İnsanoğlunun en büyük hastalıklarından biri de "erteleme hastalığıdır" Ele geçen fırsatların kaybolması, zamanın değerlendirilememesi, oluşların gecikmesi, ömürlerin israfı, bela ve musibetlerin beklide en tehlikelisi, ertelemekten dolayı gerçekleşmektedir. Yunus emre ne güzel söylemiş;"Yunus Emre'm var yoluna, koyma bugünü yarına, yarın hakkın divanına varam Allah deyu deyu"? Bize verilen ömür sermayesinde zaman kavramı hem çok değerli, hem de çok kısadır. Her anı mutlaka kendine has duygu ve fillerle donatılmalı, o anın işi asla ertelenmemelidir. Çünkü istenen, "o an" yapılmasıdır? Mesela; namaz günde beş vakittir ve mutlaka vaktinde kılınması gerekmektedir. Onun içindir ki Namazın farzlarından biri de "vakittir" ?Öğle vakti girmeden önce onlarca, yüzlerce rekât namaz kılsanız, vakit girdikten sonra ve zamanında kılınan dört rekât namazın fazilet ve sevabını alamazsınız, sorumluluktan da kurtulamazsınız? Bu durum her vakit için geçerlidir. Sabah namazı için de öğlen namazı için de ikindi namazı için de akşam namazı için de yatsı namazı için de durum aynıdır? Nafile namazlardan husuf-kusuf (ay ve güneş tutulma) namazlarını ay ve güneş tutulma anında kılmazsanız faziletine eremezsiniz?Tavaf namazını Kâbe'yi tavaf ettikten sonra kılmazsanız görevinizi yapmış olmazsınız?Bayram namazını bayram sabahı güneş doğup kerahet vakti kalkınca kılmak lazımdır. "Hac Arafat'tır" buyurulmuş, zilhiccenin dokuzunda mutlaka Arafat'ta bulunmak gerekmektedir. Ben şu zaman hac ederim deme yetkiniz yoktur. O iş; o gün, orada ve o vakitte yapılacaktır.Oruç hakkında da böyledir. İmsak ve iftar arasında yemeden içmeden kesilmek gerekmektedir. Yine böyle bir kişinin mazereti olmadan keyfi olarak tutmadığı farz Ramazan orucunun kefaret ve kazasını yerine getirse bile, cezadan kurtulsa bile, o gün tutmuş olsa alacağı fazilet ve sevabı almasının mümkün olmadığı fıkıh kitaplarımızda mevcuttur.Velhasıl; Zamanı dışında yapılan işlerin zamanında yapılan işle benzerliği yoktur ve de kıymeti de aynı değildir.Geliniz bu satırları okuduktan sonra kendimizle baş başa kalalım, kendimizi muhasebe edelim. Bu güne kadar hangi işleri yarına bıraktık ve esastan uzaklaştık? Sonrada geleceğimizi, daha faydalı geçmesi için planlayalım. Bugünün işini bugün, yarının işini yarın, her işi o işe ait zamanda, mekanda ve şartta yapmanın kaygısını taşıyalım. Göreceksiniz hayat daha verimli ve güzel yaşanacaktır!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş’ın hukuk davası, bir ifade hürriyeti davasıdır / 06.09.2025
- Hariçten gazel okuyanlar bilsin ki Muhammed’siz din olmaz / 05.09.2025
- Muhammed-i Aşk sırrına erenlere selam olsun / 04.09.2025
- Hüseyin Baş Lozan’da oynanmak istenen İngiliz oyununu anlattı / 03.09.2025
- Zafer sadece savaşla değil, ekonomi ile de kazanıldı / 02.09.2025
- Ölüme hazırlık nasıl olur? / 01.09.2025
- Atatürksüz Zafer Bayramı kutlamanın anlamı olmaz / 30.08.2025
- Millete rağmen bir şey yapmak ayıptır günahtır / 29.08.2025
- Allah ile kulu arasındaki yakınlık / 28.08.2025
- Şüphesiz Rabbim duayı işitendir / 27.08.2025
- Hariçten gazel okuyanlar bilsin ki Muhammed’siz din olmaz / 05.09.2025
- Muhammed-i Aşk sırrına erenlere selam olsun / 04.09.2025
- Hüseyin Baş Lozan’da oynanmak istenen İngiliz oyununu anlattı / 03.09.2025
- Zafer sadece savaşla değil, ekonomi ile de kazanıldı / 02.09.2025
- Ölüme hazırlık nasıl olur? / 01.09.2025
- Atatürksüz Zafer Bayramı kutlamanın anlamı olmaz / 30.08.2025
- Millete rağmen bir şey yapmak ayıptır günahtır / 29.08.2025
- Allah ile kulu arasındaki yakınlık / 28.08.2025
- Şüphesiz Rabbim duayı işitendir / 27.08.2025