"Bugünkü sistem olduğu sürece çürüme devam edecek"
Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, "Bugünkü sistem olduğu sürece çürüme devam edecek. İlaç şirketleri daha fazla hasta ister, silah üretiyorsanız savaş, araba üretiyorsanız daha çok özel araç isterseniz. Bu kadar basit" dedi
09.12.2025 10:18:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreter Kemal Okuyan, soL TV'de yayınlanan programda soruları yanıtladı.
"Toplum çürüyor" diye eskiden beri söylediklerini, bunun 12 Eylül'le giderek arttığını belirten Okuyan, toplumsal adaletsizliğin meşrulaşıp benimsenmesinin çürümenin motor gücü olduğunu söyledi.
Okuyan, şöyle devam etti:
"Adalet duygusu toplumda en fazla Turgut Özal döneminde kalktı ve bunu 12 Eylül hazırladı. Alınteriyle çalışma 12 Eylül sonrası bir erdem olmaktan çıktı. 12 Eylül'den önce de patronlar vardı ama ahlaki üstünlük emekçideydi. Adaleti, haklı olanı temsil ediyordu. Geldiğimiz noktada daha büyük bir yoksulluk olmasına karşın emekçi olmak iyi bir şey olmaktan çıktı. Emekçiler nezdinde de. Bu toplumun çok geniş bir kesimini, kısa yoldan, emek vermeden başarıya ulaşmaya ikna ettiler. Çürümenin temel nedeni bu. Bu her alanda sanatta, sporda bile karşımıza çıkıyor. En korkuncu işçi sınıfı da çürüyor."
"Çürümeye direnci sol koyar"
Kemal Okuyan, Turgut Özal döneminde topluma "Herkes kendini kurtarsın" türü bir anlayışın aşılandığını, bunun önemli karşılığının özelleştirme olduğunu aktararak, "Solculara bile özelleştirme kabul ettirildi. Çürümeye direnci sol koyar. Özelleştirmenin iyi bir şey olduğu tezine sol bile ikna oldu, bu da çürümeydi" diye konuştu.
Kamusal kaynakların şahıslara aktarıldığını, bunun çok geniş bir çerçevede gerçekleştiğini söyleyen Okuyan, toplumun itirazlarına rağmen bu duruma direnilemediğini söyledi. Toplumun büyük bir kesiminin kısa yoldan zenginleşmeye ya da iktidar sahibi olmaya özendirildiğini kaydeden TKP Genel Sekreteri Okuyan, "Evet, para girdiği her yeri bozdu" dedi.
"Şikeyi hiçbir savcı temizleyemez, zaten öyle bir niyet de yok"
Futboldaki çürümeye de değinen Okuyan, futbolun aynı zamanda işçi sınıfının yan yana geldiği güçlü bir eğlence aracı olduğunu belirtti.
Okuyan, futbolun çok büyük bir yatırım aracına dönüştüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bunu (şikeyi) hiçbir savcı temizleyemez. Zaten öyle bir niyetleri de yok. Bu bir halkla ilişkiler operasyonu. Bu toplumun sorunu sermayenin, paranın egemenliğinin kabullenilmesidir. Bunu kabullendiğin andan itibaren yanlışa gidersin, çürürsün. Bugünkü sistem olduğu sürece çürüme devam edecek. İlaç şirketleri daha fazla hasta ister, silah üretiyorsanız savaş, araba üretiyorsanız daha çok özel araç isterseniz. Bu kadar basit. Bunların hepsi çürüme nedenidir. Başkasını sömürmek zenginleşmenin ahlak dışı bir davranış olduğunu ısrarla vurgulayıp, patronların sınıf olarak meşrulaşmasını engellemek gerekiyor ama iş onunla bitmiyor. Örneğin baraj sistemi çürümeye hizmet ediyor. Çünkü inanmadığın partiye oy vermeye itiyor seni. Bir partiden başka partiye geçme çürümedir. Toplum bunu izliyor. Bunlar meşrulaşırsa toplum birbirine zarar vermeye başlar. Toplum sistematik bir şekilde en alttan tepeye kadar bencilleştirildi."
Örgütlülüğün çözüm olduğuna dikkati çeken Okuyan, "Kolektif yapıda kolektif davranırsın" diyerek, insanların ilkeleri doğrultusunda yaşaması gerektiğinin altını çizdi. Çürümenin yalnızca sahtekarlıkla açıklanamayacağını söyleyen Okuyan, "İnanmadığın şeyi yapmak da çürümedir. Emperyalizm, her şeyi çürüten, kendi de çürüyen bir yapı. Sovyetler Birliği'nin var olduğu dönemde makyajlama hissiyatı duymuşlardı. Şimdi fren tamamen patladı. Bu direnci nasıl oluşturmalıyız sorusunun tek bir yanıtı var: Bu toplum örgütsüz kaldığında her şeyi kaybedecek. Yeni bir ahlak yaratılması gerekiyor. Bu duruş güçlenmezse işçi sınıfından bir şey beklemeyelim" diye konuştu.
