Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye'nin en ciddi problemini halletti. Türkiye artık dünyanın süper devletleriyle başbaşa yarışacak. Tam bir kalkınma yapacak. Her ne kadar dolar hutbesi TL'ye itibar kazandıramadı ise de yeni kararla enflasyon sıfırlanacak. Özellikle ses enflasyonu tamamen aşağı çekilecek. Artık Türkiye'yi kimse tutamaz.
Nedir bu atılım, diye merak ediyorsunuz şüphesiz.
Ülkede tüm çevresel, ekonomik, siyasi, ahlaki, sosyal ve insani kirlilikler halledilmişti. Geriye sadece ezandan kaynaklanan "ses kirliliği" kalmıştı. Diyanet İşleri Başkanlığı son kararı ile "hoparlörsüz ezan" devrini başlatarak ses kirliliğini halletti.
Mesela, İstanbul Fatih semtinde de artık öyle herkes ezan sesini duyamayacak. 110 camiden 65'inde ezanlar mikrofonsuz, çıplak sesle okunuyor. Fatih'te kurulan Cuma pazarında seyyar satıcıların sesleri sebebiyle her ne kadar Cuma ezanları da yeraltına indi ise de olsun; yeter ki ezan sesinden kaynaklanan ses kirliliği halledilsin. Nitekim böylece hallediliverdi.
Hafızlık kurslarına çalınan tırpan sebebiyle tüm ülkede 5 bin 700'ü aşkın Kur'an kursuna da fiilen kilit vuruldu. Okutacak öğrenci, hafız yapacak delikanlı bulmak ne mümkün. Diyanet yetkililerinin, kapatılan bu kursların tekrar en uygun biçimde açılması, gerekirse bu kurslara Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği halinde bazı dersler de konarak özel bir statü kazandırılması ve milletimizin ihtiyacı olan Kur'an bülbülü hafızların yetişmesine yeniden başlanması için çaba sarfetmesi gereken yerde, ses kirliliği bahanesiyle ezanın kısmalarının makul bir izahı yoktur. Bu, milleti ezansız bırakmaktır.
Eğer ezan okuyan müezzinlerin ses ve sadalarının güzel olmayışından şikayet varsa, bunun yolu ezanı susturmak veya kıstırmak değildir. Müezzinleri eğitmektir. Güzel sesli müezzinler bulmaktır. Namazda gözü ve ezanda kulağı olan samimi bir insanın yapması gereken iş, güzel sesli müezzinlerin teşvik edilerek sayısının arttırılmasıdır. Bunu yapmak için gereken geçici dönemde ise bölgesinde güzel ezan okuyan müezzine radyo-link bağlantısı ile bağlanılarak her tarafta güzel ezanın okunmasını sağlamaktır. Nitekim pekçok vilayette ve hatta kazalarda müftülerin merkez camilerinde yaptıkları vaazlar, diğer camilere bağlanarak cemaata dinletilmekte, konuşmacılar konusundaki riskleri azaltmak için "merkezi vaaz" sistemi uygulanmaktadır. Diyanetin sayın yetkilileri, vaaz konusunda merkezi sistemi yerleştirebiliyorlar da ezan konusunda hangi sebeple merkezi sisteme geçemiyorlar?
Halbuki ezan okunmasında merkezi sistem uygulaması tüm Türkiye'yi adeta güzel sesli bülbüller bahçesine çevirecektir. Dinimiz konusunda milletin dimağını yeşerten yaygın irşad vasıtası olarak ezanın vazgeçilmez bir ehemmiyeti vardır. Ki bunu en iyi Diyanet kadrosu bilir. Nice insanların, camide gözü, namazda bezi, dinde işi olmayan nice insanların bile ezanı dinlemek için yol kenarlarınada bir tarafa çömelip derin derin İslamı soluduklarına hepimiz şahidiz. Bu gerçek bile ezanın tüm vatan sathında hem de en güzel biçimde yaygınlaştırılmasının göstergesidir. Yoksa ezanı kısmak, çıplak sesle 10-15 mekre yükseklikten okutmak maharet değildir.
Diyanetin düzeltilmesi gereken bu ciddi yanlışına ezanda gözü olmayan medyamız İran'dan örnekler getirerek destek sağlamaya çalışıyor. Medyanın bu İran sevdası ne zamandan beri depreşti?
Bu milletin din aşkını hiçbir toplumla mukayese etmek mümkün değildir. Bu millet coşkulu bir millettir. Bu millet din konusunda da, örf, adet, gelenek ve yerleşik kültür konusunda da kendi hassasiyetleriyle abideleşmiş örnek ve önder bir millettir. Bu millet ezanını en güzel sesle okumaya ve dinlemeye sevdalıdır. Bu sevdayı, basit ve makul olmayan bahanelerle köreltmek doğru değildir. Diyanet en yakın zamanda, namazda gözü ezanda kulağı olmayan birilerinin yönlendirdiği kanaati uyanrına bu uygulamasından vazgeçmelidir. Eğen sorun, güzel sesli müezzinin azlığı ise bunun yolu aynen vaazlarda olduğu gibi merkezi sistemle tüm camilere ezanı aktarmaktır. başka arayışlar ve yöntemler topluma karşı samimiyetle bağdaşmaz.
