İsrail son günlerde Suriye’ye yönelik hava saldırılarına hız verdi.
Pazar günü yine Suriye’de bazı hedefleri vurdu İsrail.
Şam’ın kuzeybatısındaki El-Cemraya bölgesinde, bilimsel araştırma merkezi ve orduya ait bazı gıda destek yapılarına hava saldırısı düzenleyen İsrail, geçen cuma günü de hava saldırısı düzenlemişti.
Ülkedeki isyanlarla iyice meşgul olan Suriye’nin içinde bulunduğu durumdan cesaret alan İsrail, provokasyon yapmaya çalışmakta. Suriye’yi tahrik ederek dış müdahale için bir gerekçe oluşturmak peşinde.
Suriye’yi istediği zaman vurabilecek ortamın İsrail’e sağlanmasında Türkiye’nin çalışmaları önemli bir yer tutuyor. Suriye’deki isyancıların açıkça destekçisi konumundaki Türkiye İsrail’in ekmeğine her adımıyla yağ sürüyor.
İsrail ve Türkiye hükümeti Beşar Esad’ı Suriye’nin başında görmek istemeyen ülkelerin başında geliyorlar.
Suriye Enformasyon Bakanı Umran ez-Zubi de “Saldırı, terörist gruplarla İsrail arasında organik bir bağı göstermektedir” dedi.
“Suriye bu saldırıyla Filistin ve Lübnan’daki direnişe verdiği desteğin bedelini mi ödüyor” sorusuna da cevap veren Zubi, “Bizler hiçbir zaman İsrail karşısında direniş seçeneğini seçmekten ötürü pişmanlık duymadık, duymayacağız da” diye cevapladı.
Suriye, İsrail’le mücadele eden Filistin ve Lübnan’daki direnişçilerin tümüne destek verdiği için bugün isyanlarla uğraşıyor ve İsrail’in saldırılarına maruz kalıyor.
AKP ile İsrail arasındaki bu ittifakın izahını AKP’ye oy veren hacılar, hocalar acaba nasıl yapıyorlar? Bu dünyada gününüzü gün edebilirsiniz ama bakalım Allah’ın huzurunda nasıl hesap vereceksiniz?
İsrail’in saldırısı peş peşe kınandı.
Mısır ve Lübnan saldırıyı kınadı.
Arap Birliği saldırıyı kınadı, BM’yi derhal harekete geçmeye çağırdı.
İran saldırıyı kınadı.
Türkiye ise alkışladı…
Ne yazık ki Türkiye, mevcut hükümet sayesinde Suriye’deki olaylar konusunda İsrail’le aynı safta olmanın utancını yaşıyor.
Bu utanç AKP’ye de, bu hükümete oy veren hacılara da hocalara da şalvarlılara da sarıklılara ve cübbelilere de yeter de artar bile.
İki sorun iki çözüm
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın yaptığı bir araştırma doğumdan üniversiteyi bitirene kadar bir çocuğun masrafının 80 bin lira ile 1 milyon lira arasında değiştiğini ortaya koydu.
Dar gelirli bir aile en fazla 80 bin lira harcarken zengin ailelerin çocuklarına yaptıkları harcama ise 1 milyon liraya ulaşıyor.
Bu durum şu iki gerçeği gözler önüne seriyor:
1- Gelir dağılımındaki adaletsizliği.
2- Fırsat eşitsizliği.
Bugüne kadar bu iki temel sorun asla çözülemedi.
Pek çok hükümet çözüme hiç yanaşmadı, çözebileceğini sananlar ise sorunları daha da kötü hale getirip yine milletin kucağına bıraktı.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın ortaya koyduğu milli Ekonomi Modeli’nde ise bu iki soruna da köklü çözümler var.
Eğitimi ücretsiz ve sınavsız hale getirerek eğitimdeki fırsat eşitsizliğini ortadan kaldıracak olan Sayın Baş, sosyal devlet projeleriyle ve dar gelirliden vergi almayarak gelir dağılımındaki adaletsizliği de çözüme kavuşturacak.
Bakalım milletimiz çözümsüzlüklerde oyalanmayı bırakıp çözümün gerçek adresi Prof. Dr. Haydar Baş’la ne zaman buluşacak?
