Seçim tarihi yaklaştıkça, iktidar sözcülerinden, iktidar partisinin adaylarından, duyanların; 'bunlar iyice çıldırdı' diyeceği acayip sözler sadır olmaya başladı.
Gerçekten de, iktidar sözcüleri çıldırmış gibi laflar ediyorlar son zamanlarda.
Vekil olsun, vekil adayı olsun, bakan olsun, başbakan olsun, kim olursa olsun, kimin ne hakkı vardır toplumu germeye, ve kitleleri tedirgin etmeye?
Kutsal metinlerde olsun, kültür-sanat ve edebiyat metinlerinde olsun, özellikle söz hakkında, sözün güzelini, doğrusunu ve etkili olanını söyleme hususunda o kadar çok kaynak oluşmuştur ki, bir araya toplandıklarında çok hacimli bir ansiklopedi oluştururlar.
Bu adamlar bu yaşa kadar, bu görevlere gelene kadar, bu kaynaklardan hiç birine rastlamadılar mı acaba?
Kitlelerin ve kameraların karşısına geçince adeta kendinden geçip ağzına geleni ölçmeden-tartmadan fütursuzca sarf eden bu insanlar acaba, Yunus Emre'yi de mi hiç duymamışlar ve tanımamışlar?
'Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz'
diyen Yunus, acaba hangi kültürün, hangi medeniyetin bilgesidir ve şairidir?
İktidar partisinin adayları ve sözcüleri olarak, sizler eğer tekrar iktidar olmak istiyorsanız, varsa şimdiye kadar yaptıklarınızı ve yapmanız gerektiği halde yapmadıklarınızı anlatmalı değil misiniz?
Mevcut perişan manzaranın ve dayanılmaz hale getirdiğiniz hayat pahalılığının bizzat sorumluları olarak bu duruma nasıl çare ve çözüm bulacağınızı anlatmanız gerekmiyor mu?
Üç ay evvel meydana gelen depremlerde, enkazların altında ölüme terk ettiğiniz, kendi ifadelerinizle ve itiraflarınızla, ilk bir kaç gün bölgeye gidemediğiniz için yüz binleri aşan can kayıplarının hesabını vermeniz gerekmiyor mu?
Aradan geçen üç ay gibi uzun bir zamana rağmen hala bölgede yaşayan depremzede insanların, çok acil ve çok hayati ihtiyaçlarının giderilmemiş olması acaba kimlerin vebali ve günahıdır?
Duyanlara, 'bu insanlar gerçekten çıldırmışlar' dedirten acayip lafları bırakın da, asıl meseleye gelin, yirmi yıldır sebep olduğunuz devasa dertlere, devasa problemlere gelin.
Bizzat sebep olduğunuz buz dağlarını, dert dağlarını, çile ve meşakkat dağlarını nasıl eriteceğinizi anlatın millete.
Ettiğiniz acayip lafları, bir tenhada dinleyin de bakın bakalım, yüzlerinizin rengi değişiyor mu değişmiyor mu?
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Kalemim elemime tercüman olabilseydi / 03.07.2025
- Ne olur? / 20.06.2025
- "Ben garip eşim garip/ Eşim yoldaşım garip" / 19.06.2025
- “Adana’da Ağustosta bulamadım yazımı Ağrı gibi başı duman kar ararsan işte ben” / 05.06.2025
- Emeklinin emeklemesi bile hayal oldu / 04.06.2025
- Olmuyor hacım olmuyor / 03.06.2025