AKP kurmayları ve Başbakan R. T. Erdoğan, tek haneli enflasyon rakamıyla pembe ekonomi tabloları çizmeye devam ediyor; lakin hayatın gerçekleri ve AKP'nin kendi elemanları, AKP'yi yalanlıyor.Eskiden "ekmek kavgası" ifadesi, maişet teminine ilişkin genel bir kavramdı. AKP'nin, tarıma yönelik kesat politikası sürerse, korkarım önümüzdeki günler, gerçekten "ekmek kavgası" günleri olacaktır.Ankara Halk Ekmek Müdürü Ali İlkbahar, son birbuçuk ay içinde 50 kg. unun fiyatı 28 YTL'den 45 YTL'ye çıktı, diyor. Bu artışın, nerede, kaç parada duracağı belli değil, diye de ciddi bir endişe izhar ediyor.Erdoğan, yüzde 7'lik enflasyon rakamından söz ederken; Başkent'te, en temel gıda maddesi olan "ekmek" 1.5 ayda yüzde 60-65 fiyat artışı yaşıyor? Erdoğan ise hala, yüzde 7'lik enflasyon rakamlarını konuşuyor. Bu, sadece ekonomiyi bilmemekle izah edilebilecek bir hükümet duruşu değildir.Buğday, petrol, altın, bor, su? vs. gibi dünyanın en temel birkaç stratejik ürününden biridir.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modeli'nde, bizim buğdayımız da var, altınımız da, borumuz da, petrolümüz de var, hatta hiçbir ülkede bulunmayan dinamik, donanımlı ve çalışkan insan kaynaklarımız da diyor, çözüm ve kalkınma projeleri sunuyor.İş bilmez hükümet sebebiyle milletimiz açlık sınırı altında yaşıyor, kıtlık kapımızı çalmaya hazırlanıyor.Çok değil, 20-25 sene önce dünyanın kendi kendine yetebilen 7 tarım ülkesinden biri olan Türkiye, buğday ambarı Türkiye, bu hafta buğday ithal ediyor.Uçsuz-bucaksız ovalar, bereketli topraklar bomboş; bir lokma ekmek için ABD'den buğday ithal et? Bu iş, hiç akıl kârı mı? Yarısı ABD'den olmak üzere dışarıdan 500 bin ton buğday satın alacağız bu hafta? Türkiye'nin buğday alacağını duyan küresel borsa vurguncuları, buğday fiyatına 75 sent birden vuruyor. Chicago Borsası'nda buğday fiyatı 12.95 dolara fırlatılıyor.Eli nasırlı Trakya ve Anadolu çiftçisine, "Ananı da al git" diyerek bu işler rayına girmez. Zaten küresel çapta buğdayda ciddi bir darlık var.Dünya buğday stokları, 2007-2008 döneminde 110 milyon ton ile son 30 yılın en düşük seviyesine inmiş vaziyette? Buğday fiyatları ise son bir yılda yüzde 85 artmış.2008 başı itibarıyla, 5 ay öncesine kıyasla buğday fiyatları, ABD'de yüzde 109, Kanada'da yüzde 89, Fransa'da yüzde 151, Rusya'da yüzde 204 ve Arjantin'de ise yüzde 230'a ulaşan oranlarda arttı.Türkiye'de sert buğdayın fiyatı, 425 YTL'den 700-750 YTL'ye yükseldi. Ancak bu fiyat, çiftçiye yansımıyor; malı, aradaki komisyoncular ve ecnebi tüccarlar götürüyor. Türkiye, ABD'den sonra dünya un piyasasında yüzde 25'lik payla ikinci sırada. Ancak TÜİK'in 2007 Yılı Tarım Ürünleri İkinci Rekolte Tahminleri'ne göre buğday üretimimiz, geçen yıla göre yüzde 13,3 oranında düşüşle "20 milyon ton"dan "17,3 milyon ton" a geriledi. Ziraat ve tarım birlikleri ise, buğday üretiminin yüzde 40 oranında azaldığına dikkat çekiyor.Buğday ekimi için lazım olan 800 bin ton sertifikalı tohumun ancak yüzde 25'i ülkemizde üretilebiliyor. Yüzde 75'lik kısım, yine yabancı küresel tekeller tarafından ülkemize getiriliyor. Türk çiftçisi, son öldürücü darbeyi AKP'den yiyor; çiftçiyi meteliksiz bırakan hükümet, ecnebi ithalatçıya gümrük kapılarını sonuna kadar açıyor. AKP hükümeti, Bakanlar Kurulu kararıyla, hububat ithalatında uygulanan gümrük vergilerini adeta "kaldırırcasına" indiriyor. Yani, ekmeklik buğday, kızıl buğday, mahlut ve çavdarda yüzde 130 olan gümrük vergisi oranı, yüzde 8'e; beyaz ve maltlık arpalarda yüzde 100 olan oran sıfıra; mısırda yüzde 130 olan gümrük vergisi oranı da yüzde 35'e düşürülüyor.2008 Mali Yılında ABD, tarım bütçesini 90 milyar $, kişi başı tarımsal desteği ise 15.000 $; AB, tarım bütçesini 45 milyar Euro, kişi başı desteği 1 800 Euro; Türkiye tarım bütçesini 5.4 milyar YTL, kişi başına desteği ise 284 YTL olarak belirledi? Sadece bu rakamlar bile, AKP'nin, Türk çiftçisine hiçbir şekilde rekabet imkanı bırakmadığını gösteriyor.İşin en vahim yanı, AB, ABD ve IMF aldıkları akıl ile iş gören hükümetler ve AKP, çiftçinin yüreğini bitirdiler, takatını kestiler. Türk çiftçisi, artık tarlaya inmiyor. Son 2 yılda buğday ekim alanları yaklaşık 1.8 milyon hektar geriledi? Ekilmeyen buğday, biçilmez ki. Tarım, nasıl stratejik bir alan ise, onu düzeltmek için de köklü, stratejik ve milli bir model şarttır. Aksi halde ne ecnebiden konma akıl ile ne de oradan buradan kotarılmış palyatif ve pansuman tedbirlerle toparlanamaz. Prof. DR. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, Türk tarımı ve Türk çiftçisi için tek şanstır, tek çıkış yoludur? Üç tane uluslararası kongreye konu olan ve yüzlerce bilim adamı tarafından Nobel'e aday gösterilen Milli Ekonomi Modeli'nin çiftçimizin yüzünü güldürecek ve tarımdaki kesata son vererek bereket getirecek bazı projelerini yarın sıralayalım.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019