Âşk ile kinini aş bugün. Bir tebessüm et, bir gül. Göz göze yaklaş, utanma sarıl, kucaklaş. Kalp kırarak yol alma, ben yaşıyorum sanma.
Sen, sen ol da şeytana aldanma. Kapat kulaklarını sağır ol, gerekirse görme hataları kör ol. Şeytan fısıldasın işi o!
Sen meleğin sesini dinle. Varsın ne derlerse desinler. Benden beni al, biz olsun bugün!
Dil uzattıysan dilsize, döner gelir dîl size. Kırmak için mi verildi dil size?
Yok mu başka bir amacı?
Ayaklarının altında sarp dağların yamacı. Bir adım ötende, bir kuş ötende yamacından düşecek amacın. Düşmeden, düşürmeden, düşünmeden söz etme. Önce sözü süz, ki sözsüz kalma!
Söz ver sözlerine, bırak onlar konuşsun ve gözler uysun imlâ kurallarına. Gözü, söz eden gönüle sözle. Gönülden çıkan dize başımıza taç bugün!
Karanlıkta kalma. Baktın mı gökyüzüne, gök, yüzüne baktı mı?
Kıyasladın mı mutluluğu, bir aynanın yansımasında!
Yakamozlar kadar kurumu dersin suyun üzeri. Islanmayan harfler yansıtmıyorsa, bas yeryüzüne ve haykır; yer, yüzünü aç bugün!
Nedir, ne var acunda?
Bu koşuşturma, kaçıştırma. Yol uzun ya da kısa, anlayana!
Ya anlamayana?
Sen hatırlat, de ki; ölüm var sonucunda, son ucunda. O zaman sıkma ellerini, bırak ne varsa. Kızaran parmakların, parmak izlerini bırakırken avuçlarına, düşün!
Üleşmesini bil.
Ne varsa avucunda, pintileşme, cimrileşme saç bugün!
"O halde, gücünüz ölçüsünde Allah'tan korkun, dinleyin, itaat edin. Ve benlikleriniz için bir hayır olarak infakta bulunun. Nefsinin cimrilik ve doymazlığından korunanlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir." (Tegâbun Suresi/16).
Elindekini, dilindekini, yüreğindekini üleş. Sayma sakın bir, iki, bakma üç, beş. De ki; dost, her şey beleş. Söyle paylaşmanın değeri, hangi zenginlikle eş?
Garibin biri binlere yeterken, binleri olan biri bulamazmış. Birini bulamaz ki üleşsin. Sen gönlünün cömertliğini kendinden bile esirge. Sen bile bilmeyesin, görmeyesin. Bir elin verdiğini, diğer el görmesin. Ol vakit gözlerinle cehennemden kaç bugün!
"Gün gelecek, her benlik, hayırdan işlediğini önünde bulacaktır. Kötülükten işlediğini de... İsteyecektir ki, önüne getirilenle kendisi arasında uzun bir mesafe olsun. Allah sizi, kendisinden sakınmaya çağırır. Allah, kullarına karşı Raûf'tur, çok şefkatlidir." (Âl-i İmrân/30).
Sakınıp incitmekten kork ama sakınma incinmekten. Ya kırdığın gönül seni affetmezse, ne olur hâlin. Sen affet ki gönül köprüleri kurulsun, kılıçtan keskin, kıldan ince olan sırattan önce.
Nefsini as. Sanmayasın hayat uzun, ben gencim, yaşım genç, acunsa geniş. Ölüm denen ilmekten darağaç bugün.
Sur'a üflenince. Bir, iki ve üçlenince. Yer ve gök dürülünce. Güneş muma dönünce. Hesap günü gelince, hâlin nice. Bence tüm küskünlüklerini bir kenara at bugün. Yarın çok geç olabilir. Üzme, üzülme, dertlen ama dertlendirme.
Bugün bütün hesapları sıfırlayalım!
Sıfırlarken unutmayalım; var kıyamet, var kıyam et!
Beş yaşında el vurduğum camimizin rahlesindeki parmak izlerimden; Andımız'ı okuduğum ilkokul bahçesinden, yaşadığım genç yaşıma ve ömrümün sonuna kadar; varlığım İslâm varlığına; varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Sen, sen ol da şeytana aldanma. Kapat kulaklarını sağır ol, gerekirse görme hataları kör ol. Şeytan fısıldasın işi o!
Sen meleğin sesini dinle. Varsın ne derlerse desinler. Benden beni al, biz olsun bugün!
Dil uzattıysan dilsize, döner gelir dîl size. Kırmak için mi verildi dil size?
Yok mu başka bir amacı?
