Türkiye yerel seçime doğru ilerliyor.
Başkomutan meydanlarda, dilinde kurşundan ve kurşuni kelimeler.
Hem Cumhurbaşkanı sıfatıyla hem de iktidar partisinin genel başkanı sıfatıyla konuşuyor.
"Teröristler" diyor, "dörtlü çete" diyor, kurşuni kelimeleri dolu gibi yağdırıyor.
Alabildiğine ayrılıkçı bir dil ve ayrıştırıcı bir dil kullanıyor Sayın Erdoğan.
Kendisinin ihdas ettiği ittifakın dışında kalan kim varsa, kimler varsa adeta topa tutuyor.
Kılıçlaşmış bir dil, memleketin dört bir yanında sabah-akşam sallanıp duruyor.
Bu dil, bu üslup, bu konuşma tarzı işsizlikten kıvranan milyonların zihninde şimşek gibi çakıyor ve mide bulantılarına sebep oluyor.
Bu dil, bu ayrılıkçı ve ayrıştırıcı üslup borçlulardan köşe-bucak kaçan, icralık dosyalarını düşünen, iş yerinin kapama masraflarını nerden ve nasıl denkleştireceğini düşünen yüz binleri aşırı derecede rahatsız ediyor.
Bu dil, bu ayrılıkçı ve ayrıştırıcı üslup aç, biilaç insanları asla mutlu etmiyor, borçlu kitlelerin borçlarını kesinlikle unutturmuyor, hele iktidar partisine mensup belediyelerin astronomik borçlarını asla kapatamıyor.
Seçimlere bir buçuk yıl kala görevden aldığınız ve kimi de ağlayarak görevi bırakan başkanlarla ilgili gizem ve soru işaretleri gün geçtikçe devleşiyor ve dağlaşıyor.
Adeta demirden bir dili beş vakit dört bir yana sallayarak on yedi seneden beri tek başına yönettiğin ülkenin problemlerini örtebilir misin?
"Dörtlü çete, bunlar terörist, bunlara kimse oy vermez" naraları ile bu ülkeye yaşattığınız 'Habur rezaletini' unutturabilir misiniz?
Bir Nevruz günü, Diyarbakır meydanında terörist başının meşhur hitabesini, kitlelerle beraber dinlediğinizi unutturabilir misiniz?
O meşhur 'çözüm süreci' sırasında memleketin valilerine asla operasyon yapmayacaksınız dediğinizi hafızalardan silebilecek misiniz?
Kılıçlaşmış bir dille meydan meydan dolaşarak, çeyrek asırdan beri yönettiğiniz şehirlerin altyapı sorunlarını giderebilecek misiniz?
Nedir bu şiddet, nedir bu şiddet dili?
Devletin tepesindeki bir şahsiyet olarak diğer partileri, diğer partilileri sükûnete davet etmek, mülayemete davet etmek te sizin görevleriniz arasında değil mi?
Ne bu şiddet bu celal?
Niyedir, nedendir bu ayrılıkçı ve ayrıştırıcı dil ve üslup?
Zaten, yakın geçmiş, milletin zihninde taptaze, kim kiminle kol kola girmiş, kim kiminle beraber yürümüş ve kimler kimin iktidarında palazlanmış, bütün bunlar daha unutulmadı ki…
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024