet Divanı Sırbistan'ın Bosna'daki soykırımdan hukuki olarak doğrudan sorumlu ve suç ortağı olmadığına hükmetti. Sırbistan yalnızca bu soykırımın yapılmasını önleyememekten sorumlu olduğuna karar verildi. Müstakbel AB üyesi Sırbistan'ın soykırımcı bir ülke olarak tescil edilmemesi gerekiyordu. Mahkeme Batı dünyası adına tetikçilik yapan Sırpları Bosna Müslümanları istiyor diye gözden çıkaramazdı ve çıkarmadı da. Yani ortada bir soykırım olduğunu inkâr edemeyen BM'nin bu yetkili mahkemesi, soykırımı faili meçhul bırakmayı tercih etti. Belki inkâr da edeceklerdi ama bütün dünyanın gözü önünde gerçekleşen bir soykırımda Sırplara verdikleri destek tüm çıplaklığıyla ortaya çıkacağı için bu kararla yetinilmesi tercih edildi.Bu karar bize bir kez daha bildiğimiz bazı gerçekleri hatırlatmıştır. İsmine "adalet" kelimesi ekleyerek adil olunamadığı gerçeğini ve bir de Batı dünyasının kendi medeniyetinin katillerini bile başka medeniyete karşı koruma refleksinin hala devam ettiğini.Mahkemenin bu adaletsiz kararından sonra babası, eşi ve oğlunun bulunduğu 22 yakınını Srebrenitsa katliamında kaybetmiş olan Srebrenitsa Kurbanları Derneği Başkanı Münire Subasiç, "Avrupa, bir kez daha Müslümanlara karşı olduğunu gösterdi" diyerek Batının çifte standardının altındaki gerçeği ifade etmiştir.Dönemin Fransa Başbakanının bir sözü de Subasiç'i haklı çıkarmaktadır. Barış yanlısı görüşleri ile tanınan ünlü Fransız düşünür Bernard Henry Levy'nin Fransa'nın Sosyalist Başbakanı Alain Juppe'ye "Bosna katliamı için Batı adına utanç duyuyorum" dediği ve Alain Juppe'nin "ne istiyorsunuz yani? Avrupa'nın göbeğinde Müslüman bir ülkenin kuruluşunu kabul mü edelim?" diye cevap vermiştir. Batı dünyasının Bosna katliamındaki taraflı tutumunu gösteren bir örnek de eski Büyükelçilerden İnal Batu'nun yaşadığı bir olaydır. İnal Batu, Srebrenitsa katliamı yaşanmadan önce BM'deki bir toplantıda, Srebrenitsa'nın BM korumasındaki "güvenli bölge" olmaktan çıkarılması gündeme geldiğinde ABD ve Avrupalı meslektaşlarını uyarmış ve "bunu yaparsanız katliam olur" demiş, ancak Türkiye toplantıda yalnız kalmıştı. Bu toplantıda BM Güvenlik Konseyi Srebrenitsa'daki Barış Gücü'nün başka bölgelere çekilmesine karar verdi ve böylece korumasız kalan Müslüman halk, bu karardan birkaç gün sonra, Sırplar tarafından korkunç bir katliama uğratıldı. Uyarılmasına rağmen aldığı kararla katliama destek veren BM'nin bir mahkemesinin Sırpları koruyan bir karar alması bizi şaşırtmamalı. BM'nin bu katliamda Sırplarla ortak çalıştığını gösteren delil yalnızca bu değil elbette.11 Temmuz 1995'te Hollandalı Binbaşı Franken tarafından komuta edilen Srebrenitsa'daki Potoçari kampı Sırplar tarafından kuşatılmış ve kampa sığınan 25 bin Boşnak mültecilerin kendilerine teslim edilmemesi durumunda kampı bombalayacaklarını belirtmişlerdi. Hollandalı komutan kamp personeli dışında kampta bulunan mültecilerin Sırplara teslim edilmesine karar verdi. 13 Temmuz günü kamp boşaltılmaya başlandı. Boşnaklar, Hollandalı askerlerin gözetiminde tek sıra halinde kamptan çıkarılıyor ve kapıda Sırp askeri araçlarına bindirilip götürülüyorlardı. Götürülenlerin hemen öldürüldüğü haberleri geliyordu. Birkaç gün içinde 8 binden fazla Boşnak öldürüldü. Bu öldürülenleri Sırplara teslim eden BM'nin Hollandalı bir komutanıydı.Şimdi BM'nin Lahey Adalet(!) Divanından neden Sırplar lehine bir karar çıktığını eminim daha iyi anlaşılmıştır.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023