Karadeniz bölgemizin nabzı Ankara için oldukça önemli olmalı.
Başbakan başta olmak üzere kabinedeki birçok bakan o yörenin insanı.
İktidara yönelik tepkiler, diğer bölgeler nazaran daha gecikmeli geliyor, tüm sabır taşları çatladıktan sonra ortaya çıkıyor. Karadeniz, insanlar temkini elden bırakmamaya çabalıyor. Diğer bölgelerdeki insanlarımız ise biraz daha tezcanlı, biraz daha aceleci gibi. Bu bakımdan Karadeniz'i gözlemleyen biri, buralarda tepki buysa, diğer bölgelerde işin çivisi çıkmaya başladı demektir, derse, isabet payı yüzde yüz değilse de, yüzde doksandır.
Beş-on günden beri Karadeniz'deydim. Bir ucundan bir ucuna bazı illerde bir-iki gece de kalarak turladım.
Vaziyet içaçıcı değil. Seçim sonrası bile hala siftah yapamamak, esnafın umutlarını suya düşürdü. Köylünün hali ise daha fena.
Çay müstahsillerinin durumu perişan, tedirgin. Fındık üreticileri istim üstünde. Fiyat beklentileri, IMF söylentileriyle kâbusa dönüşüyor.
Rakımı 750 metrenin üstünde olan fındık üreticisi adeta 'yasal açlık'a terkedilmiş; köylülerin ahvali harap, vaziyet perişan. İşin IMF dayatmalarından kaynaklanan vahim durumlara daha sonra değineyim, dilerseniz. Halk, seçim çalışmaları ve sonrasındaki konferans ve toplantılar sebebiyle Bağımsız Türkiye Partisi'nin Milli Ekonomi Modeli ve Kalkınma Projelerine oldukça vakıf. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin TV konuşmaları, kahvelerde toplu olarak izleniyor; Pazartesi akşamları böyle bir gelenek oluşmaya başladı. Seçim mağduru BTP, halk tarafından biraz da mahcup edayla daha yakından takip ediliyor. Ayrıca son zamanlarda bu projeleri aşıranlar da çoğalınca, farklı bir dikkat çekmeye başladı.
IMF bağımlılığı, 'tek başına iktidar'la gelen 'yeni umutlar'ı suya düşürünce, ilk zamanlar biraz sabır, biraz vakit diyenler, şimdiler de 'Allah Allaaah, Allah Allaaah' demeye başladı. Hatta 'La havle' çekenlerin sayısında 'son derece ciddi artış' var. Bu bağlamda Karadeniz 'La havle' çekmeye başladı ise, bilin ki diğer bölgelerdeki insanlarımız sessiz sessiz 'Yandım Allah' diye feryad ediyordur. Arından kimse bir şey söyleyemiyor; içten sızlanıyor.
Karadeniz insanımız başta olmak üzere toplumun satır aralarında öğrenmeye çalıştığı bir başka önemli politik nokta var; IMF dışında bu kadar milli çözümler var, niye bunlar uygulanmıyor, yoksa sadece bir gaflet değil de ihanet mi sözkonusu?
Alın size yüz puanlık uzmanlık sorusu.
BTP dışında böylesi bir projesi olan yok, bir. Şartlar zorlayınca, 'Var tabii ki' diyenin heybesindekiler de BTP'den aşırılabilenler. Daha da önemlisi, maalesef politikacılarımızın ve bürokratlarımızın beyinlerinin 'ekonomiye ilişkin lobları'nın liberal-kapitalist öğretilerle kotlanmış olması. Kafalar, IMF ile prangalanmış; isteseler de yapamazlar. Milli modele ilişkin alanlarda sağlam basamazlar; evhamları, vesveseleri yeyip bitirir onları. Beyin cidarları yetmez.
Dedim ki bir Karadenizliye; bir adam, 40-50 yıl Zeybek havası oynamış, onda ihtisas yapmış, bu adamdan kemençe altında Akçaabat horonu oynamasını isteseniz eli-ayağı birbirine dolanmaz mı?