Ayaklarının altında sarp dağların yamacı. Bir adım ötende, bir kuş ötende yamacından düşecek amacın. Düşmeden, düşürmeden, düşünmeden söz etme. Önce sözü süz, ki sözsüz kalma!
Söz ver sözlerine, bırak onlar konuşsun ve gözler uysun imlâ kurallarına. Gözü, söz eden gönüle sözle. Gönülden çıkan dize başımıza taç bugün!
Karanlıkta kalma. Baktın mı gökyüzüne, gök, yüzüne baktı mı?
Kıyasladın mı mutluluğu, bir aynanın yansımasında!
Yakamozlar kadar kurumu dersin suyun üzeri. Islanmayan harfler yansıtmıyorsa, bas yeryüzüne ve haykır; yer, yüzünü aç bugün!
Nedir, ne var acunda?
Bu koşuşturma, kaçıştırma. Yol uzun ya da kısa, anlayana!
Ya anlamayana?
Sen hatırlat, de ki; ölüm var sonucunda, son ucunda. O zaman sıkma ellerini, bırak ne varsa. Kızaran parmakların, parmak izlerini bırakırken avuçlarına, düşün!
Üleşmesini bil.
Ne varsa avucunda, pintileşme, cimrileşme saç bugün!
"O halde, gücünüz ölçüsünde Allah'tan korkun, dinleyin, itaat edin. Ve benlikleriniz için bir hayır olarak infakta bulunun. Nefsinin cimrilik ve doymazlığından korunanlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir." (Tegâbun Suresi/16).
Elindekini, dilindekini, yüreğindekini üleş. Sayma sakın bir, iki, bakma üç, beş. De ki; dost, her şey beleş. Söyle paylaşmanın değeri, hangi zenginlikle eş?
Garibin biri binlere yeterken, binleri olan biri bulamazmış. Birini bulamaz ki üleşsin. Sen gönlünün cömertliğini kendinden bile esirge. Sen bile bilmeyesin, görmeyesin. Bir elin verdiğini, diğer el görmesin. Ol vakit gözlerinle cehennemden kaç bugün!
"Gün gelecek, her benlik, hayırdan işlediğini önünde bulacaktır. Kötülükten işlediğini de... İsteyecektir ki, önüne getirilenle kendisi arasında uzun bir mesafe olsun. Allah sizi, kendisinden sakınmaya çağırır. Allah, kullarına karşı Raûf'tur, çok şefkatlidir." (Âl-i İmrân/30).
Sakınıp incitmekten kork ama sakınma incinmekten. Ya kırdığın gönül seni affetmezse, ne olur hâlin. Sen affet ki gönül köprüleri kurulsun, kılıçtan keskin, kıldan ince olan sırattan önce.
Nefsini as. Sanmayasın hayat uzun, ben gencim, yaşım genç, acunsa geniş. Ölüm denen ilmekten darağaç bugün.
Sur'a üflenince. Bir, iki ve üçlenince. Yer ve gök dürülünce. Güneş muma dönünce. Hesap günü gelince, hâlin nice. Bence tüm küskünlüklerini bir kenara at bugün. Yarın çok geç olabilir. Üzme, üzülme, dertlen ama dertlendirme.
Bugün bütün hesapları sıfırlayalım!
Sıfırlarken unutmayalım; var kıyamet, var kıyam et!
Beş yaşında el vurduğum camimizin rahlesindeki parmak izlerimden; Andımız'ı okuduğum ilkokul bahçesinden, yaşadığım genç yaşıma ve ömrümün sonuna kadar; varlığım İslâm varlığına; varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Osman Ateşoğlu / diğer yazıları
- Türk olduğunu bil yeter / 07.11.2017
- Sır değildir gizlediğimiz / 22.10.2017
- Kim bizden? / 25.02.2017
- DUMA'nın dumanı tüttü! / 22.08.2016
- 'Harbiye' harbi konuşalım! / 17.08.2016
- Türk'üm! / 31.07.2016
- Bugün! / 11.07.2016
- Sürgünüm? / 29.06.2016
- Meddah / 24.06.2016
- Sessiz olun demedik, ses siz olun! / 25.02.2016
- Sır değildir gizlediğimiz / 22.10.2017
- Kim bizden? / 25.02.2017
- DUMA'nın dumanı tüttü! / 22.08.2016
- 'Harbiye' harbi konuşalım! / 17.08.2016
- Türk'üm! / 31.07.2016
- Bugün! / 11.07.2016
- Sürgünüm? / 29.06.2016
- Meddah / 24.06.2016
- Sessiz olun demedik, ses siz olun! / 25.02.2016















































