"Toplum çürüyor" diye eskiden beri söylediklerini, bunun 12 Eylül'le giderek arttığını belirten Okuyan, toplumsal adaletsizliğin meşrulaşıp benimsenmesinin çürümenin motor gücü olduğunu söyledi.
Okuyan, şöyle devam etti:
"Adalet duygusu toplumda en fazla Turgut Özal döneminde kalktı ve bunu 12 Eylül hazırladı. Alınteriyle çalışma 12 Eylül sonrası bir erdem olmaktan çıktı. 12 Eylül'den önce de patronlar vardı ama ahlaki üstünlük emekçideydi. Adaleti, haklı olanı temsil ediyordu. Geldiğimiz noktada daha büyük bir yoksulluk olmasına karşın emekçi olmak iyi bir şey olmaktan çıktı. Emekçiler nezdinde de. Bu toplumun çok geniş bir kesimini, kısa yoldan, emek vermeden başarıya ulaşmaya ikna ettiler. Çürümenin temel nedeni bu. Bu her alanda sanatta, sporda bile karşımıza çıkıyor. En korkuncu işçi sınıfı da çürüyor."
"Çürümeye direnci sol koyar"
Kemal Okuyan, Turgut Özal döneminde topluma "Herkes kendini kurtarsın" türü bir anlayışın aşılandığını, bunun önemli karşılığının özelleştirme olduğunu aktararak, "Solculara bile özelleştirme kabul ettirildi. Çürümeye direnci sol koyar. Özelleştirmenin iyi bir şey olduğu tezine sol bile ikna oldu, bu da çürümeydi" diye konuştu.
Kamusal kaynakların şahıslara aktarıldığını, bunun çok geniş bir çerçevede gerçekleştiğini söyleyen Okuyan, toplumun itirazlarına rağmen bu duruma direnilemediğini söyledi. Toplumun büyük bir kesiminin kısa yoldan zenginleşmeye ya da iktidar sahibi olmaya özendirildiğini kaydeden TKP Genel Sekreteri Okuyan, "Evet, para girdiği her yeri bozdu" dedi.
"Şikeyi hiçbir savcı temizleyemez, zaten öyle bir niyet de yok"
Futboldaki çürümeye de değinen Okuyan, futbolun aynı zamanda işçi sınıfının yan yana geldiği güçlü bir eğlence aracı olduğunu belirtti.
Okuyan, futbolun çok büyük bir yatırım aracına dönüştüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bunu (şikeyi) hiçbir savcı temizleyemez. Zaten öyle bir niyetleri de yok. Bu bir halkla ilişkiler operasyonu. Bu toplumun sorunu sermayenin, paranın egemenliğinin kabullenilmesidir. Bunu kabullendiğin andan itibaren yanlışa gidersin, çürürsün. Bugünkü sistem olduğu sürece çürüme devam edecek. İlaç şirketleri daha fazla hasta ister, silah üretiyorsanız savaş, araba üretiyorsanız daha çok özel araç isterseniz. Bu kadar basit. Bunların hepsi çürüme nedenidir. Başkasını sömürmek zenginleşmenin ahlak dışı bir davranış olduğunu ısrarla vurgulayıp, patronların sınıf olarak meşrulaşmasını engellemek gerekiyor ama iş onunla bitmiyor. Örneğin baraj sistemi çürümeye hizmet ediyor. Çünkü inanmadığın partiye oy vermeye itiyor seni. Bir partiden başka partiye geçme çürümedir. Toplum bunu izliyor. Bunlar meşrulaşırsa toplum birbirine zarar vermeye başlar. Toplum sistematik bir şekilde en alttan tepeye kadar bencilleştirildi."
Örgütlülüğün çözüm olduğuna dikkati çeken Okuyan, "Kolektif yapıda kolektif davranırsın" diyerek, insanların ilkeleri doğrultusunda yaşaması gerektiğinin altını çizdi. Çürümenin yalnızca sahtekarlıkla açıklanamayacağını söyleyen Okuyan, "İnanmadığın şeyi yapmak da çürümedir. Emperyalizm, her şeyi çürüten, kendi de çürüyen bir yapı. Sovyetler Birliği'nin var olduğu dönemde makyajlama hissiyatı duymuşlardı. Şimdi fren tamamen patladı. Bu direnci nasıl oluşturmalıyız sorusunun tek bir yanıtı var: Bu toplum örgütsüz kaldığında her şeyi kaybedecek. Yeni bir ahlak yaratılması gerekiyor. Bu duruş güçlenmezse işçi sınıfından bir şey beklemeyelim" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