Tolanur, tolanur, eli ayaği pirpirune tolanur, ortaluği karişturur, dedi.
Hah, bu iş de böyle, dedim; bu sebeple altın-maltın, bor-mor, maden-mermer. filan bir şeyler diyorlar, Haydar Baş hocamdan bir şeyler duymuşlar o kadar; ama işi gerçekten bilmiyorlar, bu yüzden kendilerine güvenemiyorlar, sonunda da IMF'den başka çaremiz yok deyip çıkıyorlar işin içinden.
Doğru, diyor Karadenizliler; bu çocuklar da bilmiyor, yoksa iş, ihanete varur, bu uşaklar da karişturdi.
Türkiye'nin kurtuluşu için, IMF'den kurtulmak için BTP kadroları şart. Seçim döneminde Samsun'da yerel bir kanalda DYP'nin ekonomi kurmaylarından Kemal Kabataş beyle canlı yayında ekonomi gündemli programa katılmıştım. Prof. Dr. Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modeli ve Kalkınma projelerinden birkaçını anlattım; tık yok. Herkesin ağzı açık kaldı. Şimdi diğer kurmay takımı gibi, sayın Kabataş da DYP lideri Mehmet Ağar'ın yanında değil ya; her neyse. Son turda ne deseler beğenirsiniz; IMF'siz bu işler olmaz. Dedim ki o zaman; ülkemde zat-i alileriniz gibi binlerce ekonomi uzmanı var iken, ülkemi üç-beş tane kendini bilmez IMF şefinin insafına terk edenin acırım ahvaline. Bu kadar okuyup mürekkep yaladıktan sonra hala IMF'den medet uman kellemi de omuzlarımın üstünde taşımam.
Manzara bu. Beyinler prangalı, liberal-kapitalist kodlu, dış kredi ve faiz modlu.
Olan millete oluyor.
BTP'siz bu işler çözülmez; umutlar suya düştükçe millet bu gerçeği iliklerine kadar hissetmeye başladı. Bu, hayırlı çığırın başlangıç noktasıdır.
Başbakan başta olmak üzere kabinedeki birçok bakan o yörenin insanı.
İktidara yönelik tepkiler, diğer bölgeler nazaran daha gecikmeli geliyor, tüm sabır taşları çatladıktan sonra ortaya çıkıyor. Karadeniz, insanlar temkini elden bırakmamaya çabalıyor. Diğer bölgelerdeki insanlarımız ise biraz daha tezcanlı, biraz daha aceleci gibi. Bu bakımdan Karadeniz'i gözlemleyen biri, buralarda tepki buysa, diğer bölgelerde işin çivisi çıkmaya başladı demektir, derse, isabet payı yüzde yüz değilse de, yüzde doksandır.
Beş-on günden beri Karadeniz'deydim. Bir ucundan bir ucuna bazı illerde bir-iki gece de kalarak turladım.
Vaziyet içaçıcı değil. Seçim sonrası bile hala siftah yapamamak, esnafın umutlarını suya düşürdü. Köylünün hali ise daha fena.
Çay müstahsillerinin durumu perişan, tedirgin. Fındık üreticileri istim üstünde. Fiyat beklentileri, IMF söylentileriyle kâbusa dönüşüyor.
Rakımı 750 metrenin üstünde olan fındık üreticisi adeta 'yasal açlık'a terkedilmiş; köylülerin ahvali harap, vaziyet perişan. İşin IMF dayatmalarından kaynaklanan vahim durumlara daha sonra değineyim, dilerseniz. Halk, seçim çalışmaları ve sonrasındaki konferans ve toplantılar sebebiyle Bağımsız Türkiye Partisi'nin Milli Ekonomi Modeli ve Kalkınma Projelerine oldukça vakıf. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin TV konuşmaları, kahvelerde toplu olarak izleniyor; Pazartesi akşamları böyle bir gelenek oluşmaya başladı. Seçim mağduru BTP, halk tarafından biraz da mahcup edayla daha yakından takip ediliyor. Ayrıca son zamanlarda bu projeleri aşıranlar da çoğalınca, farklı bir dikkat çekmeye başladı.
