Boşlukta hızla dönen gezegenin en güzel, en verimli, yaşamaya en elverişli ve bol kaynaklı yerinde yaşıyoruz.
Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede yaşıyoruz.
Coşkun akan dereleri, çayları, ırmakları olan bir ülkede yaşıyoruz.
Güneşi bol, yağışı bol dolayısıyla ormanı ve yeşili bol bir cennet vatanda yaşıyoruz.
Yeryüzünde görünen bu türlü nimetlerden daha çok yer altındaki kaynaklarıyla da en zengin bir ülkede yaşıyoruz.
İş gücü, genç nüfusu, sadece genç nüfusu birçok ülkenin toplam nüfusundan kat kat fazla olan bir ülkede yaşıyoruz.
Bütün bu varlara, varlıklara, kaynaklara ve zenginliklere rağmen gelir-gider dengesinin alt-üst oluşundan doğan kocaman ayıptan hepimize pay düşer.
Varlık içinde darlık yaşamamızdan ötürü, hazine üzerinde dilenci durumuna düşmemizden ötürü oluşan kocaman bir ayıptan seksen milyonun hepsine pay düşer.
Kaynakların heba edilmesinden, madenlerin ecnebilere satılmasından, köylünün çiftçinin tarlasından-çayırından uzaklaştırılmasından ötürü oluşan koskocaman ayıbın büyük kısmı elbette yöneticilerindir amma, bu yanlış gidişata göz yumduğu için, gerektiği kadar feryad etmediği için nüfusun kalan kısmına da pay düşer.
Nice on yılları boşa geçirdiğimiz için, çalışıp üretmediğimiz için, ellere gönüllü pazar olduğumuz için, en acil gıda maddelerinde bile ecnebi ülkelerin eline bakar duruma düştüğümüz için ortaya çıkan kocaman dünya büyüklüğündeki ayıptan elbette hepimize pay düşer.
Bağımsız Türkiye Partisinin kuruluşunu esas alırsak 2001 yılından beri bu ülkede adeta feryad eden Genel Başkan Sayın Haydar Baş'a kulak vermediğimizden ötürü, uyarılarına kulak asmadığımızdan ötürü bugün ortaya çıkan kocaman 'Dolar' ayıbından kesinlikle hepimize pay düşer.
Sayın Baş'ın yıllardan beridir hemen her fırsatta ve her ortamda dile getirdiği; "Üretim karşılığı kendi paramızı basalım, senyoraj hakkını kullanarak paramızı basalım, paramızı Doların tercümesi olmaktan çıkaralım" tekliflerine yöneticiler kulak vermedikleri için, millet de bir türlü anlamaya yanaşmadığı için şimdi oluşmuş bulunan şu meşhur 'Dolar' ayıbından elbette hepimize pay düşer.
Ayıp değil mi, yazık değil mi bu ülkeye ve bu millete?
Bir ülkenin bir yetkilisi sanal âlemde bir cümle, sadece bir cümle yazacak ve bizim caddemiz-sokağımız, çarşımız-pazarımız allak-bullak olacak, esnafımız-tüccarımız, sanayicimiz-pazarlamacımız kıyameti yaşayacak, eli-ayağı bir birine dolaşacak ve işleri alt-üst olacak.
Bu ayıp hepimizin ayıbı, seksen milyonun ayıbı ve tabii ki bu ülkeyi yönettiğini zannedenlerin ayıbı.
Bu ayıptan hepimize pay düşer.
Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede yaşıyoruz.
Coşkun akan dereleri, çayları, ırmakları olan bir ülkede yaşıyoruz.
Güneşi bol, yağışı bol dolayısıyla ormanı ve yeşili bol bir cennet vatanda yaşıyoruz.
Yeryüzünde görünen bu türlü nimetlerden daha çok yer altındaki kaynaklarıyla da en zengin bir ülkede yaşıyoruz.
İş gücü, genç nüfusu, sadece genç nüfusu birçok ülkenin toplam nüfusundan kat kat fazla olan bir ülkede yaşıyoruz.
Bütün bu varlara, varlıklara, kaynaklara ve zenginliklere rağmen gelir-gider dengesinin alt-üst oluşundan doğan kocaman ayıptan hepimize pay düşer.
Varlık içinde darlık yaşamamızdan ötürü, hazine üzerinde dilenci durumuna düşmemizden ötürü oluşan kocaman bir ayıptan seksen milyonun hepsine pay düşer.
Kaynakların heba edilmesinden, madenlerin ecnebilere satılmasından, köylünün çiftçinin tarlasından-çayırından uzaklaştırılmasından ötürü oluşan koskocaman ayıbın büyük kısmı elbette yöneticilerindir amma, bu yanlış gidişata göz yumduğu için, gerektiği kadar feryad etmediği için nüfusun kalan kısmına da pay düşer.
Nice on yılları boşa geçirdiğimiz için, çalışıp üretmediğimiz için, ellere gönüllü pazar olduğumuz için, en acil gıda maddelerinde bile ecnebi ülkelerin eline bakar duruma düştüğümüz için ortaya çıkan kocaman dünya büyüklüğündeki ayıptan elbette hepimize pay düşer.
Bağımsız Türkiye Partisinin kuruluşunu esas alırsak 2001 yılından beri bu ülkede adeta feryad eden Genel Başkan Sayın Haydar Baş'a kulak vermediğimizden ötürü, uyarılarına kulak asmadığımızdan ötürü bugün ortaya çıkan kocaman 'Dolar' ayıbından kesinlikle hepimize pay düşer.
Sayın Baş'ın yıllardan beridir hemen her fırsatta ve her ortamda dile getirdiği; "Üretim karşılığı kendi paramızı basalım, senyoraj hakkını kullanarak paramızı basalım, paramızı Doların tercümesi olmaktan çıkaralım" tekliflerine yöneticiler kulak vermedikleri için, millet de bir türlü anlamaya yanaşmadığı için şimdi oluşmuş bulunan şu meşhur 'Dolar' ayıbından elbette hepimize pay düşer.
Ayıp değil mi, yazık değil mi bu ülkeye ve bu millete?
Bir ülkenin bir yetkilisi sanal âlemde bir cümle, sadece bir cümle yazacak ve bizim caddemiz-sokağımız, çarşımız-pazarımız allak-bullak olacak, esnafımız-tüccarımız, sanayicimiz-pazarlamacımız kıyameti yaşayacak, eli-ayağı bir birine dolaşacak ve işleri alt-üst olacak.
Bu ayıp hepimizin ayıbı, seksen milyonun ayıbı ve tabii ki bu ülkeyi yönettiğini zannedenlerin ayıbı.
Bu ayıptan hepimize pay düşer.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024