Nedir bu atılım, diye merak ediyorsunuz şüphesiz.
Ülkede tüm çevresel, ekonomik, siyasi, ahlaki, sosyal ve insani kirlilikler halledilmişti. Geriye sadece ezandan kaynaklanan "ses kirliliği" kalmıştı. Diyanet İşleri Başkanlığı son kararı ile "hoparlörsüz ezan" devrini başlatarak ses kirliliğini halletti.
Mesela, İstanbul Fatih semtinde de artık öyle herkes ezan sesini duyamayacak. 110 camiden 65'inde ezanlar mikrofonsuz, çıplak sesle okunuyor. Fatih'te kurulan Cuma pazarında seyyar satıcıların sesleri sebebiyle her ne kadar Cuma ezanları da yeraltına indi ise de olsun; yeter ki ezan sesinden kaynaklanan ses kirliliği halledilsin. Nitekim böylece hallediliverdi.
Hafızlık kurslarına çalınan tırpan sebebiyle tüm ülkede 5 bin 700'ü aşkın Kur'an kursuna da fiilen kilit vuruldu. Okutacak öğrenci, hafız yapacak delikanlı bulmak ne mümkün. Diyanet yetkililerinin, kapatılan bu kursların tekrar en uygun biçimde açılması, gerekirse bu kurslara Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği halinde bazı dersler de konarak özel bir statü kazandırılması ve milletimizin ihtiyacı olan Kur'an bülbülü hafızların yetişmesine yeniden başlanması için çaba sarfetmesi gereken yerde, ses kirliliği bahanesiyle ezanın kısmalarının makul bir izahı yoktur. Bu, milleti ezansız bırakmaktır.
Eğer ezan okuyan müezzinlerin ses ve sadalarının güzel olmayışından şikayet varsa, bunun yolu ezanı susturmak veya kıstırmak değildir. Müezzinleri eğitmektir. Güzel sesli müezzinler bulmaktır. Namazda gözü ve ezanda kulağı olan samimi bir insanın yapması gereken iş, güzel sesli müezzinlerin teşvik edilerek sayısının arttırılmasıdır. Bunu yapmak için gereken geçici dönemde ise bölgesinde güzel ezan okuyan müezzine radyo-link bağlantısı ile bağlanılarak her tarafta güzel ezanın okunmasını sağlamaktır. Nitekim pekçok vilayette ve hatta kazalarda müftülerin merkez camilerinde yaptıkları vaazlar, diğer camilere bağlanarak cemaata dinletilmekte, konuşmacılar konusundaki riskleri azaltmak için "merkezi vaaz" sistemi uygulanmaktadır. Diyanetin sayın yetkilileri, vaaz konusunda merkezi sistemi yerleştirebiliyorlar da ezan konusunda hangi sebeple merkezi sisteme geçemiyorlar?
Halbuki ezan okunmasında merkezi sistem uygulaması tüm Türkiye'yi adeta güzel sesli bülbüller bahçesine çevirecektir. Dinimiz konusunda milletin dimağını yeşerten yaygın irşad vasıtası olarak ezanın vazgeçilmez bir ehemmiyeti vardır. Ki bunu en iyi Diyanet kadrosu bilir. Nice insanların, camide gözü, namazda bezi, dinde işi olmayan nice insanların bile ezanı dinlemek için yol kenarlarınada bir tarafa çömelip derin derin İslamı soluduklarına hepimiz şahidiz. Bu gerçek bile ezanın tüm vatan sathında hem de en güzel biçimde yaygınlaştırılmasının göstergesidir. Yoksa ezanı kısmak, çıplak sesle 10-15 mekre yükseklikten okutmak maharet değildir.
Diyanetin düzeltilmesi gereken bu ciddi yanlışına ezanda gözü olmayan medyamız İran'dan örnekler getirerek destek sağlamaya çalışıyor. Medyanın bu İran sevdası ne zamandan beri depreşti?
Bu milletin din aşkını hiçbir toplumla mukayese etmek mümkün değildir. Bu millet coşkulu bir millettir. Bu millet din konusunda da, örf, adet, gelenek ve yerleşik kültür konusunda da kendi hassasiyetleriyle abideleşmiş örnek ve önder bir millettir. Bu millet ezanını en güzel sesle okumaya ve dinlemeye sevdalıdır. Bu sevdayı, basit ve makul olmayan bahanelerle köreltmek doğru değildir. Diyanet en yakın zamanda, namazda gözü ezanda kulağı olmayan birilerinin yönlendirdiği kanaati uyanrına bu uygulamasından vazgeçmelidir. Eğen sorun, güzel sesli müezzinin azlığı ise bunun yolu aynen vaazlarda olduğu gibi merkezi sistemle tüm camilere ezanı aktarmaktır. başka arayışlar ve yöntemler topluma karşı samimiyetle bağdaşmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019