IMF bağımlılığı, 'tek başına iktidar'la gelen 'yeni umutlar'ı suya düşürünce, ilk zamanlar biraz sabır, biraz vakit diyenler, şimdiler de 'Allah Allaaah, Allah Allaaah' demeye başladı. Hatta 'La havle' çekenlerin sayısında 'son derece ciddi artış' var. Bu bağlamda Karadeniz 'La havle' çekmeye başladı ise, bilin ki diğer bölgelerdeki insanlarımız sessiz sessiz 'Yandım Allah' diye feryad ediyordur. Arından kimse bir şey söyleyemiyor; içten sızlanıyor.
Karadeniz insanımız başta olmak üzere toplumun satır aralarında öğrenmeye çalıştığı bir başka önemli politik nokta var; IMF dışında bu kadar milli çözümler var, niye bunlar uygulanmıyor, yoksa sadece bir gaflet değil de ihanet mi sözkonusu?
Alın size yüz puanlık uzmanlık sorusu.
BTP dışında böylesi bir projesi olan yok, bir. Şartlar zorlayınca, 'Var tabii ki' diyenin heybesindekiler de BTP'den aşırılabilenler. Daha da önemlisi, maalesef politikacılarımızın ve bürokratlarımızın beyinlerinin 'ekonomiye ilişkin lobları'nın liberal-kapitalist öğretilerle kotlanmış olması. Kafalar, IMF ile prangalanmış; isteseler de yapamazlar. Milli modele ilişkin alanlarda sağlam basamazlar; evhamları, vesveseleri yeyip bitirir onları. Beyin cidarları yetmez.
Dedim ki bir Karadenizliye; bir adam, 40-50 yıl Zeybek havası oynamış, onda ihtisas yapmış, bu adamdan kemençe altında Akçaabat horonu oynamasını isteseniz eli-ayağı birbirine dolanmaz mı?
Tolanur, tolanur, eli ayaği pirpirune tolanur, ortaluği karişturur, dedi.
Hah, bu iş de böyle, dedim; bu sebeple altın-maltın, bor-mor, maden-mermer. filan bir şeyler diyorlar, Haydar Baş hocamdan bir şeyler duymuşlar o kadar; ama işi gerçekten bilmiyorlar, bu yüzden kendilerine güvenemiyorlar, sonunda da IMF'den başka çaremiz yok deyip çıkıyorlar işin içinden.
Doğru, diyor Karadenizliler; bu çocuklar da bilmiyor, yoksa iş, ihanete varur, bu uşaklar da karişturdi.
Türkiye'nin kurtuluşu için, IMF'den kurtulmak için BTP kadroları şart. Seçim döneminde Samsun'da yerel bir kanalda DYP'nin ekonomi kurmaylarından Kemal Kabataş beyle canlı yayında ekonomi gündemli programa katılmıştım. Prof. Dr. Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modeli ve Kalkınma projelerinden birkaçını anlattım; tık yok. Herkesin ağzı açık kaldı. Şimdi diğer kurmay takımı gibi, sayın Kabataş da DYP lideri Mehmet Ağar'ın yanında değil ya; her neyse. Son turda ne deseler beğenirsiniz; IMF'siz bu işler olmaz. Dedim ki o zaman; ülkemde zat-i alileriniz gibi binlerce ekonomi uzmanı var iken, ülkemi üç-beş tane kendini bilmez IMF şefinin insafına terk edenin acırım ahvaline. Bu kadar okuyup mürekkep yaladıktan sonra hala IMF'den medet uman kellemi de omuzlarımın üstünde taşımam.
Manzara bu. Beyinler prangalı, liberal-kapitalist kodlu, dış kredi ve faiz modlu.
Olan millete oluyor.
BTP'siz bu işler çözülmez; umutlar suya düştükçe millet bu gerçeği iliklerine kadar hissetmeye başladı. Bu, hayırlı çığırın başlangıç noktasıdır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019