Pazar günü yine Suriye’de bazı hedefleri vurdu İsrail.
Şam’ın kuzeybatısındaki El-Cemraya bölgesinde, bilimsel araştırma merkezi ve orduya ait bazı gıda destek yapılarına hava saldırısı düzenleyen İsrail, geçen cuma günü de hava saldırısı düzenlemişti.
Ülkedeki isyanlarla iyice meşgul olan Suriye’nin içinde bulunduğu durumdan cesaret alan İsrail, provokasyon yapmaya çalışmakta. Suriye’yi tahrik ederek dış müdahale için bir gerekçe oluşturmak peşinde.
Suriye’yi istediği zaman vurabilecek ortamın İsrail’e sağlanmasında Türkiye’nin çalışmaları önemli bir yer tutuyor. Suriye’deki isyancıların açıkça destekçisi konumundaki Türkiye İsrail’in ekmeğine her adımıyla yağ sürüyor.
İsrail ve Türkiye hükümeti Beşar Esad’ı Suriye’nin başında görmek istemeyen ülkelerin başında geliyorlar.
Suriye Enformasyon Bakanı Umran ez-Zubi de “Saldırı, terörist gruplarla İsrail arasında organik bir bağı göstermektedir” dedi.
“Suriye bu saldırıyla Filistin ve Lübnan’daki direnişe verdiği desteğin bedelini mi ödüyor” sorusuna da cevap veren Zubi, “Bizler hiçbir zaman İsrail karşısında direniş seçeneğini seçmekten ötürü pişmanlık duymadık, duymayacağız da” diye cevapladı.
Suriye, İsrail’le mücadele eden Filistin ve Lübnan’daki direnişçilerin tümüne destek verdiği için bugün isyanlarla uğraşıyor ve İsrail’in saldırılarına maruz kalıyor.
AKP ile İsrail arasındaki bu ittifakın izahını AKP’ye oy veren hacılar, hocalar acaba nasıl yapıyorlar? Bu dünyada gününüzü gün edebilirsiniz ama bakalım Allah’ın huzurunda nasıl hesap vereceksiniz?
İsrail’in saldırısı peş peşe kınandı.
Mısır ve Lübnan saldırıyı kınadı.
Arap Birliği saldırıyı kınadı, BM’yi derhal harekete geçmeye çağırdı.
İran saldırıyı kınadı.
Türkiye ise alkışladı…
Ne yazık ki Türkiye, mevcut hükümet sayesinde Suriye’deki olaylar konusunda İsrail’le aynı safta olmanın utancını yaşıyor.
Bu utanç AKP’ye de, bu hükümete oy veren hacılara da hocalara da şalvarlılara da sarıklılara ve cübbelilere de yeter de artar bile.
İki sorun iki çözüm
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın yaptığı bir araştırma doğumdan üniversiteyi bitirene kadar bir çocuğun masrafının 80 bin lira ile 1 milyon lira arasında değiştiğini ortaya koydu.
Dar gelirli bir aile en fazla 80 bin lira harcarken zengin ailelerin çocuklarına yaptıkları harcama ise 1 milyon liraya ulaşıyor.
Bu durum şu iki gerçeği gözler önüne seriyor:
1- Gelir dağılımındaki adaletsizliği.
2- Fırsat eşitsizliği.
Bugüne kadar bu iki temel sorun asla çözülemedi.
Pek çok hükümet çözüme hiç yanaşmadı, çözebileceğini sananlar ise sorunları daha da kötü hale getirip yine milletin kucağına bıraktı.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın ortaya koyduğu milli Ekonomi Modeli’nde ise bu iki soruna da köklü çözümler var.
Eğitimi ücretsiz ve sınavsız hale getirerek eğitimdeki fırsat eşitsizliğini ortadan kaldıracak olan Sayın Baş, sosyal devlet projeleriyle ve dar gelirliden vergi almayarak gelir dağılımındaki adaletsizliği de çözüme kavuşturacak.
Bakalım milletimiz çözümsüzlüklerde oyalanmayı bırakıp çözümün gerçek adresi Prof. Dr. Haydar Baş’la ne zaman buluşacak?
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023