Senden bahsetmeyen, seni anlatmayan, senin değerlerinden, senin dertlerinden söz etmeyen televizyon dizileri ile kuşatılmış durumdasın ey milletim! Senin giydiklerinden giymeyen, senin yediklerinden yemeyen ve senin içmediklerinden içen, senin ağlayacağın yerde gülen, senin güleceğin yerde rol icabı ağlayan dizi kahramanları kanal kanal, film film dolaşıyor, kılık değiştirip karşına çıkıyor. Ne Haziran sıcağında, ne Ağustos böceğinde ne de Şubat ayazında senden izler, renkler, kokular ve dokulara yer verilmiş ey milletim! Yazılı medya dahi, yozlaşmada, yozlaştırmada, yad'laşmada, yad'laştırmada, yabancılaşmada ve yabancılaştırmada, görsel medya ile yarışmaktadır, farkında mısın ey milletim! Ey milletim! Sen bin yıldan beri, bu gökkubbe altında, özellikle bu mübarek Anadolu coğrafyasında; "Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal" diyerek, hilalin, yani Tevhidin çehresini çatmasına bile tahammül edemeyen ve "bir hilal uğruna ne güneşler batıran" bir aziz milletin bakiyesi, Müslüman Türk Milleti'nin torunusun. Sana mozaik diyen koca koca adamlara gülüyorsun ve bıyık altından bu anlamlı gülüşünle mozaikçi takımına şunu demek istiyorsun; aklınızı başınıza alın, ağzınızdan çıkanı kulaklarınız duysun, mozaik olsaydık tarih boyunca üzerimize gelen haçlı seferlerine dayanabilir miydik? Mozaik olsaydık, Çanakkale'de kaç donanma ile ufacık bir karayı saran hindu ve yamyamlar karşısında etten duvar örerek "Çanakkale geçilmez" destanını yazabilir miydik? Mozaik olsaydık, Sevr haritası ile güzel Anadolumuzu paylaşan hindu ve yamyamların torunlarına, kalıntılarına karşı kıyam edebilir miydik? "Ya istiklal ya ölüm" diyerek kadınımızla-kızımızla, çoluğumuzla-çocuğumuzla yollara dökülüp Milli Mücadeleyi kazanabilir miydik? Haçlı sürülerini yurdumuzdan kovabilir miydik? Ey milletim! Dün oyunları sen bozduğun gibi, bugün de senin basiretin, firasetin, gayretin bu oyunları bozacaktır. Dün senin yurdunu, baba ocağını işgal edenlerin torunlarını sana medeniyet sahibi diye sana takdim eden televizyonları, gazeteleri ve dergileri protesto ederek, maddi ve manevi desteklerini çekerek bu küresel oyunları ancak sen bozabilirsin. Ey milletim! Bir kez daha hatırlayalım ve birbirimize hatırlatalım ki; kilise dünkü kilise, haç dünkü haç, papaz dünkü papaz, papa dünkü papa, haham dünkü haham, haçlı dünkü haçlı, siyonist dünkü siyonist. Kim bunun aksini iddia ediyor, değiştiler, yumuşadılar diyorsa bil ki kesinlikle yalan söylüyor ve onlar adına seni gevşetmeye çalışıyor, hazırlıksız yakalanman için gayret ediyor. Ey milletim! Bu tipleri, bu türleri şöyle de tanıyabilirsin; bu basın ve yayın kuruluşları, hep marjinal icraatları haber yaparlar, milleti ve millete ait icraatları haber yapmazlar. Falanca kilisenin filanca yortusuna dakikalar ayırırlar, sayfalar ayırırlar ama sıra Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ne gelince, kör ve sağır kesilirler. Bundan önceki oyunları, tuzakları bozduğun gibi, bu oyunları da sen bozarsın ey milletim!
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024