Bu ülkenin, bu milletin bir yıl evvel maruz kaldığı ve maddi-manevi çok şeyini kaybettiği malum darbe kalkışmasında ilim sahiplerinin çok ciddi, çok ağır veballeri vardır.
Toplumun zifiri karanlıklar yaşadığı yıllarda, el yordamı ile yürüdüğü ve uydurulan masallarla istenilen tarafa yürütüldüğü yıllarda ilim sahipleri ellerindeki "ilim projektörünü" yakmamışlar, kitlelerin yollarını aydınlatmamışlardır.
Sahip oldukları ilim ışığını toplumun önüne tutup yollarını aydınlatmaları gerekirken, özellikle dini konularda masalcıların ve uydurukçuların pençesinden kitleleri çekip almaları gerekirken tam aksine masalcıların, uydurulan düzmece rüyalarla insanları sömürenlerin safına katılmışlar ve onların işlerini kolaylaştırmışlardır.
Bu çilekeş ve yoksul milletin vergilerinden oluşan bütçe ile okuyup belli unvanlar kazandıkları ve aynı bütçeden maaş almaya devam ettikleri halde, hın-i hacette, tam da lazım oldukları zamanda milletin yanında değil, millet düşmanlarının safında yer almışlardır.
Çok ağır şartlardan geçerken, çok ciddi badireler atlatırken dahi Tevhid inancından asla taviz vermemiş olan bu milletin inancıyla oynadığını gördükleri halde, nice sapmalara ve saptırmalara bizzat şahit oldukları halde ses çıkarmamışlar ve de hakikati haykırmamışlardır.
Malum organize şebeke çeşitli zamanlarda sınav sorularını çalarken, hırsızlık şebekesinin eli-ayağı, gözü-kulağı ne yazık ki muhtelif üniversitelerdeki sözde ilim adamlarıdır.
Söz konusu organize hırsızlık şebekesi, toplumu sömürmek için, insanların dini duygularını sonuna kadar istismar etmek için masal üretim merkezleri kurarken, düzmece rüyalar pazarlarken ne yazık ki yine eli-ayağı, gözü-kulağı koca koca profesörlerdir, alaylısı ile, mekteplisi ile sözde ilim sahipleridir.
Bulduğu her fırsatta sınav sorularını çalan, insanların temiz duygularını çalan, kitlelerin el emeğini ve alın terini çalan, koskoca bir milletin bilmem kaç nesil çocuklarını çalan bu hırsızlık şebekesi ne yazık ki hemen bütün hırsızlıklarında sözde ilim adamlarını kullanmıştır.
Bu milletin tertemiz çocukları emperyalizm adına, küresel tefeciler adına söz konusu şebeke tarafından devşirilirken kullandığı maşalar sürekli ilim mahfelleri ve üniversite çevreleri olmuştur.
Yaşanan felaketin birinci yıldönümünde ciddi bir muhasebe ve bu korkunç uçurumun başına nasıl gelindiğinin bir sorgulaması yapılırsa görülecektir ki ilim adamlarının, üniversite çevrelerinin boynundaki vebal ağırdan da ağırdır.
Toplumun, milletin ve devletin bu sarmaldan kurtulabilmesi için ilim adamlarına çok, hem de çok iş düşmektedir.
Toplumun zifiri karanlıklar yaşadığı yıllarda, el yordamı ile yürüdüğü ve uydurulan masallarla istenilen tarafa yürütüldüğü yıllarda ilim sahipleri ellerindeki "ilim projektörünü" yakmamışlar, kitlelerin yollarını aydınlatmamışlardır.
Sahip oldukları ilim ışığını toplumun önüne tutup yollarını aydınlatmaları gerekirken, özellikle dini konularda masalcıların ve uydurukçuların pençesinden kitleleri çekip almaları gerekirken tam aksine masalcıların, uydurulan düzmece rüyalarla insanları sömürenlerin safına katılmışlar ve onların işlerini kolaylaştırmışlardır.
Bu çilekeş ve yoksul milletin vergilerinden oluşan bütçe ile okuyup belli unvanlar kazandıkları ve aynı bütçeden maaş almaya devam ettikleri halde, hın-i hacette, tam da lazım oldukları zamanda milletin yanında değil, millet düşmanlarının safında yer almışlardır.
Çok ağır şartlardan geçerken, çok ciddi badireler atlatırken dahi Tevhid inancından asla taviz vermemiş olan bu milletin inancıyla oynadığını gördükleri halde, nice sapmalara ve saptırmalara bizzat şahit oldukları halde ses çıkarmamışlar ve de hakikati haykırmamışlardır.
Malum organize şebeke çeşitli zamanlarda sınav sorularını çalarken, hırsızlık şebekesinin eli-ayağı, gözü-kulağı ne yazık ki muhtelif üniversitelerdeki sözde ilim adamlarıdır.
Söz konusu organize hırsızlık şebekesi, toplumu sömürmek için, insanların dini duygularını sonuna kadar istismar etmek için masal üretim merkezleri kurarken, düzmece rüyalar pazarlarken ne yazık ki yine eli-ayağı, gözü-kulağı koca koca profesörlerdir, alaylısı ile, mekteplisi ile sözde ilim sahipleridir.
Bulduğu her fırsatta sınav sorularını çalan, insanların temiz duygularını çalan, kitlelerin el emeğini ve alın terini çalan, koskoca bir milletin bilmem kaç nesil çocuklarını çalan bu hırsızlık şebekesi ne yazık ki hemen bütün hırsızlıklarında sözde ilim adamlarını kullanmıştır.
Bu milletin tertemiz çocukları emperyalizm adına, küresel tefeciler adına söz konusu şebeke tarafından devşirilirken kullandığı maşalar sürekli ilim mahfelleri ve üniversite çevreleri olmuştur.
Yaşanan felaketin birinci yıldönümünde ciddi bir muhasebe ve bu korkunç uçurumun başına nasıl gelindiğinin bir sorgulaması yapılırsa görülecektir ki ilim adamlarının, üniversite çevrelerinin boynundaki vebal ağırdan da ağırdır.
Toplumun, milletin ve devletin bu sarmaldan kurtulabilmesi için ilim adamlarına çok, hem de çok iş düşmektedir.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024