Türkiye'de son yıllarda gitmesi en çok istenen birinci isim olmasa da kesinlikle ikinci kişi olan Kızılay Başkanı Kerem Kınık'a neden istifa etmediği sorulmuş.
Kınık, "Kızılay Başkanı istifa ettiği anda tüzük gereği iki ay içerisinde genel kurula gidilmesi gerekir. Kızılay genel başkanıyla beraber yönetim kurulunun istifası halinde Kızılay'ın idari anlamdaki işlemleri durur, sahada 300 bin gönüllünün yönetilmesi kaotik bir duruma dönüşür" demiş.
Yani Kerem Kınık'ın 7 yıldır yönettiği Kızılay, son 20 yıllık dönemde başındaki kişiler olmadığı zaman kaos yaşayacak bir kuruluşa dönüştürülmüş.
1868 yılında kurulan, tam 155 yıllık Kızılay gibi köklü bir kuruluş demek ki ehil olmayan kadrolar elinde kısa süre içerisinde bu hale getirilebiliyormuş.
Üstelik Kerem Kınık, 'Ben istifa edersem bütün yönetim kurulu da istifa eder' tehdit kokan imalarda da bulunmaktadır.
Ne günlere kaldık, görüyor musunuz?
Kerem Kınık'ın 'İstifa edersem Kızılay'da kaos çıkar' şeklindeki açıklamasına Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, sosyal medya hesabından, 'Evet, kâr amacı güden kuruluşlarda genelde böyle olur, ama yardım kuruluşu olsaydı sorun olmazdı" karşılığını verdi.
Sayın Baş'ın tespiti çok doğru.
Eski Kızılay olsa, kimse kaos çıkacağından bahsetmezdi.
Haddizatında ne Kızılay başkanı gidince kaos çıkar ne de başkaları. Her gidenin yerini dolduracak kabiliyette, hatta gidenlerden daha liyakatli insanlar yetiştirebilecek kadar kadim bir medeniyete sahip milletiz elhamdülillah.
Kendisinden sonra kaos çıkacağını sanan Kerem Kınık gibi insanlar maalesef, mensup oldukları millete ve de devlete güvenmediklerini dışa vuruyorlar, farkında olmadan.
Yani iktidardaki siyasi anlayışta var olan tek adamlık özentisi, bu iktidarın atadığı herkeste de bulunuyor.
Adeta bu dönemde atananlarda aranan yegâne özellik tek adam gibi çalışmak ve yönettikleri kurumları tek adama bağlı hale getirmek olmuş.
Bu yüzden Kızılay Başkanı Kerem Kınık'tan duyduğumuz, 'Ben gidersem kaos çıkar' benzeri cümlelere hiç şaşırmıyoruz. Zira son 20 yılda böyle ifadeleri çok kez duyduk.
Ancak kendilerini vazgeçilmez görenler elbette er ya da geç gidecekler.
Tarih sayfaları bunun örnekleriyle doludur.
Onlar gittikten sonra hiçbir şeyin aksamadığını, hatta devlette ya da kuruluşlarda her şeyin çok daha güzel işleyip çalıştığını gördüklerinde hem kendileri hem de onları bir şey zanneden kitleler böylelerini gözlerinde çok büyütmüş olduklarını geç de olsa anlayacaklar.
- Enerji masasında Türkiye neden yok? / 08.11.2025
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024



































































































